Halit KATKAT


Bireyselden toplumsala

Halit KATKAT


Bugün pandemi, yani Covit 19 salgını bir yıldan fazla bir zamandır bütün dünyanın gündemini meşgul etmeye devam etmektedir. 

Bir yıldan fazla bir zamandır dünya devletlerini, sağlık ve bilim dünyasını meşgul eden bu salgında ne kadar yol alınmıştır diye baktığımızda dünya nüfusu göz önüne alındığında pek bir ilerleme göremiyoruz.
Elbette bir umutsuzluk yayma niyetinde değilim. Bu arada aşılar bulundu milyonlarca insan aşılandı. İlaç geliştirildi. Ama 7-8 milyar dünya insanını göz önüne aldığınızda aşılanan ve iyileşen hasta sayısı devede kulak sayılır. Daha dünyada 100 devlet aşıya ulaşamamış. Marsa gitmek için milyarlarca dolar harcayan kapitalizm bu yoksul devletlere aşı ulaştırmak için beş kuruş harcamıyor. Üstelik büyük metropol ülkeler aşıları kendi ülkeleri için stoklayarak aşıların yoksul ülkelere ulaşmasını engelliyorlar. Sanki kendi ülkelerinin tamamını aşılasalar pandemiden kurtulacaklar gibi… Pandeminin Çin´de bir kişiden başlayarak yayıldığını unutuyorlar.
Pandemi konusunda uzman tıp doktorları salgının önüne geçmek için toplumun en az yüzde 75´inin aşılanması gerektiğini söylüyorlar. Buna gerekçe olarak da “bu kadar insan aşılanırsa hem de altı ay gibi bir zamanda… virüs yayılacak kişi bulamayacağı için salgının önüne geçilir'. Şimdi tekellerin hâkim olduğu bir dünyada bu yapılabilir bir şey midir? Herkes kendisine sorsun. Üstelik ürettikleri ilaç ve aşıları insanlık için değil de daha fazla kâr amacıyla yaptıkları göz önüne alındığında. Üstelik virüsün aşıların geliştirilme zamanından daha hızlı evrimleştiği bir durumda. Bugün ülkemizde ve dünyada önceki Covit 19 geriletilememişken evrimleşen yeni virüslerin yayıldığı, hatta daha hızlı yayıldığı gözlemlenmektedir.
Dünyanın sorunu elbette sadece bu salgın değil, işsizlik açlık bir taraftan yayılırken diğer tarafta tekeller kasalarını milyarlarca dolar ve altınlarla doldurmaktadır. Din adamları hastalıkla ve açlıkla boğuşan dünyanın yoksul insanlarına, öldükten sonra cenneti vaat ederken kapitalistler cenneti bu dünyada yaşamaktadırlar.
Kapitalizm ve özelleştirme tüm insanlığı salgınlardan ve yoksulluktan kurtaramadığı, üstelik dünyayı daha da batağa sürüklediği ortada… Artık toplumsal düşünen, insanı önceleyen, planlı ekonomik sistemlere ihtiyaç var.