Halit KATKAT


Bir oy geleceği şekillendirmede çok önemli olabilir

Halit KATKAT


Birinci turda seçemediğimiz cumhurbaşkanını önümüzdeki pazar günü yeniden seçmek için oy kullanacağız. Bu seçim sadece adaylardan ikisi arasında geçecek gibi görünse de olay bundan çok daha fazla önem taşımaktadır. 

Bunu derken ilk aklınıza gelenler şunlar olabilir: Şiddet yanlısı ile barış yanlısı arasında; yolsuzluk yanlısı ile dürüst olan arasında, cemaatlerle birlikte olanla olmayan arasında, zam şampiyonu ile zam yapma taraftarı olmayan arasında, halifelik sevdalısı ile laiklik isteyen arasında, padişahlık taraftarı ile cumhuriyet taraftarı arasında bir referandum olarak düşünebilirsiniz. Önümüzdeki seçim bütün bu düşünceleri kafamıza üşüştürse de birinci seçimde alınan sonuçlar, bu çelişkilerin hangi tercihten yana çözüleceğinin seçilen adaya bağlıdır.  

Şunu belirtmek istiyorum birinci seçimde, her ne kadar sandıklara çok sayıda itiraz varsa da Cumhur ittifakı 325 civarında milletvekili çıkararak meclis çoğunluğunu almıştır. Bu durumda ikinci seçimde yine Cumhur ittifakının adayı RTE çıkarsa meclisten istediği yasaları çıkararak yukarıda saydığım çelişkilerin birinciler lehine çözüleceğini düşünebilirsiniz. Ama bu durumda meclis ve cumhurbaşkanı arasında bir çelişki olmayacak. Tam bir diktatörlüğe geçilebilecektir. Ama zaten yüzde elli, yüzde elli olan seçmen dengesinden dolayı çelişki meclis-cumhurbaşkanı bloğu ile halk arasında olacaktır. Yapılacak zam ve vergi artışlarına karşı işçi ve emekçilerin tepkileri yükselmekte gecikmeyecektir.

Millet ittifakının adayı kazanması durumunda TBMM ve Cumhurbaşkanı arasında çelişki ve aynı zamanda denetim mekanizması oluşacaktır. ABD’deki iki meclis gibi bir işlev olacaktır. TBMM’den gelen kararlar Cumhurbaşkanının denetimine tabi olacaktır. Bu da daha demokratik bir işleyiş sağlayacaktır.

Millet ittifakının cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu çeşitli bakımlardan eleştirenler olabilir. Soldan eleştirenler neden sağ partilerle ittifak yaptı? Neden YSP ile yapmadı gibi sorularla eleştirmektedirler. Ama mevcut seçim sisteminde, var olan partilerle bu denklemin başka türlü çözümü de mümkün değildi.  Birinci turda altı partiyi bir araya getirerek seçime girmesi bir başarıdır. İkinci tur için ATA ittifakı ile görüşmesi de kendisinin deyimi ile ülkeyi diktatörlüğe gitmekten kurtarması açısından başarı olacaktır. Cumhurbaşkanı adayı RTE Millet ittifakı için “beş benzemez” demişti. Burjuva politikasında beş ayrı görüşten partiyi bir amaç için bir araya getirmek bir başarıdır, ki Kılıçdaroğlu daha fazla partiyi bir araya getirerek siyasi başarısını göstermiştir. Zaten “ittifak” demek de bu demektir.

Birinci turda binlerce sandıkta itiraz ve oy kaydırmaları vardı. Bunlara partiler itiraz ettiyse de seçmenlerin şüpheleri var. “Birinci turda yapılan oy kaydırma ve hileler ikinci turda da yapılabilir bu yüzden oy kullanmayı düşünmüyorum” diyen seçmenler var. Onlara şunu söylemek istiyorum. Birinci turda yapılan hileleri muhalefet gördü ve bu ikinci turda önlem alınacaktır elbette. Birinci turda seçmen, parti ve ittifakların çok fazla sayıda yer aldığı oy pusulasıyla oy kullandı. Bu da çok fazla yanlış oy kullanımına yol açtı. İkinci turda sadece iki CB adayına oy kullanılacaktır. Bu da oy verme işleminde sadeleşme demektir. Daha kolay denetlenecektir. Bu defa CHP her sandıkta beş kişi görevlendirmeyi hedefliyor. Muhalefet ittifak partilerinin de görevlendireceği kişiler de olacaktır.  Önceki seçimde yapılanları gören seçmenlerde sandıklarda oylarına sahip çıkacaklardır. Yani bu defa daha fazla kişinin gözü iki kişinin sandıktan çıkacağı oylarında olacaktır.

Şimdi bu durumda seçmenlerin, özellikle birinci turda kullanıp ikinci turda kullanmam diyen seçmenlerin bir kere daha şapkalarını önüne koyup düşünmelerini istiyorum.

Elli artı bir formülüne göre bir oy fazla alan kazanacak. Bir önceki seçimde alınan oylara baktığımızda her iki aday da bu ihtimale yakındır.

Bir oy senin oyun olabilir. Kazandırma sevinci ya da kaybetme sorumluluğu sana ait olacaktır. Ve de ülkenin kaderi…