Sadullah ÇAĞLAR


BATININ ÖDÜLLÜ KAHRAMANLARI

Sadullah ÇAĞLAR


Eskimiş sistem 1950 yılından 2022´ye kadar yapay sanatçı ve yazarlar yarattı. Ve bu görüntü hiç değişmedi. Örneğin edebiyat ödülü 1950 yılında Doktor Jivago isimli kitabın Rus yazar Boris Pasternak´a verildi. Peki bu romanın içeriği nedir? Ekim yeniliğini Rusya´da despot olarak gösteriyor ve eleştiriyordu.

Aristokrat ve zengin bir aileden gelen Jivago yeni çağın düzenini kabul etmeme olayı yani kapital dünyadan yeni dünyaya geçişin sarsıntısı soyluların diyalektik olarak yeni düzene evet demesi saflık olurdu. Elbette kendi görkemli 1789 insanlığın en büyük yeniliği ve bütün yeniliklerin anasına ihanet eden burjuvazi yeni çağın insanı geriliğe teslim olan aristokrasi ile yan yana gelmesi söz konusu olamazdı.

Ne diyordu yeniçağın önderi? Bizim demokrasi anlayışımız batıdan daha demokrat. Söyler misiniz İngiliz Lordlar Kamarası, sokağı hiç tanımayan mankene benzeyen bu kişiler halktan yana olur mu? Böyle bir şeyi düşünmek saflık olur.

1960-70 sömürge düzeninin sarsıldığı yıllarda Balkanlarda Prag baharının amacı ne idi? Mevcut sosyal yapıyı sistemi kuşatmak onun ötesinde 3.Dünya bağlantısız ülkeler hareketinin sömürge sistemine karşı çıkmalarını engellemekti.

Eğer Sovyet sistemi olmasa idi Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdülnasır, Süveyş kanalını devletleştirip İngilizlere meydan okuyamazdı. ABD´nin arka bahçesinde bulunan Küba ilerici bir devlet olabilir miydi?

Bugün 1.4 miyar nüfusu olan geçmişin köle toplumu Çin sanayileşip dünya ekonomi pazarına sahip olup kapital dünyayı sarstı. Küba sağlıkta büyük başarı elde ederek akciğer kanseri aşısını buldu ve tedavide olumlu sonuçlar elde etti.

Küba 1959 yılından beri ABD´nin kuşatması altında ambargolara direnerek ekonomisini ayakta tutmakta. İşin sırrı düzgün bir sistem kurabilmekte.
Atlantik paktı 1949 yılında kurulduğunda hemen Kore´ye savaş ilan etmiş ve bugün hala tüm Asya ülkelerini tehdit etmeye devam etmektedir.

1968 yılında genç kuşaklar, dünya genelinde Nato´ya karşı çıkmışlar ve ülkemizde de gençler İncirlik gibi ABD üslerinin kapatılmasını istemişlerdir. Sonuç; idealist gençler ‘Bağımsız Türkiye´ taleplerinin bedelini ağır ödediler.

Peki 1968 dönemi Prag Baharı neden gündeme geldi? Balkanlarda özgürlük yürüyüşü adı altında tıpkı Arap baharının başlangıcı gibi bir olaydı. Çekoslovakya bahar hareketinin lideri kimdi? Alexander Dubçek. ABD destekli ve ABD´ye bağımlı olduğu basın tarafından yazıldı. Evet Çekoslovakya´dan nereye gelindi?

1980 yeni dünya düzeni… İngiltere´de Margaret Teacher diğer adı ile Demir Leydi Başbakan yapıldı. Amerika´da soğuk savaşta ABD aydınlarını yargılayan güdümlü mahkemelere, sinema sanatçılarını ihbar eden Ronald Reagen Başkan oldu.

1980´lerde Pakistan´da laik cumhuriyeti savunan devlet başkanı Zülfikar Ali Butto Afganistan´ı kuşatmak için Pakistan´da kurulmak istenen ABD üslerini ret etti. Butto ailesi baba ve kızı tasfiye edildi.

1968 yıllarında başlayan sosyal devletleri kuşatma olayı süreç içinde Balkanlar´ın en gelişmiş ülkesi olan Yugoslavya´yı hedef aldı. Peki nerde özgürlükçü batı? Ukrayna, Nato desteği ile ateş hattına sürüldü. Ukrayna´nın tecrübesiz başkanı şaşkınlık içinde ABD´den talimat alıyor.

Suriye geçmişten beri Nato´ya ya da İngiliz destekli Bağdat paktına girmedi. Bağdat paktı 1950 sonrası Ortadoğu halkına kurulmuş Truva tuzağı idi. Suriye Nato tarafından tehdit edilirken Avrupa´nın ödüllü yazarları Suriye devlet başkanı Beşir Esad´a mektup yazarak serbest seçimlere gitmesini istediler. Ne yazıyordu mektupta; yasaklı partiler yasal olmalı, Esat istifa etmeli ve yeni yapılacak seçimler batılı gözlemciler denetiminde yapılacaktı.

Mektubu imzalayan Avrupalı yazarların bir çoğu ödül almış kişilerden oluşuyordu. Türk yazar Nobel ödüllü okunmayan yazar Orhan Pamuk ve diğerleri liberal özgürlükçü bu yazarlar hep ödüllendirildi. Türk dilini şiir gibi yazan, doğa harikası Toros´ları dünyaya anlatan Yaşar Kemal´e neden acaba Nobel ödülü verilmedi?

Ukrayna konusunda çok duyarlı olan batı yakın tarihte Nazi Almanya´sı, Polonya, Bulgaristan ve Çekoslovakya´yı işgal ettiğinde sesleri çıkmadı.

Eğer Sovyet desteği olmasa idi kurtuluş bu ülkeler için hayaldi. Ne oldu Çekoslovak sanayisine, Çek ülkesinde bu gün üretilen ne var? Peki Polonya, hürriyet haykırışı yapan işçi lideri Walesa, ABD tarafından Polonya devlet Başkanı yapıldı.

Başkan Walesa´nın ilk işi Varşova´nın en büyük gemi tersanesini özelleştirdi. Sonra ABD desteği ile ona Nobel barış ödülü verildi. Daha sonra Papa Varşova´yı ziyaret etti ve Walesa Papa´nın önünde diz çöktü. Papa da dünkü günahkarı ödül olarak vaftiz etti.

Nato ve Dünya Bankası gibi kurumları ret eden Yugoslavya´nın devlet yöneticileri savaş suçlusu olarak yargılandı ve savunmalarında ‘Sizin mahkemenizi tanımıyoruz´ dediler: “Biz ülkemizin bağımsızlığı için mücadele ettik, yakın tarihte Avrupa Almanya´ya teslim olduğunda biz Almanya ile savaştık. Bizim Başkanımız Mareşel Tito döneminden şimdiye kadar Avrupa´da olmayan bir arada ve barış içinde yaşamayı savunduk. Biz baştan beri Nazizmi ret ettik, siz batılılar aslında savaş suçlususunuz. Biz suçlu değiliz, biz hep barışa inandık ama sizler ABD´ye bağımlı sömürgeci güçlersiniz. Gerçek suçlu Nato dur. Mahkemenizi ret ediyoruz.”

Günümüzde batılı liderlere baktığımızda İngiliz Başbakanı Boris Johnson ciddiyetsiz bir görüntü çiziyor. Almanya´nın sosyal demokrat Başbakanı Olof Scholtz Ukrayna konusunda ABD ile birlikte hareket ediyor ve Fransa devlet başkanı Macron da ABD´nin yanında duruyor.

Ama tüm bu kötü tabloya rağmen gelecek güzel günlere inanıyoruz. Büyük önder Atatürk´ün ´Yurtta barış, dünyada barış´ sözü bugün daha çok önem kazanıyor ve Sokrat´ın dediği gibi ´Genel olarak insanlığın geleceği gelişmeye açıktır´.