Halit KATKAT


AKP´nin taktikleri artık işe yaramıyor

AKP iktidarının ‘muhalefeti hazırlıksız yakalama´, yani baskın seçim hamlesi istenen sonucu vermedi. Bunun tersi muhalefet, arka arkaya ataklar geliştirdi. Hatta seçim gündemini diğer seçimlerde olduğu gibi iktidar değil, artık muhalefet belirliyor.


 

AKP, İttifak düzenlemesi getirerek kendisi MHP, BBP ile Cumhur İttifakını oluştururken muhalefetin birleşemeyeceğini, hatta birbirlerine düşeceğini hesap etti. Ama muhalefet bu tuzağa düşmedi. Önce CHP 15 milletvekilini İyi Parti´ye ödünç vererek onun grup kurarak seçimlere girmesini garanti altına aldı; sonra da AKP´nin getirdiği ittifak yasasından yararlanarak ‘Cumhur İttifakı´nın karşısına ‘Millet İttifakı´nı çıkardı. Her ne kadar anahtar konumundaki HDP ittifaka alınmamış olsa da gene de bu hamle önemli bir hamleydi.

Bütün propaganda araçları, yargı sistemi, gazeteler ve televizyonlar iktidarın emrinde, camiler ise iktidarın siyasi propaganda aracı olarak kullanılıyor. OHAL koşulları devam ediyor. Bu koşullarda muhalefetin gündemi belirliyor olması önemli gelişmelere işaret ediyor.

Bir defa bu, AKP liderinin geleneksel politikası olan toplumu kamplara ayırma ve kendi seçmenini iktidar kampı çevresinde tutma; yalanlar, yanlışlar, küfürlü konuşmalarla kitleleri korkutarak meydanları doldurma politikasının artık işe yaramadığını gösteriyor.

Sosyal yardımlar, getirim paylaşımı, krediler; iş, aş tehdidi ile zorla kendi tarafında tutma, hepsinin toplamı geldi sınıra dayandı.

Araştırmalar gösteriyor ki; “AKP seçmeni ‘yandaş´ televizyon ve haber kanallarından besleniyor. İktidar ne derse aşağıda aynen kabul ediliyor”. Enerji Bakanının da dediği gibi, ‘Liderlerinin aya dört şeritli yol yapabileceğine inanan´ bir AKP kitlesi var. Bütün bunlara rağmen önceki seçimlerde tek başına aldığı oy yüzdesi 50 sınırının epey altında…

Vergi affı, imar affı, ucuz konut kredisi, emekli ikramiyesi gibi seçim rüşvetlerinin yanında “seçimleri saymayız; gömdüğümüz silahları çıkarırız!” yollu tehditler hep kazanma sınırının altında olduklarını yani kaybedeceklerini gördükleri içindir.

Her ekonomik kriz, siyasi krizi de birlikte getirir. 2001 krizinin ardından meclisteki tüm partiler seçim barajının altında kalmıştı. Şimdi de ekonomik göstergeler yeni bir rejim değişikliğini dayatıyor.