Halit KATKAT


Asgari Ücret, Metal Sözleşmesi ve Sendikaların Tavrı

Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmeleri başlarken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı şöyle bir cümle kuruyor 'Her iki taraftan fedakarlık bekliyoruz.'.


Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmeleri başlarken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı şöyle bir cümle kuruyor 'Her iki taraftan fedakarlık bekliyoruz.'. 

Kimdir her iki taraf?
Elbette işveren ve işçi. Bakan, burada işveren ve işçinin eşit koşullarda olduğunu işçilere inandırmaya çalışıyor. Başka ne anlama gelebilir ki; bin 404 lira alan bir işçinin işverenle aynı yaşam koşullarında olmadığını gözü gören, kulağı işiten kafasında bir beyni olan herkes bilir. Ama bakanın bunu söylemesinin bir amacı var, o da yakında yapılacak olan asgari ücret görüşmelerinde işçileri işverenlerin kafasındaki ufak bir zamma razı etmektir. Açlık sınırının bin 567 lira, yoksulluk sınırının 5 bin 106 lira olduğu ülkemizde, bin 404 lira alan işçiden fedakarlık yapmasını beklemek adaletsizliğin ötesinde insafsızlıktır.
Enflasyonunun çift haneli rakamlara geldiği, Türk Lirasının sürekli değer kaybettiği, gıdadan, giyime, benzin ve doğalgaza kadar her şeye zam geldiği bir süreçte, işçilerin umutla asgari ücretin, insanca yaşayacakları bir duruma gelmesini beklemeleri en doğal haklarıdır. Önümüzdeki yıl Motorlu Taşıtlar Vergisi´ne yüzde 25 ve bir çok vergi kalemine de yüzde 15 zam geleceği belli, bu durum her türlü ihtiyaç maddesine de yansıyacağı açık. Bunu bilen işçinin beklentisi asgari ücrete yapılacak zammın yüzde 15´ten az olmamasıdır. Hükümet, bundan önceki yıllarda işveren ve Türk-İş´le beraber tespit ettiği yüzde 3-4´lük zamlara bu yıl işçileri razı etmenin zor olacağını biliyor. Bu yüzden de Bakan, işçileri şimdiden böyle düşük zamma alıştırmaya çalışıyor.
Bakanın bu açıklamasına işçi tarafı olan konfederasyonlar henüz bir şey söylemiş değil.
İşçileri ilgilendiren diğer önemli konu ise Türkiye´deki en önemli sözleşme olan, 130 bin metal işçisini kapsayan grup sözleşmeleri... Bu 130 bin metal işçisi içerisinde Ford Otosan, Bosch, Renault, Çoşkunöz, Arçelik ve Habaş işyerleri var.
İşçiler sözleşmelerin 2 yıllık yapılmasını ve yüzde 40 zam talep ediyorlar. Türk Metal masaya 2 yıllık sözleşme ve yüzde 38 zam isteği ile oturdu; ama görüşmelerde MESS, 3 yıllık sözleşme ve yüzde 3.2 zam teklifi yaptı. Arada büyük fark var. İşçiler bir çok fabrikada dayatılan bu zamma razı olmayacaklarını şimdiden mesaiye kalmama eylemleri yaparak gösteriyorlar. Arçelik işçileri 'dergilerde Arçelik yöneticileri yüzde 40 büyümeden bahsediyor', “depolar ağzına kadar dolu. 1 yılda yapacağımız üretimi 10 ayda yaptık.' diyerek teklif edilen zamma itiraz ediyorlar.
İSDEMİR´de ise çalışan 3 bin 165 işçiyi kapsayan TİS görüşmeleri 2 Ağustos´ta başlamış. Yapılan görüşmelerde masadaki 72 maddeden 52´sinde uzlaşma sağlandığı sendika tarafından açıklanmış. Ancak diğer maddelerde kanuni süre içerisinde anlaşma sağlanamayınca 29 Eylül´de ´uyuşmazlık tutanağı´ imzalanarak arabuluculuk sürecine girilmişti.
Ama sendikanın ne kadar zam istediği işverenin ne zam etklif ettiği, uzlaşılmayan maddeler nelerdi, uzlaşılan maddeler nelerdi? Bu konularda sendika ya da işveren tarafından bir açıklama yapılmamıştı. Bu yüzden İSDEMİR işçilerinin gözü kulağı da bu Metal Sözleşmesinde olacaktır.
Bütün bu konularda esas mücadele İşçilerle, işverenler ve hükümet arasında olacak. Ama gerek en büyük TİS olan asgari ücretin belirlenmesinde, gerekse de Metal sözleşmelerinde işçilerin alacağı hakkı, işçilerin birlik ve kararlılığının yanında sendika ve konfederasyonların tavrı belirleyecek.
İşçiler bir taraftan işverenlere karşı mücadele ederken diğer yandan sendika bürokrasisine karşı da mücadele etmek zorunda kalacaklardır.
MESS´in teklifi nedeniyle Birleşik Metal-İş Sendikası da sözleşme görüşmelerinde uyuşmazlığa gitti. Sendikadan yapılan açıklamada, MESS´in dayatmalarına karşı bugünden itibaren üretimden gelen gücün kullanılacağı, 8 Aralık 2017 Cuma günü de Merkez Toplu Sözleşme Komisyonunun toplanacağı bildirildi. (İSTANBUL)
Sonucu bekleyip göreceğiz.