MS Braemar adlı İngiliz bandıralı gemiyi hiçbir ülke topraklarına kabul etmedi. Karaib adaları yakınlarında öylesine duradurdu… İçinde de Coronaya yakalanan 5 kişi olduğu da varsayılıyor.
‘Karaib Korsanları´ saldırmasa bari bu şatafatlı gemiye!
Braemar´ı hiçbir ülke, ülkecik topraklarına kabul etmezken Castro´nun ülkesi ona aguşunu açtı…
Fidedel´in ülkesi, Che´nin Ruhu sözkonusu gemiye, mürettebat, yolcu ve çalışanları buyur etti…
‘Gelin yanaşın kıyılarımıza…Hazırız, sizi tedavi etmeye, karnınızı doyurmaya´ diyerek haber gönderdiler.
Küba sessiz-sedasız ve tevazuyu elden bırakmadan anlı-şanlı Lordlar Kamarası ve şürakasına meydan okudu.
Bu haber belli başlı ekranlarda (belki tümünde), gazetelerde dillendirildi.
Haber gündeme düşerken anılar depreşti, kapitalizm denilen sistem(sizlik) bir kez daha boğazımıza düğüm attı…
Yıllar önce Titanic Faciası´ında yaşanan bir aşk hikayesi filmlere çekilirken kemanın bam telinden duygulu, içli sesler karışır havaya, dramatik anlar tutunur hançeremize…
‘Every Night
İn my dreams
I see you
I feel you´
İnternet elinizin altında. İsterseniz bu gece Titanic´i bir kez daha izleyin. Gözlerinizi kapatın ve şarkıyı dinleyip onu sol döşünüze gömün.
Bunu yaparken geminin batışını, kaçarken –öncelikle- kimlerin filikalara, botlara koşuştuğunu görün. Görün ki, ibret alın. Eminim eşitsizlik batma anında ve boğulma seanslarında bir kez daha önünüze çıkacaktır.
Braemar´le ne ilgisi var bunun diyebilirsiniz.
Ancak, Tarih Baba´nın tekrarı bu işin benzer olduğunu söylüyor bize.
Braemar, Titanic benzeri bir gemidir. Zira, gövdesi büyütülerek yaklaşık 1000 yağlı müşteriyi alabilecek duruma getirilmiştir…
Özel kamaralar, Kumarhaneler, barlar, fitnes salonları, sinema ve güverte…
Böylesine donanımlı bir geminin can havliyle kıyılara yanaşmak istemesi ve tedavi talep etmesi doğaldır. Doğal olduğu kadar hümanist bir yaklaşım da.
Eleştiri hakkımız mahfuz kalmak üzere biz de insani doğamız gereği –aynı gemide olmasak da- bu durumla ilgiliyiz.
Ve bu gemide çalışan mürettebat, garson, barmen, teknisyen, güvenlik görevlisi, temizlikçi insanlar vardır.
Ve kimbilir, ne ateşli aşklar yaşanıyordur geminin kuytu yerlerinde.
Belki, yine fakir oğlan-zengin kız Yeşilçam benzeri siyah-beyaz kareler kalacaktır gelecek zamana.
Ve belki öyküler, romanlar yazılacaktır bu konuda.
Ki, virüs vardır dünyanın dört bir yanında. Bunun yanında ‘Veba Günleri´ yerine ‘Corona Günleri´ yazılır, günün birinde.
Braemar batmadı. Filikalara, botlara kaçışmalar olmadı. Ama şu an ölüm korkusu sarmıştır gemiyi ve içindekileri.
Ben onların yerinde olsaydım el sallardım Castro´ya; el sürerdim mezar taşına.
Dr. Che Guare´ya sorardım, yaramıza merhem olacak iksiri.
Titanic´te çalınan şarkıyla bağlayalım sözümüzü…
‘ Every night
İn my dreams
I see you
I feel you´(1) akyurek1956@hotmail.com