‘Cenab-ı hak beş parmağın beşini de aynı boyutta yaratmamış´ der bizdeki hacı hoca takımı. Sorgulamak inananlara düşmez elbette. Biz de kendimizi inananlardan saydığımızdan aklımızdan bile geçirip günaha girecek gafillerden değiliz.
Zenginliği, güzelliği-yakışıklılığı ve aklı dağıtırken de herkese eşit dağıtmamış. Hele de biz Türklere dağıtırken biraz elini sıkı tutmuş gibi geliyor bana. Benim gibi bazı kullarına gıdım-gıdım dirhemle verirken, bazı kullarına okkayla vermiş. Vermesine bir itirazımız yok da amentüye inanmış kullardanız neticede. Hayır ve şerrin Allahtan geldiğine inanırız.
Bendeki akıl dirhemle ölçülecek, incir çekirdeği boyutunda olduğundan sürekli algıda zorlanmaktayım. Temsilde hata olmaz derler. Misal; bazı yurttaşlar inatla iktidar partisine oy verirken, ben sürekli muhalefetteki sol partilerden birilerine oy verdim. Hem de kazanamayacağını bildiğim halde.
Kendimi emperyalizme ve her türlü gericiliğe karşı mücadele veren insanlara yakın hissettim. Kahrolsun Amerikan emperyalizmi diye, yürüyüş yapanları destekleyip, “6.Filo go home” diye pankart taşıyanlara “helal olsun sizlere” dedim. 6.Filoya karşı namaza duranları yadırgayıp, bizim kıblemiz mi değişti? Yoksa bunlarla aynı inançta değim miyim diye şüpheye düşmedim demesem yalan olur.
Oy verdiğim parti liderine, iktidardaki partinin lideri, kendi durumuna bakmadan “şirazesi kaymış, şakülü eğri, senin çapın ne? Sen kimsin?” diye meydanlarda höykürdüğünde, her aklı başında yurtsever seçmen gibi, zoruma gitmedi içerlemedim desem, doğruyu söylememiş olurum.
İktidar partisinin genel başkanı yine hamaset nutuklarına başlamış görünüyor. Bu defa ‘yetmez ama evet´çilerden pek ses çıkmıyor. Sol görünümlü çakma solculardan pek destek vereni de yok bu günlerde. Akil adamlarının da soluğu kesilmiş gibi. Vatan, Millet, Sakarya nutkunu atarken bu defa kendini tutmaya çalışıyor. Ekonomik krizi de CeHaPe´liler çıkarttı demiyor.
Aynı gemideyiz diye aba altından sopa göstermeye çalışıyor bizlere. Bilmiyor ki; haram parayla alınıp, içine kaçak mazot konulan gemiye biz binmeyiz. Bizim bineceğimiz, gemi de çıkacağımız liman da belli. 1927 yılında atamız bu günleri hesap ederek: “Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.” diyerek, bizlere uyarısını yapmış.
CHP solculara, sosyalistlere açılıp oyunu artırma yerine, yerelimiz özelinde görüldüğü üzere gericilere yanaşıp yanlışa düşüyor. İktidar da, bir emperyalistle arası bozulduğunda, AB´nin vicdanlı ve demokrat görünmeye çalışan, emperyalistlerini görmezden gelip, ABD´nin beş beteri, Rus emperyalizmiyle hemhal olmaya çalışıyor olmasını ibretle izlemekteyiz.
Yusuf Civelek´in eski basın danışmanı Doğan Süslü´nün deyimiyle söyleyecek olursak ABD emperyalizminin başındaki azgın teke´nin uçkurunun gevşekliği yüzünden başı sıkışınca güya seçmenlerine aynı gemideyiz dememiş de onun yerine, “Beni azlederseniz piyasalar çöker, herkes yoksullaşır.” diye abasının altından sopa göstermiş. Rahmetli Erbakan hoca sağ olsaydı, “HADİ ORADAN dengesiz, üslupsuz, lafını bilmez” demez miydi?