Halit KATKAT


Bir işçi direnişi ve işçi ve emekçilerin çıkaracağı dersler

Halit KATKAT


Urfa’da kurulu Özak Tekstil Fabrikasında işçiler, 27 Kasım 2023’te başlattıkları direnişi 80 gün sürdürdüler. Bu direniş elbette sadece Urfalı işçileri değil, ülkemizdeki tüm işçileri ve emek mücadelesi veren emekçileri ilgilendirmesi gereken bir olaydır.
80 Gün boyunca Özak Tekstil işçileri yağmur, soğuk demeden, Şanlıurfa Valiliği, jandarma, müftülük yerel sermaye örgütleri ile patronun iş birlikçisi olarak faaliyet gösteren Öz İplik-İş Sendikasının birliğini hiçe sayarak mücadele ediyorlar. 13 Şubatta direnişi sona erdiriyorlar.
Direniş 13 Şubat’ta bitirildikten sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikasına (BİRTEK-SEN) 1.5 milyon TL ceza kesiyor. 757 Özak Tekstil işçisinden 545’i Öz İplik-İş’ten istifa ederek BİRTEK-SEN’e geçmiş. Bakanlık işçilerin bu sendika değiştirmesini sendikanın zor kullanarak yaptığı gerekçesiyle veriyor. Sendika ise bunu reddediyor ve “Eğer Bakanlık, patron ve patron iş birlikçisi Öz İplik-İş, ‘İşçilerin Öz İplik-İş’ten zorla istifa ettirilerek BİRTEK-SEN’e üye yapıldığı’ iddialarının arkasındaysa gelin iş yerinde referandum yapalım, işçinin iradesi ortaya çıksın” diye çağrı yapıyor. Evet doğrusu işyerinde özgürce yapılacak referandumdur. Ama ben bunun bakanlığın, patronun veya işbirlikçi sendikanın gözetiminde yapılıp tehdit ve şantajla istedikleri sonucu alacağı endişesindeyim.
Sanırım işçi sınıfı çalışma yaşamında ilk kez böyle yasal dayanağı olmayan bir cezayla karşı karşıya kalıyor. Bunun bakanlık ve patronların mücadeleci sendikalara, işçi ve emekçilere göz adağı ve tehdit amaçlı bir ceza olduğunun görülmesi gerekiyor.
Urfa’da iki organize sanayi bölgesi (OSB) var. Üçüncüsü de inşa ediliyor. Ama bu OSB’lerdeki yüzlerce fabrika içinde sendikalı olan işleteme sayısı 5-6’yı geçmiyor. Gerek ücret gerekse çalışma koşulları bakımından sendikalı olanla olmayan işletmelerde koşullar aynı. Eğer ÖZAK işçileri verdikleri mücadele ile farklı ücretler alırlarsa diğer işçiler için “kötü örnek” olacakları düşünülerek bu ceza veriliyor.
Özak işçilerinin bu direnişi Urfa’da da kurulmuş aşiret, ağa, patron, tarikat, cemaat, korucu egemenliğine karşı, işçilerin bağımsız, kendi sınıf talepleri için direnmeleri, yerel otoriteye direnmeleri, kurulu düzene başkaldırı, egemen düzene karşı başkaldırı olarak da yorumlanmış olabilir.
Burada bir kere daha işçi ve emekçilerin bu direnişe sahip çıkması, sınıf sendikalarını oluşturması ve birleşik işçi-emekçi gücü oluşturmasını birinci görev saymaları gerçeği ortaya çıkmaktadır. Burjuva yasalarına güvenerek yasal yollardan hak aramanın çıkar yol olmadığı ortaya çıkmaktadır. Hak almada dayanışma grevi, genel birleşik işçi ve emekçi direniş yollarının daha etkin mücadele yolu olduğu ortaya çıkmaktadır.
BİRTEK-SEN’e verilen cezanın 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 19, 78/c ve Kabahatler Kanunu’nun 25. maddesine göre düzenlenmiş olduğunu hatırlatalım.