Sadullah ÇAĞLAR


1940 Türkiye´de 40 Bilim Adamı

Sadullah Çağlar


Dün ve bugün yakın tarihte geçen bir dünya savaşı yaşandı. 1939 yıllarında başlayan 1945 döneminde biten bu dünya savaşında 52 milyon üstünde insan hayatını kaybetti. Bu dünya savaşında en çok Sovyet insanı 22 milyon insan öldü. Biz bu kanlı çatışmada Türkiye´nin bu savaşın dışında nasıl kaldı. Ülkenin sınır komşuları Yunanistan Bulgaristan, Balkanlar ve tüm Avrupa Başta Avusturya, Polonya, Nazi Almanyası tarafından işgal edildi. Sırada Çekoslavakya vardı. Peki Savaşın Sorumlusu Kim?

Elbette kapitalist düzen...
Hitler´in Almanya´da muhalefet yıllarında, Nazi Partisine büyük yardımlar yaptılar. Örneğin, Erfer Group firması Alman ağır sanayisi batının tekelci güçleri.
ABD´nin en büyük sermaye gücü Rakofeller, Hitler´e dolar yağdırdı. Neden?, Evet...Neden?
Dünya Ülkelerini sarsan Ekim yeniliğini gelişimi önlemek için.
Peki savaşın başlangıcında İngiliz İmparatorluğunun birikimli diplomatı Başbakan Mst. Chorcill...
'Tanrıdan bir isteğim, Alman lideri Hitler gibi bir önderin İngiliz İmparatorluğunun yönetime gelmesi...'
Gelen olarak bütün avrupa, başlangıçta bütün batı yenildi. Yorum öyleydi. Alman teknik ordusu zafere koşuyordu. Peki Türkiye, Ne yapacaktı? Selanik, Sofya, ve Balkanlar ülkenin sınır komşuları, özellikle ´aydın´ dediğimiz, kamuoyu ülkede savaş yanlısıydı.
Osmanlı yönetimin 1. Dünya Savaşında Almanya´nın müttefikiydi.
Hitler, Türkiye´nin eski dostu olarak bakıyordu. Oysa, tüm muhafazakarlar, ekonomi Almanya ile savaşa tek karşı olan hepsi Almanya´dan yana idi. Savaşa karşı tek karşı olan Milli Şef İnönü idi. İsmet Paşa haykırıyordu.´ 'Yurtta sulh, cihanda sulh' Bağımsız Türkiye savaşın dışında kalacak´ diyordu. Bu konum içinde Türkiye İngiltere, Fransayla dostluk anlaşması imzalar.
Hitler´i iktidar yapan Baron Frans Bonnpapen, Almanya tarafından, Türkiye´ye büyükelçi olarak atanır. Bu atama sonucunda, Çankaya´da Cumhurbaşkanı İnönü´yle özel görüşmede yeni dostlukların gelişmesi temenni edilir.
Cumhurbaşkanı İnönü, Büyükelçiye, 'Bu savaşın bir an evvel sona ermesi ve barıştan yana adımların atılmasını bekliyoruz.' Büyükelçi, 'Sayın başkan, savaş biz başlatmadık, Versay Anlaşması sonucu topraklarımız işgal edildi.', İnönü, 'Bizde sayın Büyükelçi Almanya´dan yana olduk ve savaşı kaybettik.Biliyorsunuz Sayın Pepen, Bu savaşın sonucu imparatorluk tasfiye oldu. Ülkemiz Kurtuluş mücadelesi sonucu çok acı yaşadık. Bu nedenle aynı sıkıntıları yaşamak istemiyoruz.' Milli şef İnönü, Baron Papen´e ileriye yönelik müttefik olmayacağımız mesajını verdi. Papen, Sayın başkan, Türkiye´nin İngiltere ve Fransayla yaptığınız ikili Dostluk anlaşması yapmanız bizi çok üzdü'. İnönü, Sayıp Papen, biz Avrupa ülkesiyiz, bir arada yaşıyoruz. Almanya´ylada Dostluk anlaşması yaparız.'
1943 yılında Türkiye, Almanya ile saldırmamazlık anlaşması imzaladı.
Türkiye, savaşa girmediği halde savaş ekonomisi uyguluyor. Onun yanında, sınır komşumuz Bulgaristan sınırına yakın, bir milyonun üstünde askeri yığınak yapar.
Bu süre içinde İstanbul´da karartma geceleri başlar.
Aydınlar, İstanbul ne zaman bombalanacak endişesi içinde...
Cumhurbaşkanı sık sık radyoda yaptığı konuşmada, Halkımız huzur içinde yaşamını sürdürmeye devam etsin. Endişe edecek bir durum yok. Biz savaş değil, barış için mücadele edeceğiz. Türkiye olarak savaşın dışında tarafsız bir ülke olarak kalmaya devam edeceğiz.
Milli şef, halka sürekli mesaj vermekte, tıpkı İngiltere Başbakanı halka moral vermekte.
Bu arada İstanbul dünya şehri...Ve İstanbul coşku içinde, Beyoğlu, Taksim...
Taksim Belediye Gazinosunda Münir Nurettin Selçuk konserlerine devam etmekte. Yunanistan´dan kaçan sanatçılar, Atlas sinemasında konser vermekte. İtalyan tenör
Tino Rossi, opera konserlerine devam etmekte... Ve Şarlo´nun Avrupa´da yasaklanan diktatör filmi Beyoğlu´nda Elhamra sinemasında oynamaktadır.
Genel olarak savaştan kaçan bilim adamları aydınlar için Türkiye, İstanbul sığınaktı.
Öyle ki bağımsız denen İsveç, İsviçre, Nazi Almanya´sından kaçan Alman kimlikli yahudileri başvuruları kabul edilmiyor. Ama Türkiye tüm sınır kapılarını batıya aştı.
Bu amaçla ilgili, Alman asıllı Profesör Albert Einstein, 1940 yılında Cumhurbaşkanı İnönü´ye bir mektup yollar.
Türkiye Cumhurbaşkanı İsmet İnönü´ye...
Sayın ekselansları...
OS Dünya birliğinin şeref başkanı olarak, Almanya´dan kaçan ve tıbbi çalışmalarına
40 Profesör ve doktorun bilimsel ve tıpta çalışmalarını, Türkiyede devam etmelerine müsade etmeniz için başvuruda bulunmayı Ekselanslarında rica ediyorum. Sözü edilen kişiler Alman´ya da yürürlükte olan yasalar nedeniyle mesleklerini icra edemediler. Çoğu geniş tecrübe, bilgi ve ilmi liyakat sahibi bulunan bu kişiler yeni bir ülkede yaşadıkları takdirde son derece faydalı olmalarını ispat edebilecek.
Ekselanslarından ülkenizde yerleşmeleri ve çalışmalarına devam etmeleri için izin vermeniz konusunda başvuruda bulunduğu, tecrübe sahibi uzman ve seçkin akademisyen alan kırk kişi birliğimize yapılan çok sayıda başvuru arasından seçilmişlerdir. Bu bilim adamları bir yıl müddetle, hükümetlerimizin talimatları doğrultusunda kurumlarımızın, herhangi bir biriminde hiç birinden hiç bir karşılık beklemeden çalışmayı arzu ekmektedirler. Bu başvuruya destek vermek maksadı ile hükümetinizin talebi kabul etmesi halinde insanlık bir nefes alacaktır.
Sadece ve sadece yüksek seviyede bir insanlık faaliyetle bulunmuş olmakla kalmayacağı, bunun ülkenize de ayrıca kazanç getireceği umudumu ifade etmek cüretinde bulunuyorum.
Ekselansların sağdık hizmetkarı olmaktan şeref duyuyorum.
Albert Einstein
Einstein´nın çağımızın en gelişmiş felsefeci, bilim adamı genç cumhuriyetin itibarına dikkat edin.
Devlet Başkanı İnönü´ye Ekselansları sadık hizmetkarı olmaktan şeref duyan atomu keşfeden aydın.. 1930´lar dünya genelinde savaş rüzgarları, insanlığı tehdit ederken, Atatürk ve İnönü aslında bu iki DEHA tek adamdı. Üzerlerinde ki askeri üniformaları çıkararak 'Yurtta sulh, cihanda sulh' diye haykırıyorlardı. Ve ülkeyi bu dehalar ülkeyi en saygın cumhuriyet yaptılar.