Başlamış´a gölet önerdi

Milletvekili Kaşıkçı, HBB´yi Yeniyurt´ta da kanalizasyonun denize boşalmasını önlemeye çağırdı

SİYASET 5.11.2019 10:46:36 0
Başlamış´a gölet önerdi

Akın Bodur/İskenderun

Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı, su ürünlerinin vatandaşlar için değerli bir gıda kaynağı olmasının yanında 82 ülkeye ihraç yapılan ve 950 milyon dolarlık girdi elde edilen önemli bir ihraç kalemi olduğunu, biyolojik zenginlik bakımından çok nadide ülkelerden biri olan ülkemizin, aynı zamanda 4 denizle büyük bir avantaja sahip olduğunu ifade etti.
Su Ürünleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Tanun Teklifi üzerinde TBMM Genel Kurulunda konuşan Hatay Milletvekili Kaşıkçı, 'Denizlerimiz hem ekolojik hem de biyolojik özellikleri bakımından birbirinden farklı özelliklere sahiptir. Denizlerin yanında, 200´ün üzerinde göl mevcudiyetimiz de bulunmaktadır. Sahip olduğumuz tüm tatlı ve tuzlu su kaynaklarımız aynı zamanda su ürünleri varlığıyla da değerli konumdadır. Su ürünleri, bugün itibarıyla yaklaşık 250 bin insana iş alanı açan ve oluşturduğu katma değerle ülkemize artı bir değer katan önemli bir sektördür. Bu sektör, gelişimini bugünlere 1971 yılında çıkarılan 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu´yla taşımıştır. Ancak bu kanunun aradan geçen onca yıl, gelişen teknolojik imkânlar, bilimsel, çevresel, ekonomik ve sosyal hususlar ile sektörün ihtiyaçları da göz önüne alınarak günümüz koşullarına uyumlu hâle getirilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Unutulmamalıdır ki doğal kaynaklar sonsuz değildir, koruma ve kullanma dengesi mutlaka sağlanmalıdır. Bu ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak hazırlanan kanun teklifiyle su ürünlerinin sürdürülebilir yönetimi ve balıkçılık kaynaklarımızın korunmasına ilişkin ihtiyaç duyulan hususlarla ilgili düzenlemeler yapılmaktadır. Görüşülmekte olan bu kanun teklifinin amacı; Yasa dışı su ürünleri avcılığı ve kural dışı su ürünleri yetiştiriciliği faaliyetlerinde caydırıcılığın sağlanması; Su alanı ve suyun kiralanmasında yetkili kurumların belirlenmesi; Doğal türlerin korunmasına, istilacı ve yabancı türlerin kaynaklarımızda yayılmasının önlenmesine yönelik balıklandırma faaliyetlerinin kurallara bağlanması; Avcılık ve yetiştiricilikte verilen izin ve ruhsatların günün şartlarına göre düzenlenmesinin sağlanması; Balıkçı gemilerimizin başka ülke karasularına ve uluslararası sulara avcılık amaçlı gidişlerinin kurala bağlanması; Su ürünlerinin kaçak yollardan yurtdışına çıkarılması ve canlı olarak yurtiçine sokulmasının engellenmesi ve su yapılarının bulunduğu alanlarda biyo çeşitliliğin korunması, amacıyla bazı değişiklikler yapılması öngörülmektedir. Kanun teklifi hazırlanırken konusunda uzman bürokratlardan, bilim insanlarından ve sivil toplum kuruluşlarından görüş alınmış ve bugünkü seviyeye getirilmiştir. Elbette hazırlanan bu yasa teklifinin eksikleri olacaktır. Ortaya çıkabilecek bu eksiklerin gözlemlenerek iyileştirilmesi hususunda gerekli çalışmaların da süreç içerisinde yapılacağını ummaktayız. Türkiye´de kişi başına yıllık su ürünleri tüketim miktarı yıllardır 5-6 kilogram arasında seyretmektedir. Hâl böyle olunca üretimimizin büyük bir kısmını ihraç etmek zorunda kalıyoruz. Bu da yaklaşık yüzde 75-80 civarında. Aynı kalite ve büyüklükteki balıklarımız ihraç edilen ülkelerde 7 euro seviyesinde satılırken AB ülkesi mallar 16-17 euro seviyesinde satılmaktadır. Firmalarımız çoğu zaman zararına ürünlerini elden çıkarmak zorunda kalmaktadır. 'Siz üretin, nasıl olsa balığınızı iç piyasada satamıyorsunuz, bu nedenle fiyatı biz belirleriz.' diye ülkemizi zor duruma düşüren bir dış piyasa anlayışı bulunmaktadır. Bu nedenle iç piyasada kişi başı yıllık balık tüketim miktarımızı muhakkak artırmamız gerekmektedir. ´Omega 3 yağ asitleri zengini´ diye yapılan reklamlarla yurt dışından getirilen Norveç balığına yaklaşık 100 TL para ödüyoruz. Vatandaş bu balığı sahip olduğu pembe rengi dolayısıyla doğadan avlanmış sanmaktadır. Hâlbuki internet arama motorlarında ´somon, scale, colour´ kelimeleriyle tarama yapıldığında renk skalasıyla ilgili görsellere de ulaşılabilecektir. Ülkelerin müşteri profiline göre yemlere istenilen pembe rengi elde edebilmek için karoten maddeler ilave edebilmektedir. Bu, balıkların sağlıksız koşullarda üretildiği manasına gelmemekte ancak paramızın yapılan reklamlar dolayısıyla yurt dışına gitmesine sebep olmaktadır. Hâlbuki yerli ve millî deniz balığımız da aynı oranda omega 3 yağ asitleri içermektedir. Bu nedenle, ithal balıklar üzerindeki verginin artırılarak yerli ve millî su ürünlerimizin tüketiminin artırılması gerekmektedir. Ülkemiz gökkuşağı alabalığı Avrupa birincisi olmasına rağmen, Norveç´ten gökkuşağı alabalığı getiriliyor. Bunun da önüne geçilmelidir. Üretimi artırarak aynı zamanda yerli ve millî balığımızın iç piyasada tüketim miktarının artırılması yoluna da gidilmelidir. Aksi takdirde su ürünleri yetiştiriciliği yapan firmalarımızı zor günler beklemektedir.'
İskenderun Körfezi´nde birçok tatlı su kaynağı bulunduğunu belirten milletvekili Kaşıkçı, 'İskenderun Körfezi deniz balığı yetiştiriciliğinde, İskenderun´da bulunan su ürünleri fakültesindeki bilim adamları ve Mustafa Kemal Üniversitesinde bulunan ziraat fakültesindeki bilim insanları; yaptıkları çalışma sonucunda İskenderun Körfezi´nde yetiştirilen balığın Türkiye´nin diğer denizlerinde yetiştirilen balıklarla kıyaslandığı zaman daha iyi olduğu sonucuna ulaşıyorlar. Körfez, elverişli, balık çiftçiliği de böylesine elverişli bir noktada iken ruhsat almak için bakanlığa başvuru yapıp ruhsat alamayan çok sayıda vatandaşımızın olduğunu biliyoruz. Tabii, denizde su ürünleri yetiştiriciliği´ dediğimiz zaman özellikle çevre örgütlerinin üzerimize geleceğini de biliyoruz ancak çevre örgütlerine de şunu ifade etmek istiyorum. Deniz ürünleri bizim zenginliğimizdir. Denizlerde çupra, levrek ve diğer türleri bizlerin üretmesi lazım. Bu konuda çevre derneklerine de şunu ifade etmek istiyorum: Eskiden kıyıya çok yakın alanlarda bu çiftliklere müsaade ediliyordu ancak yapılan yeni çalışmalarla birlikte artık kıyıya çok uzak ve aynı zamanda derinlik olarak da öncekilere nazaran daha derin kısımlarda bu çiftliklerin kurulmasına müsaade ediliyor. Dolayısıyla, burada hiç kimsenin korkmasına gerek yok. Hatay su kaynaklarında Türkiye´nin diğer vilayetlerine göre daha zengin, ancak bu su kaynaklarını tam olarak kullandığımızı ifade edemem. Erzin´de gürül gürül akan ancak hiçbir şekilde faydalanamadığımız Başlamış Çayı var. Başlamış Çayı, bütün debisini Akdeniz´e boşaltıyor. Başlamış Çayı´nın üzerinde kurulacak bir göletin Erzin´deki narenciyeyle uğraşan çiftçimize büyük bir rahatlık getireceğini düşünüyorum. Bu deremiz Avrupa´nın herhangi bir ülkesinde olsa, dere üzerine kurulacak gölet sadece tarımsal sulama amaçlı bir gölet olmaz, aynı zamandan burada içme suyu da tedarik edilir. Hatta ve hatta bu gölete bir enerji tribünü kurularak buradan enerji de üretilebilir. Erzinliler Başlamış Çayı üzerine kurulacak olan göleti dört gözle bekliyor. Bu gölette aynı zamanda su ürünleri yetiştiriciliği yapacağımızı da ifade etmek istiyorum. Dörtyol ´da çevresel bir problemimiz var. Dörtyol´da Yeniyurt´ta bir kanalizasyon Akdeniz´e boşalıyor. Yetkililere bunu defalarca ifade ettik ama bir türlü önlem alamadılar. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanını ve yetkilileri göreve davet ediyorum' açıklamasında bulundu.


CHP, Hatay ve İskenderun için yeniden itiraz etti

Arsuz'da bahar coşkusu

Dörtyolluyu denizle buluşturdu

Erzin de ilk meclisini topladı

Dörtyol meclisinde komisyon seçimleri yapıldı

Meclis komisyonlarını CHP belirledi

Dönmez’den alan incelemesi

Öntürk’ten ‘tefeciden borç alınmış’ iddiası

Kaymakamlık avlusunda bayramlaşma

Arsuzlu TCDD Kampında bayramlaştı

Bayramın 3. bakanı Bayraktar oldu

"Deprem Şehitliğine" bakan ziyareti

CHP, Hatay'ı 'çalışma grubu'yla izleyecek

Bakan Özhaseki: 14.2 milyar lirayı Hatay için kullanacağız

AÇKD eski başkanı S. Asker yaşamını yitirdi

  • BIST 100

    9679,80%-1,37
  • DOLAR

    32,42% 0,04
  • EURO

    34,43% -0,14
  • GRAM ALTIN

    2486,70% 0,16
  • Ç. ALTIN

    4085,85% 0,00