'110 bin sığınmacı hamile'

Birleşmiş Milletler (BM) Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye İletişim Uzmanı Çelik Özüduru, 110 bin Suriyeli sığınmacının hamile olduğunu açıkladı.

GÜNCEL 9.11.2018 11:34:40 0

Akın Bodur

Özüduru, doğurganlık sahibi olan üreme çağındaki Suriyeli sığınmacı sayısının ise 900 bin olduğunu belirtti. Ülkemizde bulunan sığınmacıların 1.5 milyonunun 15 ile 30 yaş aralığında olduğu belirtildi. Hamile olan 110 bin Suriyeli sığınmacının büyük bölümünün çocuk olduğu belirtiliyor.
Ankara´da düzenlenen ve 16 ilden 144 gazetecinin katıldığı 'Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları' adlı toplantıda katılımcılara bilgi veren BM Nüfus Fonu Türkiye İletişim Uzmanı Çelik Özüduru, çalışmalarda önceliklerinin kadın ve kız çocukları olduğunu belirtti.

'Önceliğimiz kadınlar ve kız çocukları'
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye İletişim Uzmanı Çelik Özüduru, Birleşmiş Milletlerin her fonunun kendi alanında çalıştığını, kendilerinin de BM organı UNFPA olarak daha çok kadın ve kız çocukları üzerine çalıştığını ve Suriye konusunda da bu alanlara göre müdahale edildiğini anlattı.
'Bizim çalışma alanımızda önceliğimiz kadınlar ve kız çocukları' diyen Çelik, UNFPA´nın SGDD ve MUDEM iş birliği ile yürüttüğü Kadın Sağlığı Danışma Merkezleri´nde, kadınların güçlenmesini sağladıklarını belirterek bu merkezlerde kadınlara danışmanlık verildiğini, farkındalık arttırıcı ve bilgilendirici etkinlikler düzenlediklerini ve merkezlerin ileride Sağlık Bakanlığına devrederek, böyle işletilmesini sağlamayı amaçladıklarını ifade etti. 19 ilde 20 sosyal hizmet merkezi, 35 kentte kadın sağlığı merkezinin olduğunu belirten Çelik, kadınların sosyal yaşama katılmalarının kendileri için çok önemli olduğunu çünkü sığınmacı kadınların her zaman böyle bir fırsatları olmayabileceğini söyledi.
Türkiye´de 3 milyon 600 bin sığınmacının olduğunu anlatan Özüduru, “Bunlardan üreme çağındaki kadın-kız çocuğu sayısı 900.000. 110.000 kişi de hamile. 1milyon 500 bin kişi, 15-30 yaş aralığında. BM Nüfus Fonu olarak 363.071 üreme sağlığı hizlmeti, 378.811 kişiye cinsel ve toplumsal cinsiyet temelli şiddet hizmeti verildi; 617.725 Suriyeliye de hijyen seti dağıtımı yapıldı.' dedi. Özüduru, 'Biz kadınların bizim yaptığımız çalışmalara bağımlı olmasını istemiyoruz. İstiyoruz ki kadınlar kendi ayakları üzerinde dursun, telefonla konuşabilsinler. Bir hastaneye gittiklerinde Türkçe olarak kendi dertlerini anlatabilsinler. Türkçe derslerine bu sebeple çok önem veriyoruz” diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı ile ortak oldukları projelerde bürokrasinin ağır işlediğini, özel kuruluşlarla yürütülen projelerde ise bunun çok hızlı gerçekleştiğini belirten Özüduru, sığınmacıların çocuk yaşta evlendirildiğini, çocuk yaşta hamile kalan sığınmacıların suç olması nedeniyle ve sınırdışı edilmemek için saklandığını, bu tür durumların bildirimi (hastane ve sağlık görevlireninin ihbarını zorunlu kılan) gerektiren suçu oluşturduğunu söyledi. Suriyeli sığınmacılar arasında önemli bir oranda çocuk yaşta evlilik ve çocuk yaşta hamilelik olduğunu ifade eden Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye İletişim Uzmanı Çelik Özüduru, 'Bu konuda bir istatislik yakalamak çok zor. Bizim böyle bir araştırmamız da yok' dedi. BM Nüfus Fonu Türkiye İletişim Uzmanı Özüduru, bir soru üzerine hamile olan sığınmacılardan kaçının ´çocuk´ olduğu sorusuna 'Elimizde veri yok' diye yanıt verdi.

'Bu toplumun sismograflarıyız”
Anadolu topraklarının her zaman göçmenlere ev sahipliği yaptığını anlatan ve Rusya devriminde ´beyayaz Ruslar´ı, Afganları kimsenin hatırlamadığını, çünkü onların ´bizden biri olduğunu´ belirten Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, 'Ama onlar küçük gruplardı ve kültüre adapte oldular. Suriyeliler ise sayısal olarak çok' dedi. Köyden kente göçün de kentleşmede toplumsal sorun yarattığını anlatan Bildirici, 'Bu bir sosyal sorun. Ama biz ne yapacağız? Gazeteciler olarak bizim sosyal sorunun çözümüne zarar vermek değil, katkı vermemiz lazım' değerlendirmesini yaptı.
'Medya ve etik' üzerine değerlendirmede bulunan ve medyada nefret söylemi konusunda dikkat edilmesi gerekenleri dile getirip, iyi örnekler kadar kötü erneklerin de olduğunu belirten Bildirici, “Bizim için mevzuattaki kavramlar önemli değil, çünkü biz devlet adamı değiliz. Bizi sığınmacı ve mülteci kavramları bağlar. Mültecilik, sığınmacılara verilen bir kavram ama mülteciler de kullanılabilinir. Medeni bir ülkenin, medeni gazetecileri olarak evrensel ilkelerle yaptığımızı savunan insanlar olmalıyız. O zaman nefret türü söylemlerden kaçınmalı, uzak durmalıyız. Çünkü bu tür nefret söylemi içeren haberler yaparsak, insanların birbirlerine düşmelerini, kavgaları azaltmış olmuyor, tam tersi artmasına neden oluyoruz. Herkes ülkemizde depremler olduğunda neler yaşanabileceğini gördü, empati kurabildi. Bugün azınlıklara karşı işlenen nefret söylemi şimdi yer değiştirdi ve Suriyeliler ön sıralarda yer almaya başladı. Nefret söyleminin hedefi olan gruplarda ilt sırayı Yahudiyer, ikinci Suriyeliler, üçüncü sırada da Yunanlılar yer alıyor. Bizim empati kurabilmemiz, Suriye´den gelen insanların yaşadıklarını anlamamız için böyle bir deneyim yaşamanıza gerek yok. Onları anlayabilmeliyiz. Yapılması gereken, her şeyini kaybetmiş insanların yaşama tutunma çabasına katkı vermemizdir. Onları angılamamız, anlamamız ve ona göre haber yapmamız gerekiyor. Biz gazeteciyiz. İnsanlar arasında empati geliştirebiliriz. Onları hissedebilir, insanlara bu hissi yaşatabiliriz. Çünkü biz bu toplumun bir yerde sismograflarıyız. Evrensel gazetecilik kriterleri Suriyelilere karşı farklı bir kriter değildir” dedi.

'Gazetecilik insan mesleğidir'
Bazı gazetecilerin kafalarındaki olumsuzluğu habere yansıttığını ve haberle topluma aktardığını ifade eden Faruk Bildirici, haberde insanların uyruğu, yaşı, cinsiyeti, mesleği ancak haberin temel unsuru olduğu zaman yansıtılmasını gerektiğini, temel unsur değilse kimliğini, aidiyetini heberi koymamak gerektiğini söyledi. Bildirici, 'Koysak bile haberin başlığı olmamalı. Somut bilgi ve belgeye dayanmayan şey, habere yansımamalı. Kişisel kanatlerimizi yazdığımız bir haber, okur tarafından bilgi ya da belgeyle dayalı olarak algılanır. Bu nedenle haberlerde bazı unsurları haberin başına çıkarırken dikkat edilmesi gerektir. Biliyorsun insanlar çoğu zaman haberlerin başlıklarını okuyor, devamını okumuyor. Böyle olduğunda sadece haberin başını okuyan insan oradan konuyu yanlış algılayabilir. Temel olarak konuyu bir iki cümlede özetleyebilirim. Bizim mesleğimiz insan mesleği. Biz gazeteciyiz, insanız. Bu mesleği sadece insanlar için yapıyoruz. İnsanlara bilgi veriyoruz ki o insanlardan bilgileri alsınlar kendi hayatlarını doğru yönlendirsinler. İşin özü bu. Kim olursa olsun, nereden gelirse gelsin, hangi gruptan, hangi ulustan, hangi aidiyeti taşıyorsa taşısın insanı korumak zorundayız. Dili dönüştürmek, aslında zihni dönüştürmeyi getirir.'


Hastane bahçesinde korkutan yangın

CHP, Hatay ve İskenderun için yeniden itiraz etti

Arsuz'da bahar coşkusu

Dörtyolluyu denizle buluşturdu

Erzin de ilk meclisini topladı

Dörtyol meclisinde komisyon seçimleri yapıldı

Meclis komisyonlarını CHP belirledi

Dönmez’den alan incelemesi

Öntürk’ten ‘tefeciden borç alınmış’ iddiası

Kaymakamlık avlusunda bayramlaşma

Arsuzlu TCDD Kampında bayramlaştı

Bayramın 3. bakanı Bayraktar oldu

"Deprem Şehitliğine" bakan ziyareti

CHP, Hatay'ı 'çalışma grubu'yla izleyecek

Bakan Özhaseki: 14.2 milyar lirayı Hatay için kullanacağız

  • BIST 100

    9645,02%-0,50
  • DOLAR

    32,53% -0,03
  • EURO

    34,88% 0,12
  • GRAM ALTIN

    2426,09% -0,15
  • Ç. ALTIN

    4017,93% 0,00