Cenaze törenine soru önergesi

Akın Bodur/İskenderun

Suriye´deki çatışmada yaşamını yitirdiği belirtilen Abdül Basit Sarut´un cenazesi için Reyhanlı´da ÖSO bayrağının açıldığı kitlesel tören düzenlenmesine tepki sürerken, cenaze töreni önergeyle parlamento gündemine getirildi. Hatay Milletvekili Suzan Şahin, 2014 yılında terör örgütü IŞİD´e katılan ve Özgür Suriye Ordusu komutanı olan Abdülbasit el Sarut´un Hatay´da tedavi görmesini ve cenazesinin kitlesel bir törenle Suriye´ye gönderilmesine sert açıklamayla tepki gösterdi. Şahin, “Bu ülkenin istihbarat ve güvenlik güçleri uyuyor mu? Reyhanlı halkı katiliyle yan yana mı yaşamak zorunda?” değerlendirmesini yaptı. 2014 yılında terör örgütü IŞİD´e katıldığı ve daha sonra Özgür Suriye Ordusu çatısı altındaki Ceyşul İzze örgütünün komutanlarından olduğu belirtilen Abdülbasit el Sarut, Suriye´deki çatışmada yaralanması üzerine kaldırıldığı Hatay´daki bir hastanede 8 Haziran tarihinde yaşamını yitirmiş, cenazesi de Reyhanlı´daki Tevhid Camisinde kitlesel bir töreni kaldırılarak, Suriye´ye gönderilmişti.

Soylu´ya 8 soru yöneltti
TBMM Başkanlığına verdiği ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu´nun yanıtlamasını istediği önergesinde, 'Reyhanlı katliamını üstlenen IŞİD terör örgütüne mensup bir kişinin cenazesinin terör örgütünü övecek bir gösteriye, terör faaliyetlerini özendirmeye ve övmeye yarayacak seviyeye gelmesi kamu güvenliği ve düzeni açısından açıkça tehdit oluşturmaktadır' ifadesine yer veren Hatay Milletvekili Şahin, Türkiye´nin 2013 yılına kadar yaşadığı en büyük katliamlardan birisinin Reyhanlı katliamı olduğunu ifade etti. Milletvekili Şahin, İçişleri Bakanı Soylu´nun yanıtlamasını istediği önergesinde şu sorulara yer verdi: 'IŞİD Türkiye´nin terör listesinde değil midir? IŞİD´e açıkça biat ettiği bilinen, hatta söz konusu terör örgütünde üst kademelerde görev aldığı bilinen bir kişi için miting havasında cenaze töreni düzenlenmesine neden izin verilmiştir? Bu konuda sorumlu kurum ve kuruluşlar hakkında herhangi bir işlem yapılmış mıdır? Terör örgütü destekçisi ve yöneticisi olduğunu ifade eden bu kişinin cenaze töreni için yapılan hazırlıklardan, açılan bayraklardan, atılan sloganlardan kolluk kuvvetlileri ve yetkililerin haberi olmuş mudur? Olmuş ise provakatif bir gösteriye dönüşen cenaze törenine neden izin verilmiştir? İzin verenler ya da cenazeye göz yumanlar hakkında herhangi bir işlem, soruşturma başlatılmış mıdır? Bir cenazede şiddeti, hakareti, nefret dilini ve terörü savunmak suç değil midir? Cenaze için yurtiçinden ve yurtdışından otobüslerle organize bir şekilde insan taşındığı iddiaları doğru mudur? Doğru ise buna neden izin verilmiştir? Reyhanlı Kaymakamı Twitter hesabından ´Suriyeli muhaliflerin komutanlarından birinin cenazesinin, konvoy şeklinde Suriye bayraklarıyla ve sloganlarla izinsiz gösteriye dönüştürülmesi kabul edilemez ve sorumsuzca bir davranıştır. Bu tür provokasyonlara açık eylemlere müsaade edilmeyeceğinin bilinmesini rica ederim´ açıklamasını yapmıştır. Kolluk kuvvetlerinin (emniyet, jandarma, MİT vb.) cenaze töreninin yapılmasına ilişkin gerekli istihbaratı almamış mıdır? Yok ise bakanlığınızdan veya valilik, kaymakamlık makamından cenaze törenine ilişkin resmi bir izin alınmış mıdır? Vali ve kaymakamın böylesi büyük bir organizasyondan nasıl haberi olmamıştır? Eli kanlı bir terör örgütü mensubu olan Sarut´un cenaze töreninin Reyhanlı halkını huzursuz edecek bir eyleme dönüşmesine nasıl göz yumulmuştur? Bu durum ülkemizin iç ve dış güvenliğini ihlal etmiyor mu? Gövde gösterisi niteliğindeki bu cenaze töreni kamu güvenliği ve düzenini tehlikeye atmıyor mu? Abdülbasit el Sarut isimli şahısın Hatay´da bir hastanede tedavi edilmesinin gerekçesi nedir? Bu kişinin Hatay ilinde ikameti var mıdır? “Alevilerin kökünü kazıyacağız” söyleminde bulunan bu kişi hakkında arama, yakalama kararı ya da açılmış herhangi bir soruşturma var mıdır? Eğer varsa tüm bunlara rağmen Türkiye toprakları dahilinde bu kişinin tedavisi nasıl yapılmakta, nasıl Türkiye sınırlarından rahatlıkla içeri girebilmektedir?'
Cenazeye ilişkin değerlendirmede bulunan Hatay Milletvekili Şahin, 'Bu durumun kabul edilemez. Hatay Reyhanlı özelinde bu bir beka ve milli güvenlik meselesidir. Bu ülkenin istihbarat ve güvenlik güçleri ya uyuyor ya da İç İşleri Bakanı bu duruma göz yumuyor. Reyhanlı halkı terör örgütü IŞİD´in bombalı eyleminin travmasını henüz atlatmamışken bu örgütün komutanları nasıl Hatay´da tedavi görebiliyor, nasıl cenaze töreni düzenleniyor anlamak mümkün değil. Bu ülkenin vatandaşı olan Reyhanlı halkı katiliyle yan yana yaşamak zorunda mı?' ifadesini belirtti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu´na yönelik, katıldığı şehit cenazesindeki linç girişimini anımsatan Şahin, “Ülkenin yarısını temsil eden bir partinin genel başkanının, şehit cenazesine katılmasını engellemek isteyenler ve ülkeyi şehitler üzerinden bölmeye çalışanlar ile teröristlerin cenazesine izin verenler aynı zihniyetin ürünüdür. Reyhanlı katliamını asla unutmayacağız, unutturmayacağız. Bizim acımız hala taze' görüşünü kaydetti.
Cenazeye ilişkin parlamentoya verilen önergeler üzerine konuşan Hatay Milletvekili Hüseyin Şanverdi, Suriye ordusunca öldürülen ve IŞİD üyesi olduğu öne sürülen kişinin cenaze törenine ilişkin eleştirilere Meclis genel kurulunda yaptığı konuşmayla yanıt verdi. Antakya´dan Fadıl Sağlar adlı gazeteci, facebook hesabından yaptığı paylaşımda, milletvekili Şanverdi´nin, Sarut´un eski bir futbolcu olduğunu, babası ile 4 kardeşinin ÖSO bünyesinde çarpışıp öldüklerini ve şehit olduklarını, kendisinin de şehit olduğunu, Reyhanlı halkının Sarut´a sahip çıktığını ifade etti.