Halit KATKAT


Angus kokusu aslında sistemin kokusudur

Halit KATKAT


Geçtiğimiz günlerde İskenderun Limanı´na getirilen angusların çevreye yaydığı koku, insanları rahatsız etmiş; bu nedenle çok sayıda vatandaş şikayetçi olmuştu. Limana yakın olan semtlerde oturan vatandaşlar “evlerinde kokudan duramadıklarını, kapı ve pencereleri kapatmak zorunda kaldıklarını ve kapı pencere kapatılınca da sıcaktan evde oturamadıklarını” anlatıyorlardı. Elbette sıcaktan kaçınmak için “klima çalıştırsınlar” diyenler olabilir. Ama kliması olanların klima çalıştırması durumunda ise hem elektrik faturaları yükselecek; hem de trafolara fazla yük yüklemekten elektrik yetersizliği olacaktır.

Bu konuda girişimde bulunan sadece İskenderun Çevre Koruma Derneği oldu. Toplantı ve basın açıklamaları ile halkı aydınlattı. Halkın bu önemli sorunu sanki sadece İÇKD´nin göreviymiş gibi, ne belediyeden ne yerel yöneticilerden, ne de partilerden bu konuda ses çıkmadı. Hadi iktidar partisi kendine muhalefet edecek değil diyelim. Diğer muhalefet partilerine ne diyeceğiz. İnsanları rahatsız eden böyle bir durumda halkın sorunlarıyla ilgilenmeyip seçim zamanı gelince de “biz çok çalıştık, mahalle mahalle gezdik te bize oy vermediler”; “ya da millet uyuyor, kimse ses çıkarmıyor” diye şikâyetçi olmaya halkı suçlamaya da hiç hakları yok. Politika ya da siyaset ne diyorsanız, sadece seçim zamanı yapılmaz, o halkın sorunlarının çözümü için ve halkın sorunu olan her yerde yapılır.

Halkın rahatsızlığı ve şikâyetleri üzerine İskenderun LimakPort yetkilileri getirilen angus türü hayvanlar hakkında dün bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada: Bakanlar Kurulu Kararı ile Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğüne 31.12.2018 tarihine kadar geçerli olmak üzere, sıfır gümrükle 500 bin adet canlı büyükbaş, 475 bin adet canlı koyun ve keçi, 75 bin ton büyükbaş hayvan eti için ithalat yetkisi verildiğini anımsattı. İşin ilginci, “Çevreye yayılan koku kaynağının tespiti amacı ile Hatay Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Hatay Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığınca limanımızın yerinde yapılan incelemelerde koku kaynağının limanımız olmadığı kokunun tamamen canlı hayvan gemilerinden kaynaklanan doğal bir koku olduğu tespit edilmiştir.” denmektedir.

Şimdi bu açıklamadan sonra soruyoruz:

Peki, bu canlı hayvan gemilerine kim bakıyor? Bunun bir sorumlusu yok mu? Canlı hayvan gemileri bizim karasularımızda değil mi?

Sayın İskenderun sakinleri bu koku doğalmış, bu doğal kokudan boş yere rahatsız oluyorsunuz mu denmek isteniyor?

Bir de bu açıklamadan yılsonuna kadar bu seferlerin devam edeceğini ve İskenderun sakinlerinin bu “doğal” kokuyla yaşamaya alışması gerektiğini, insanlar bu kokuyla yaşarken ithalatçılar sıfır gümrükle kasalarını dolduracaklarını, bizim ulusal hayvancılık programımız olmadığı ve kendimize yetecek et üretemediğimiz için Güney Amerika ülkelerinden et ithal etmek zorunda kaldığımızı anlıyoruz.

Hatırlanacağı üzere bundan önce de İskenderun´un çevre kirlenmesine katkıda bulunan bir çok olay meydana gelmişti. Ulla Gemisinin 200 ton kirli atıkla körfezde batması, termik santrallerin açılması, taş ocakları ve yol yapımı nedeniyle meydana gelen çevre kirliliği… Bütün bunlar AKP iktidarı döneminde meydana gelen olaylar. Ama muhalefet partileri de bu olaylar karşısında en fazla yapabildikleri basın açıklaması, onu da bir kaç kişi ile usulen yapmaktadırlar.

Bütün bu konuların tartışma ve çözüm yeri olması konusunda Kent Konseyinin yetkili karar organı olması konusunda kendilerinin de içinde olduğu siyasi partilerimiz ne düşünüyor? Merak ediyoruz. Malum, önümüzde yerel seçimler var da...Angus kokusu aslında sistemin kokusudur

Halit KATKAT
Geçtiğimiz günlerde İskenderun Limanı´na getirilen angusların çevreye yaydığı koku, insanları rahatsız etmiş; bu nedenle çok sayıda vatandaş şikayetçi olmuştu. Limana yakın olan semtlerde oturan vatandaşlar “evlerinde kokudan duramadıklarını, kapı ve pencereleri kapatmak zorunda kaldıklarını ve kapı pencere kapatılınca da sıcaktan evde oturamadıklarını” anlatıyorlardı. Elbette sıcaktan kaçınmak için “klima çalıştırsınlar” diyenler olabilir. Ama kliması olanların klima çalıştırması durumunda ise hem elektrik faturaları yükselecek; hem de trafolara fazla yük yüklemekten elektrik yetersizliği olacaktır.

Bu konuda girişimde bulunan sadece İskenderun Çevre Koruma Derneği oldu. Toplantı ve basın açıklamaları ile halkı aydınlattı. Halkın bu önemli sorunu sanki sadece İÇKD´nin göreviymiş gibi, ne belediyeden ne yerel yöneticilerden, ne de partilerden bu konuda ses çıkmadı. Hadi iktidar partisi kendine muhalefet edecek değil diyelim. Diğer muhalefet partilerine ne diyeceğiz. İnsanları rahatsız eden böyle bir durumda halkın sorunlarıyla ilgilenmeyip seçim zamanı gelince de “biz çok çalıştık, mahalle mahalle gezdik te bize oy vermediler”; “ya da millet uyuyor, kimse ses çıkarmıyor” diye şikâyetçi olmaya halkı suçlamaya da hiç hakları yok. Politika ya da siyaset ne diyorsanız, sadece seçim zamanı yapılmaz, o halkın sorunlarının çözümü için ve halkın sorunu olan her yerde yapılır.

Halkın rahatsızlığı ve şikâyetleri üzerine İskenderun LimakPort yetkilileri getirilen angus türü hayvanlar hakkında dün bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada: Bakanlar Kurulu Kararı ile Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğüne 31.12.2018 tarihine kadar geçerli olmak üzere, sıfır gümrükle 500 bin adet canlı büyükbaş, 475 bin adet canlı koyun ve keçi, 75 bin ton büyükbaş hayvan eti için ithalat yetkisi verildiğini anımsattı. İşin ilginci, “Çevreye yayılan koku kaynağının tespiti amacı ile Hatay Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Hatay Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığınca limanımızın yerinde yapılan incelemelerde koku kaynağının limanımız olmadığı kokunun tamamen canlı hayvan gemilerinden kaynaklanan doğal bir koku olduğu tespit edilmiştir.” denmektedir.

Şimdi bu açıklamadan sonra soruyoruz:

Peki, bu canlı hayvan gemilerine kim bakıyor? Bunun bir sorumlusu yok mu? Canlı hayvan gemileri bizim karasularımızda değil mi?

Sayın İskenderun sakinleri bu koku doğalmış, bu doğal kokudan boş yere rahatsız oluyorsunuz mu denmek isteniyor?

Bir de bu açıklamadan yılsonuna kadar bu seferlerin devam edeceğini ve İskenderun sakinlerinin bu “doğal” kokuyla yaşamaya alışması gerektiğini, insanlar bu kokuyla yaşarken ithalatçılar sıfır gümrükle kasalarını dolduracaklarını, bizim ulusal hayvancılık programımız olmadığı ve kendimize yetecek et üretemediğimiz için Güney Amerika ülkelerinden et ithal etmek zorunda kaldığımızı anlıyoruz.

Hatırlanacağı üzere bundan önce de İskenderun´un çevre kirlenmesine katkıda bulunan bir çok olay meydana gelmişti. Ulla Gemisinin 200 ton kirli atıkla körfezde batması, termik santrallerin açılması, taş ocakları ve yol yapımı nedeniyle meydana gelen çevre kirliliği… Bütün bunlar AKP iktidarı döneminde meydana gelen olaylar. Ama muhalefet partileri de bu olaylar karşısında en fazla yapabildikleri basın açıklaması, onu da bir kaç kişi ile usulen yapmaktadırlar.

Bütün bu konuların tartışma ve çözüm yeri olması konusunda Kent Konseyinin yetkili karar organı olması konusunda kendilerinin de içinde olduğu siyasi partilerimiz ne düşünüyor? Merak ediyoruz. Malum, önümüzde yerel seçimler var da...