Mükremin KURTCEPHE


Belediye seçimleri yeniden yapılmalı

KESER DÖNER SAP DÖNER


Mahalle muhtarlığı dâhil bütün seçimler yeniden yapılmalı. Böyle seçim mi olur arkadaş? Mahalle muhtarlığında oy verdiğimin kaybetmesi hadi neyse. ‘Yeterince çalışmadı, asansörsüz katları gezmeyip dublex, triplex seçmenlerini dolaştı da ondan kaybetti, hak etti desem´, yerinde olmasa da yaklaşık bir değerlendirme olur.

Dr Şahutoğlu´na oy verdim o da kaybetti. Seçilirse, ne de olsa adam doktor, hastanın halinden anlar. Yeni hastanenin 55 basamaklı merdivenlerini küfürler ederek çıkmamıza gönlü razı olmaz. Bundan böyle dolmuşlar eskiden olduğu gibi hastane bahçesine girip, hastaları servislerin girişinde bırakacaklar diye, dolmuş esnafına ferman buyurur umudundaydım, olmadı.
Bekbele´yi Denizciler´i ekibiyle dolaşmasına rağmen yeterli oy çıkmadı. Gerçi kendisinden önceki adayın aldığı yüzde 36 oyu aldı, ama kaybetti. Dolayısıyla ben de kaybetmiş oldum. Partisi içinde bulunan, solcu kisveli gericiler ve ülküdaşları oylarını vermedikleri gibi bir de anti propaganda yapmışlar; ‘Cinci hocalara dolar kaptıran eski vekili yanına alıp dolaşmış ta ondan kaybetmiş.´ Böyle dedikodu üretenlere “bire gerici zındık, gidip te uyardın mı? Ya sev ya terk et diye afiş astırana oy vereceğine partinin adayına neden oy vermedin?” diyerek uyaracak, üyelikten atacak kararlılıkta ilçe yönetimi olmadığından adamlar rahat.
Akşam yapılan milletvekili listesine müdahale edip, sabaha değiştiren, kendisinin kazanması için, belediye başkanları listesini oluşturup, üstüne üstlük, Nazım Culha ve İbrahim yaman gibi, başarılı ve partilileri tarafından sevilenlerin de üstünü çizdiren, Lütfü Savaş´ı sevmediğim beni tanıyan herkesçe malum. Kişisel bir kinim yok, benimki siyasal.
Seçim günü yakın gözlüğümü yanıma almayı unutmuşum. Elime tutuşturulan oy pusulalarını sandık görevlisine göstererek “bunlardan hangisi büyükşehir için” diye sordum. Gösterilen oy pusulasını sağ elime alıp, paravana geçince katlayıp cebime koydum. Neme lazım. Yanlışlıkla da olsa HBB için istemediğim birine oy verebilirdim. Gerçi oy vermedim de ne oldu?
Hamaset iktidarıyla aynı şekilde düşüneceğim aklıma gelmezdi. Oy verdiğim kişiler kazanmadıktan sonra, seçim yapmanın ne anlamı vardı? Hele de seçimde İstanbul, Ankara, Adana ve Mersin gibi şehirleri kaybettikten sonra. İstanbul kaybedilince bunları da kaybediyorlarmış: Senede 2 katrilyon lira kaynak aktarılan Bilal Erdoğan´ın Türgev-Tügva, Okçuluk; Sümeyye Erdoğan´ın Kadem, cemaat ve tarikatların kursları gibi odakların akarları duracak, meclis üyeleri ve ailelerinin Hac-Umre-Kutsal topraklar ziyaretlerine İBB sponsorluğu sonlanıp, tamamı yandaşa giden ihaleler sona erecek, AKP mitinglerine, etkinliklerine, aktivitelerine bedava partili taşıyan metrobüs, belediye otobüsü, şehir hatları vapurları, bu tür işlere aracı olamayacaklarmış.
Ben yetkili olsam oyları yeniden saydırmadığım gibi, seçimi de tekrarlatmaz, kanun hükmünde bir kararname çıkartır; “Beş yılda bir seçim yapıp, vatandaşı germenin, sandığa git-gel yapıp yormanın gereği yok. Seçimleri lağvediyorum. Bundan böyle atadığım valiler, büyük şehri, kaymakamlar da küçük şehri idare edecekler” derdim. Yurttaşlara seçim yaptırdığında ne yapacakları belli olmuyor. Sağ gösterip, sol kroşe çakıp, nakavt edebiliyorlar.