Halit KATKAT


Bir virüs kapitalist sistemin itibarını yerle bir etti

Halt Katkat


Başta borsaları olmak üzere, bankaları, holdingleri, uluslar arası tröstleri; kartelleri, her türlü silah fabrikaları, savaş makinaları, dünyaya hakim orduları, en ileri teknoloji ile donatılmış güvenlik sistemleri; akıllı robotları, yapay zekaları ve uzay araçları ile kendini dünyanın ve hatta uzayın hakimi sanan kapitalist sistem bir ufacık, basit bir virüsün önünde ne yapacağını bilmez ve şaşırmış halde çaresiz kalmıştır. İşçileri, emekçileri, çaresiz insanları korkutan o devasa, görkemli sistemin itibarı yerle bir olmuştur. Çaresizce karantina uygulamaları yapmakta, koskoca kentlere sokağa çıkma yasakları koymakta, Avrupanın göbeğinde kendi kentlerini işgal eder gibi askerleri sokaklara indirmektedirler. İnsanları evlere hapsedip, televizyonlardan 'aman evlerinizden çıkmayın' diye uyarılar yapmaktalar. Ülke liderleri evlerinden ya da saraylarından çıkamaz oldular. Eskiden çocukları 'öcü gelir seni yer, sakın dışarı çıkma' diye korkuturlardı. Sosyalizmi yendiğini, kendinden başka sistem olamayacağını iddia eden koskoca sistemin düştüğü durum sizce de şaşırtıcı değil mi? Yanlış anlaşılmasın evde kalmak salgın bu duruma geldikten sonra yayılmaması için alınması gereken önlemlerden biri elbette... Buna karşı değilim. Fakat sistem kendi kendini o duruma getirdi ki elindeki en önemli argümanları da bitirdi. Borsaların, bankaların çalışmalarını rölantiye aldı. Kitleleri uyuşturmak için kullandığı bütün dini yapıları ibadete kapattı. Öyle ki en zor durumda milyonların dua ederek çare aradığı, sığındığı; politikacıların kitleleri arkasına almak için ziyaret ettiği en kutsal mekanlar, bütün dini tapınaklar, camiler, kiliseler, havralar hepsi kapatıldı. Sosyalist dönemde Sovyetler´de böyle bir şey olsaydı hepsi dinsiz diye ayağa kalkardı. Ama üretim yapan fabrikaları çalıştırmaya devam ediyor. İşçilere ne olursa olsun diye düşünüyor olmalılar ki fabrikaların çalışmasına ara vermediler. Sanki onlara virüs bulaşırsa kendilerine de bulaşmayacak gibi... 

Virüs küçüktür ama mide bulandırıyor. Korona virüsü normal nezle ya da grip virüsünün evrimleşerek geldiği son halidir. Daha önce yine insanlığın başına bela olan SARS ve MERS gripleri, H1N1, kuş gribi, domuz gribi vb gibi. Virüslere aşı bulunabiliyor, bu aşılar bilinmez değil; ancak virüsler çok hızlı mutasyona uğrayarak evrimleşip yeni biçim alıyor. Bu durumda önceden başka virüsler için bulunan aşı bu yeni duruma cevap veremiyor. Covit 19 denen korona virüsüne aşı bulunsa bile, ki bir yıldan önce kullanılır duruma gelmiyor, bundan sonraki grip türünde işe yaramıyor. Yani virüsler bulunacak aşıdan daha hızlı evrimleşiyor. Ya da şöyle diyelim uzayda ışık hızı ile seyahat etmeyi planlayan kapitalist akıl virüsün hızına yetişemiyor. Bu gün insanlara borsa değerlerini izletir gibi hangi ülkede ne kadar ölü, ne kadar hasta var; yaşları nedir, her gün artan vaka sayıları vb izlettiriliyor.
Bu duruma gelmeden önce önlenemez miydi? Bu işi biraz takip edenler bu soruya önlenebilir diye yanıtını vereceklerdir. Covit 19 virüsünden korunmak için bilim insanlarının önerileri bilindiği şunlar: Diğer vücut temizliği ve beslenme yanında elleri su ve sabunla 20 saniye yıkayın, 15 dakikada bir, iki-üç yudum su için. Baktığımızda bu basit önlemler diğer grip türleri için de geçerliymiş. Peki bırakalım dünyayı, bu basit önlemleri ülkece almayı alışkanlık haline getirsek demek ki ne evlere kapanmaya gerek kalacaktı, ne karantinalara, ne de hasta olacaktık. Bunu tek tek kişiler kendiliğinden yapamaz. Bunun için ülkede koruyucu sağlık sitemine ihtiyaç var. Bulaşıcı hastalıklarla mücadele timlerine ihtiyaç var. Bu ekiplerle halkı hem tarayıp, hem bilinçlendirilse ve sağlık sistemi parasız olsa, hastalıklar büyük sorunlara neden olmaz. Bu sistem bu gün Küba da var. Bu gün hızlı testler yapılıp hastalık bulaşanlarla bulaşmayanlar ayrıştırılırsa kısa sürede yayılması önlenir. Ama bakıyoruz devlet yetkilileri evden çıkarmadıkları insanlara ekonomik paketler açılıyor, konut kredisi teşviki, uçak biletlerinde indirim; ya da Trump gibi herkese 100 dolar gibi. Bizde de işverenlere 100 milyar lira kredi.
Kapitalist sistemin amacı insanların sağlık sorununu çözmek değil, hastalıkları sürdürüp ondan para kazanmak. Ama bazende böyle baş edemedikleri durumlar kendi başlarına dert açıyor. Bu gün kriz bahanesiyle işçi çıkaran patronlar kriz bitince de işçi ve emekçilere diyecekler ki ülke hepimizin, kriz var fedakarlık yapın.