Doğadan atölyeye

Hünerli eller palmiye yapraklarını işliyor

GÜNCEL 24.10.2019 10:39:38 0
Doğadan atölyeye

*Kent sınırları içinde kalan, kırsal yaşamın olanaklarından henüz mahrum kalmayan yerleşimlerde budanan ağaçların dalları atık mı tartışması süredursun Arsuz Halk Eğitim Merkezi, budama atıklarını ekonomiye, değer katarak kazandıracak bir çalışma başlattı: Sepet Örücülüğü Kursu.

*Arsuz´da, Belediye Başkanı Asaf Güven´in sıklıkla dile getirdiği, 2T sloganıyla tarımsal kalkınma ile turizmi birleştirecek ya da içiçe şekillenmeyi hedefleyen bir bakış açısı sözkonusu. HEM tarafından Nardüzü´nde başlatılan kurs, bu kalkınma hedefiyle örtüşür mü zaman gösterecek, ancak başlatılan çalışma yörenin dokusuna, geleneksel el sanatlarına uygun bir üretim olarak adlandırılabilir.

Sadet Berkyürek/İskenderun
Arsuz Halk Eğitim Merkezi tarafından Nardüzü´nde palmiye yapraklarının hammadde olarak kullanıldığı sepet örücülüğü kursu başlatıldı. 32 kursiyerle sürdürülen kursun usta öğreticisi Azize Alay, kursun bir ortak üretime dönüştürülmesini hedeflenebileceğini belirterek, kurumun üretimin sürdürülmesine yönelik desteği bulunduğunu, yetişecek kursiyerlerden bir bölümünün bu alanda üretim yapan bir işyerinde istihdamının da sağlanabileceğini söyledi.
Ağaçları budayıp budayıp yaprakları, dalları atık/çöp diye bırakıyoruz. Üstelik bu çöpleri bırakacak yer bulamadığımızda sokağa atıyoruz. İşte bırakılan o bitkisel atık palmiye yapraklarını toplayıp işleyerek sepet örücülüğü çalışmasının usta öğreticisi Azize Alay, hayt ve murt dalları ile sazlık otunun da bu çalışmada kullanılacağını söyledi. Alay, sepet örücülüğü fikrinin nasıl geliştiğini şöyle anlattı: “Atalarım geçimlerini yıllarca bundan sağladılar. üniversitede de bu bölümü okumuştum. Ama geçen yılbaşından sonra Hatay´da kurulacak EXPO´nun koordinatörü geldi. bu tarz şeylerden bahsetti, ‘Sepetler, cimemler istiyoruz´ dedi. Buranın doğal bitki örtüsünden malzeme istediklerini söyledi. Olan bir bilginin üzerine gidip eğitimini alarak üzerine kattım, alan taraması yaptım. Sıfır bir masrafla kotarabileceğimizi gördüm. Öğrencilerimize de makul geldi. Kurumdaki yöneticiler de destekledi. Bu şekilde başladık. Bu unutulmaya yüz tutmuş bir sanat. Yeniden canlandırıp bizden sonraki nesillere aktarabilirsek ne mutlu. Geliştirebileceğimizi görüyoruz.”

Sıfır maliyetle rekabet edilebilecek
Bu ürünlerin pazar bulup bulamayacağına ilişkin bir alan çalışması da gerçekleştirilmiş. Türkiye´ye bir kısmı Uzakdoğu´dan ithalatı da yapılan bu bu alandaki üretimlerinin hammadde maliyeti nedeniyle rekabet edebileceğine de inandıklarını, alımla ilgili Adana´dan bir firmayla temasa geçildiğini söyleyen Alay, şu bilgileri paylaştı: “Bir kısmı ithal ediliyor. Genelde Uzakdoğu´dan geliyor. Orada işçilik maliyetleri çok düşük olduğu için çok uyguna getiriyorlar. Ama bizde de masraf sıfır olduğu için yine uyguna gelecek. Burada talep de çok. Şu anda yöresel talepleri karşılamak için başladık.”

Budayan için atık olan palmiye yapraklarının hangi işlem basamaklarından geçtiğini Alay, şöyle anlattı: “Üç-dört gün en fazla hafta kurutuyoruz. Sonra çuvaldızlarla iplerini ayıklayıp keserek demet haline getiriyoruz. Suda ıslayıp şekillendirip işlemeye başlıyoruz. Şu anda 32 öğrencili bir atölye ve gelecek talepleri karşılayabileceğimizi düşünüyorum.”

“Meydandaki sepetçilerin yerini biz dolduracağız”
Yörenin dokusuna uygun, geleneksel el el sanatları ve üretimine uygun bir çalışma ürünlerinin bu bölgeyi temsil eden ürün simgelerden biri olabilecek mi? Bu soruyu Azize Alay şöyle yanıtladı: “Olabileceğini düşünüyorum. Çünkü biz çocukluğumuzda yıllarca o meydanın olduğu yerde sepetçilerin gelip senede bir defa çadır kurup bunları işlemelerini seyrettik. Ailemin işlemesini seyrettim. Özellikle yazın işlenirdi bu tür ürünler. Açık havada işlenir, evin içine girilmezdi. Ya da herkesin bir atıl odası olurdu. Bu çalışma ile biraz da nostalji yaşamış olduk. Sepetçiler artık Arsuz´a gelmiyor, onların yerini artık biz dolduracağız galiba. Önümüzdeki günlerde böyle bir fikrimiz var.”

Doğala ve organiğe dönüş var
Piyasada organik ve doğala dönüşü de işaret eden Azize Alay, yaptıkları çalışmanın da bu beklentiyi karşılacağını ifade etti: “Hiç kimse ne boya ne sentetik adına bir şey istiyor. Tamamen doğal malzemeyi görmek istediklerini söylüyorlar. Biz sadece sepetlere vernik atabileceğiz. Ekmeklik yaparken aldığımız kaplamayı da sapları da boyamayacağız. Antakya tarafında saplar boyanıyor ama sentetik olduğu için belli bir zaman sonra solma da yapabiliyor. Boyalı malzemenin içine ekmeği koymak istemiyorlar. Tamamen doğal malzemeyle üretim talep ediliyor, ben de eğitimimi bu şekilde veriyorum. Benim eğitimimim üzerine isteyen istediği şekilde boyar, şekillendirir. Ama şu anda hedefimiz tamamen organik ve doğal malzeme üretimi.”

Her kesimden destek talebi
Çalışmanın sürdürülebilir olmasında her kesimin desteğini beklediklerini de sözlerine ekleyen alay, şöyle konuştu: “Bu bir arz talep meselesi. Bize dışardan destek gelmez ise bu çaba evimize yaptığımız süs eşyalarıyla kalacaktır. Şu anda vaatler var; ‘siz başlayın, gerisini getireceğiz´ diyorlar. Eğer gelmezse bu da solar gider. Buna rağmen bir kårımız var; bu kursiyerler yarın bu sanatı çocuklarına ve torunlarına öğreteceklerdir. 3 kişiye daha aktarılsa bizim için artıdır. Herkesin, her kesimin duyarlı olmasını bekliyoruz.”


CHP, Hatay ve İskenderun için yeniden itiraz etti

Arsuz'da bahar coşkusu

Dörtyolluyu denizle buluşturdu

Erzin de ilk meclisini topladı

Dörtyol meclisinde komisyon seçimleri yapıldı

Meclis komisyonlarını CHP belirledi

Dönmez’den alan incelemesi

Öntürk’ten ‘tefeciden borç alınmış’ iddiası

Kaymakamlık avlusunda bayramlaşma

Arsuzlu TCDD Kampında bayramlaştı

Bayramın 3. bakanı Bayraktar oldu

"Deprem Şehitliğine" bakan ziyareti

CHP, Hatay'ı 'çalışma grubu'yla izleyecek

Bakan Özhaseki: 14.2 milyar lirayı Hatay için kullanacağız

AÇKD eski başkanı S. Asker yaşamını yitirdi

  • BIST 100

    9645,02%-0,50
  • DOLAR

    32,53% -0,03
  • EURO

    34,88% 0,12
  • GRAM ALTIN

    2426,09% -0,15
  • Ç. ALTIN

    4017,93% 0,00