İHD: insanlarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz

Cumartesi Annelerinin eylemi, 700. haftasında

GÜNCEL 27.08.2018 10:04:02 0
İHD: insanlarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz

İskenderun/SES

İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun Şube Eş Başkanı Coşkun Selçuk, 27 Mayıs 1995´te başlayan Cumartesi Annelerinin eyleminin 700 haftadır devam ettiğini ifade ederek, 'Zorla kaybedilen kişileri hala unutmadığımızı bir kez daha ifade ediyoruz' açıklamasını yaptı.
Gözaltına alındıktan sonra varlığı inkar edilen ve kendilerinden bir daha haber alınamayan insanların aileleri ve insan hakları savunucuları olarak, “kayıpların bulunması ve adaletin sağlanması” talebiyle başlattılan barışçıl direnişin 700. haftasına girdiğini belirten Selçuk, yazılı açıklamasında şunlara yer verdi: 'Aileler ve insan hakları savunucuları olarak 700 haftadır, her Cumartesi saat 12.00´de Galatasaray Meydanı´nda gözaltında kaybedilen yüzlerce insanımızın fotoğrafını taşıyarak, Türkiye´nin en uzun erimli protestosunu sürdürüyoruz. Yıllar içerisinde Cumartesi Anneleri/insanları etkinliği Diyarbakır, Batman, Urfa, Cizre vb. yerlerde de düzenlenmiştir. 700 haftadır, gözaltına alındıktan sonra varlığı inkar edilen insanlarımıza ne olduğunu soruyor, onları kaybedenlerin adil bir yargılama faaliyeti sonucunda cezalandırılmasını istiyoruz. Ancak bugüne kadar gözaltında kaybedilenlerin akıbetini açığa çıkartacak ve onları kaybedenleri ve insanlığa karşı suç olan bu kaybedilmelerde sorumluluğu olanların yargı önünde hesap vermesini sağlayacak bir adalet sistemini devreye sokulmadı. Devletin gücünü sınırlayacak, yurttaşın hak ve özgürlüklerini koruyacak hukuk kurumlarının yokluğu taleplerimizin karşılıksız kalmasına, hakikati bilme ve adalete ulaşma hakkımızın ihlal edilmesine neden oldu.'
Dernek yönetimi adına değerlendirmede bulunan Selçuk, açıklamasına şöyle devam etti: 'İHD olarak zorla kaybedilenlere ilişkin taleplerimiz açık ve net; Zorla kaybedilenlerin akıbeti ortaya çıkarılmalı, fail ve sorumulular yargı önünde hesap vermeli, gözaltında kaybetme suçundaki sorumluluk kabul edilmeli, gözaltında kaybetme suçunun fail ve sorumlularını koruyan cezasızlığa son verilmeli; adalet sağlanmalı, gözaltında kaybetme fiilinin insanlığa karşı işlenen suç olarak düzenlenmesine, önlenmesine ve cezalandırılmasına yönelik yasal düzenlemeler yapılmalı ki bir daha asla hiç kimse gözaltında kaybedilmesin, Türkiye Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme´yi imzalamalı, onaylamalı ve uygulamalı, Uluslararası Ceza Mahkemesi´ni Kuran Roma Statüsü´ne taraf olunmalı. 700 haftadır dile getirdiğimiz bu talepler, demokratik toplumun temel değerlerine, Türkiye´nin anayasal normlarına ve uluslararası hukuk kurallarına dayanan meşru haklardır. Bu taleplerimizin gerçekleşmesinin önündeki en büyük engel Türkiye´de hukukun üstünlüğünü esas alacak siyasi bir iradenin bulunmamasıdır. İktidarların insan haklarını, yargı bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik politikaları sonucunda hakikate ve adalete ulaşmamız bugüne kadar mümkün olmadı. İktidarlar, inkar, baskı ve şiddet politikaları ile toplumu duyarsızlığa, suskunluğa sürüklemek isterken, 700 haftadır, yılgınlığa karşı inancı, umutsuzluğa karşı umudu, baskıya karşı direnci, inkara karşı hakikati hatırlattık. Umutsuzluğa, korkuya, yılgınlığa yer yok; bunlar kaybetmenin ilk basamaklarıdır diye haykırdık, sessizliğimizle. Cumartesi Annelerinin 700 haftadır ´bitmedi bekleyişim, eksilmedi özlemim, tükenmedi umudum, kaybolmadı inancım, azalmadı direncim, solmadı karanfilim´ diyerek Galatasaray´a çıkışı bu yüzdendir. 700. hafta vesilesiyle hatırlatmak isteriz ki, güvenlik güçlerinin işlediği suçlarda gerçeğin gizli tutulması, bu suçların faillerinin cezasızlık zırhıyla korunması yalnız mağdurların sorunu değil, temel bir hukuk, demokrasi ve insan hakları sorunudur. Hakikati inkar eden, failleri hukukun üstünde tutarak cezasız bırakan devlet politikası, ülkenin demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve barışa gidecek yolu üzerinde barikat kuruyor. Bu barikatı aşmak için mücadele etmek yurttaşlık görevidir. Bir kez daha kamuoyunu, Türkiye´de yaygın bir şekilde yaşanmış ve bugüne kadar cezasız bırakılmış gözaltında kaybetme suçuna karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz. İnsanlık onurunu hedef alan bu suçun cezasız bırakılmaması için herkesi kayıtsız kalmama sorumluluğunu yerine getirmeye çağırıyoruz. Gözaltında kayıplara karşı mücadele yürüten bizler, hakikat adına, adalet adına ,vicdan ve insanlık onuru adına mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Kayıplarımızı unutmayacağız. Gözaltında kaybedilenleri insanlarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Umudun, direncin, inancın ve haklılığın gücüyle sürdürdüğümüz bu mücadelenin kazananı biz olacağız. Adalet arayışımız sonuç alıncaya kadar devam edecek.'


Anahtar Kelimeler: Coşkun Selçuk

C. Atalay, TİP'in 5 ilçedeki adaylarına oy istedi

VP Hatay adayı Hadimoğulları: Seçimler, eşit koşullarda yapılmıyor

Erkan Baş: "Yoksul daha yoksul, zengin daha zengin oldu"

"Yeni İskenderun'u inşa etmeye sayılı günler kaldı"

Duduoğlu gençlerle görüştü

"Yönetimimizde muhtarların mahallelerle ilgili sorunları kalmayacak"

Bayır Bucak Türkmenlerinden Ceylan'a destek ziyareti

Emekli, seyyanen 12 bin lira zam istedi

"Hatay’ı yatırım ve istihdam cenneti haline getireceğiz"

"Şehri daha yaşanabilir kılacağız"

"Önceliğimiz depremzedeleri konut sahibi yapmak"

“İskenderun'u yaşanabilir hale getireceğiz”

EMEP Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Karaca: Bu seçim, Hatay halkının hayatta kalma seçimidir

“İnsanlar hala yarını göremiyor”

Akbay ailesinin acısı

  • BIST 100

    9079,97%3,1
  • DOLAR

    32,36% 0,16
  • EURO

    34,95% -0,30
  • GRAM ALTIN

    2324,05% 0,21
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00