Sınıfına 65 metre yükseklikten bakıyor

Okullar kapandı; ama o ne öğrencilerine notlarını verebildi, ne de karnelerini.

GÜNCEL 23.06.2018 11:01:35 0
Sınıfına 65 metre yükseklikten bakıyor



Akın Bodur/İskenderun
Sınıfın bulunduğu sıfır rakımdan 65 metre yükseklikteki kule inşaatına çıkan Habib öğretmen, 'Bu akıl tutulması ve saçma sapan dönem kesinlikle bitecek. İki eğitim-öğretim yılı boyunca ayrı kaldığım öğrencilerime, hem not hem de karne vereceğim. Ben her sınav sonrası öğrencilerime kitap hediye ederdim. Şimdi yeni öğrencilerime vereceğim kitaplar için kaynak biriktiriyorum. Kısa bir zamanda öğrencilerimle buluşacağımdan kuşkum yok. Hem de çok yakında' diye konuştu.
Üyesi olduğu ve iki dönem yöneticiliği yaptığı Eğitim Sen´in kararı üzerine 29 Aralık grevine katıldığını, bu grevden dokuz ay sonra yasa ve yönetmeliklere aykırı bir şekilde başlatılan idari soruşturmanın bahane edilerek açığa alındığını, kısa süre sonra da ihraç edildiğini ve açığa alınması ile ihraç edilmesinin hiçbir hukuki, bilimsel ve mantıklı bir gerekçesinin olmadığını ifade eden Akdeniz, bir bakan tarafından kullanıldığını ifade ettiği 'Suçlu olmasalar da idari tasarrufla ihraç ettik' sözüyle de aslında konuyu özetlediğini söyledi. Hiçbir suçu yokken neden ihraç edildiğine anlam veremediğini anlatan Akdeniz, 'Hakkımızda adli bir süreç yürütülmedi. Adli bir sürece veri oluşturacak bir durum da zaten yok' diyerek, başlatılan idari soruşturmada bazı öğretmenlere verilen uyarı, kınama, maaştan kesme cezaların da mahkeme tarafından iptal edildiğini belirtti.

´Kimler kurban edildi, diye baktığım listede adımı gördüm´
Eğitim Sen İskenderun Şubesinde iki dönem yürütme kurulu üyeliği yapan, 08 Eylül 2016´da açığa alınıp, 29 Ekim 2016 tarihinde çıkan 675 sayılı KHK ile ihraç edildiğini anlatan Habib Akdeniz, 'O tarihte acaba kimi kurban ettiler, diye daha önce görev yaptığı Hatay bölgesine baktım, ardından da tayinim çıktığı yer olan Ordu bölgesi listesine öylesine bakarken, adımı gördüm. İnanamadım. Defalarca baktım ve adım ihraç edilenler arasında yazıyordu. Şaka gibiydi. Halen, neden ihraç edildiğimi birçok kişi gibi ben de bilmiyorum' dedi. Akdeniz, ihraç listesine girmesinin tamamen yerel yöneticilerin nefret duygusuyla ilgili olduğunu düşündüğünü söyledi. Sol, sosyalist düşünceye sahip olduğunu ifade eden Habib Akdeniz, darbe girişimi ya da FETÖ´yle ilgisinin olmadığını, yıllarca Fetö´yle mücadele eden insanların Fetöcülükle suçlanması ya da terör merkezleriyle ilişkilendirilmesinin akıl sınırlarını zorlamak olduğunu ifade eden Akdeniz, böyle bir açıklamada bulunmanın bile kendisine zulüm gibi geldiğini de belirtti. Karar sonrası üzüldüğünü, biri üniversiteye giden iki çocuk babası olarak işsiz kaldığını, başka bir gelirinin de olmadığını ifade eden Akdeniz, şunları söyledi: 'Ama bir yerden sonra üzüntü kalmıyor. Çünkü yaşamak zorundasınız ve sorumluluklarınız var. Kendini boşverseniz de, iki çocuğun sorumluluğu var. Öğretmen olduğum dönemde hiç birikimim olmadı, yapamadım, aksine borçlandım. İhraç sonrası da çevremin daraldığını gördüm. İnsanlar kendilerinin de başına bir şey gelir korkusuyla sizden uzak duruyor. Bunu da anlıyorum ve kimseye kırgın değilim. Ama tersine size güç ve moral veren insanlar da oluyor. Yaşadığım durumu ihraç edilen çoğu kişi yaşamıştır.'
Akdeniz, 'Evim yok. İhraç sonrası bir süre gittiğim babamın evinde kaldım, ama banka borçları nedeniyle baba evine haciz gelmesin, diye öğretmen arkadaşlarımın yaptığı eylemlere dahi katılamadım' dedi.

´Ekip başı olmayı amaçlıyorum, çünkü, maaşı bin lira fazla´
Yaşamını sürdürmek, geçimini sağlamak, eğitim gören çocuklarına katkı sunabilmek için çalışmak istediğini ancak uzun süre iş bulamadığını, sosyal bilgiler öğretmenliği dışında mesleğinin olmadığını anlatan 46 yaşındaki Akdeniz, uzun süre işsizlik sonrası bir tanıdığının aracılığıyla termik santral inşaatında çalışmaya başladığını ifade etti. 'Termik santral inşaatının kazan bölümünde çelik montaj boru birleştirme işinde çalıştım. Üstlendiğim işi iyi yapmaya özen gösterdim, çok çalıştım. Girdiğim sınavı kazandım ve Endüstriyel Boru Montajı Meslek Yeterlilik Sertifikasını aldım. Şimdi ekip başı olmayı amaçlıyorum (ekip başı oldu). Çünkü, maaşı bin lira kadar daha fazla' diyen Habib Akdeniz, ihraç sonrası farklı bir meslek sahibi olduğu belirtti.
Lise, üniversite dönemi ve mezuniyet sonrası inşaat boyacılığı, gazetecilik yaptığını anlatan ve OHAL komisyonuna yaptığı itirazın sonucunu bekleyen Akdeniz, gazetemize yaptığı açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Bu sürecin geçeceğine inanıyorum. Öğretmenliğe geri döneceğim. Çünkü her hangi bir suçum yok. Niye açığa alındığımı, niye atıldığımı bile bilmiyorum. Ama tahmin ettiğim şey, sendikal faaliyetler. İki dönem sendikanın yönetim kurulunda görev aldım. O dönemde 11 bin öğretmen açığa alındı, bunun 9 bini Eğitim Sen üyesiydi. Bizler bir anlamda kurban seçildik. Kendimden dolayı biliyorum ki öğretmenliğe geri döneceğim. En kötü hukukta bile öğretmenliğe geri döneceğimi düşünüyorum. Zorlama hukukta bile bir kriter vardır, hukuk vardır. Ben o kadar haklı olduğumu biliyorum. Ama şimdi çalışmak zorundayım. Çünkü bir gün bile çalışmasam, başka sosyal sorularla başa çıkmak zorunda kalacağım. Ben bu akıldışı dönemde korkunun ne kadar bulaşıcı olduğunu öğrendim. Ama bir yandan cesaretin de en az o kadar bulaşıcı olduğunu gördüm. Bu mükemmel birşey. Bayram geçiriyoruz. İhraç edilmeden önce bayram mesajlara yetişemezdim. Ama şimdi iki evladım ve birkaç öğretmen arkadaşım dışında arayıp bayramımı kutlayan olmuyor. Bunun nasıl bir yara olduğunu yaşamayan bilmez. Ama bunu da sorun etmiyorum. Mahsuni´den bir türkü dinleyip inandığım güzel dünyanın hayalini kuruyorum. Düşünülenin aksine hükümete kızgın değilim. En azından bu nedenden kızgın değilim. Hatta müteşekkirim. Çünkü sıradan bir öğretmenden bir filozof, bir edebiyatçı adayı, bir boru montaj ekip lideri ve çok güçlü bir insan yarattı. Bunu ben yapamazdım. Ancak onlarla bu dünyada hukuk önünde hesaplaşma hakkımı da saklı tutuyorum. Biz Eğitim Sen´li öğretmenler; Fakir Baykurtların, Rıfat Ilgazların öğrencileriyiz. Adımızı ihraç listelerine yazanlar keşke bunu anlayabilecek kapasitede olsaydı, o zaman her şey çok farklı olurdu. Bizim boyun eğmeyeceğimizi anlamıyorlar. Antik Yunan pedagoglarını bir yana bırakırsak 110 yıllık bir tarihe sahibiz. Bizler ne olursa olsun ülkemizin tarihine, Encümen-i Muallime, Cumhuriyet Devrimine, Başöğretmenimize, Hasan Ali´ye, Tonguç ´a, Fakir ve Rıfat Hocalarımıza ihanet edip sırtımızı dönmeyiz. Çünkü 110 yıllık bir tarihimiz var. Bunun günümüzdeki temsilcisi de Eğitim Sen´dir. Bize haksızlık yaparken bunu bildiklerini sanmıyorum. Şahsi olarak bana yapılan haksızlığın bir önemi yok. Alışığız. Bizimkiler genelde şantiyecidir. Öğretmenlik yapmadan önce de şantiyede çalıştım. Öğretmenken sınıfımın lideriydim, şimdi de ağır sanayide ekip liderliği yapıyorum. Yani bizim gibi insanları kimse açlıkla terbiye edemez. Fıtratımız uygun değil.”


Anahtar Kelimeler: Habib Akdeniz

CHP, Hatay ve İskenderun için yeniden itiraz etti

Arsuz'da bahar coşkusu

Dörtyolluyu denizle buluşturdu

Erzin de ilk meclisini topladı

Dörtyol meclisinde komisyon seçimleri yapıldı

Meclis komisyonlarını CHP belirledi

Dönmez’den alan incelemesi

Öntürk’ten ‘tefeciden borç alınmış’ iddiası

Kaymakamlık avlusunda bayramlaşma

Arsuzlu TCDD Kampında bayramlaştı

Bayramın 3. bakanı Bayraktar oldu

"Deprem Şehitliğine" bakan ziyareti

CHP, Hatay'ı 'çalışma grubu'yla izleyecek

Bakan Özhaseki: 14.2 milyar lirayı Hatay için kullanacağız

AÇKD eski başkanı S. Asker yaşamını yitirdi

  • BIST 100

    9645,02%-0,50
  • DOLAR

    32,58% 0,22
  • EURO

    34,84% 0,53
  • GRAM ALTIN

    2417,04% -0,63
  • Ç. ALTIN

    4073,33% 0,00