Halit KATKAT


Çağımızın çelişkileri

Halit Katkat


Bugün Cumhuriyetimizin 96. yılı, dört yıl sonra yüzüncü yılını kutlayacağımız cumhuriyet, kuruluş amaçları ve ilkeleri bakımından 96 yıl önceki cumhuriyetle aynı değil. Elbette dünyanın ve ülkenin teknolojik ve bilimsel gelişmelerinin bir sonucu olarak üretim araçları ve üretim güçleri bakımından ülkede bir gelişme, kaçınılmaz olarak var. Sanayi de otomasyon ve elektronik sistemlerin kullanılması ve tarımdaki makinalaşma üretimin ilk dönemlere göre çok hızlı artmasına yol açtı. Ancak bu gelişmelere bakıldığında bunların büyük kısmının dışa bağımlı olarak geliştiği görülür. Kendi ulusal sanayisini kurup geliştiremeyen, yenileyemeyen ülkeler ister istemez dışa bağımlı hale gelirler. 

Ancak üretim ilişkileri, üretim güçlerinin gelişmesine uygun gelişmedi hatta daha geri üretim ilişkileri ülke yönetimine egemen olmaya başladı. Burada şunu kastediyorum: Eski feodal üretim araçlarının yani kara sabanın yerini kapitalist üretim aracı olan makinalar; köylülüğün yerini işçiler aldı ama bu üretim güçleri hala feodal ve yarı feodal ilişkilerle yürütülüyor. Ülkedeki kapitalist işverenler işçi ya da eleman alırken, kapitalist üretim ilişkilerini kullanarak işletmesinin karını artıracak, yetenekli elamanları seçiyor. Örneğin aynı işveren devlette bakanlık görevi aldığında ya da belediye başkanlığı yaptığında elemen alırken, feodal ilişkileri kullanarak ait olduğu partiden, aynı dini inançtan, akrabadan, yandaştan, hemşehriden, arkadaştan seçiyor. Kamu işlerinin bu şekilde yürütülmesi toplumda adaletsizliği ve çelişkileri artıran ve gelişimin önünde engel olan şey bu feodal üretim ilişkilerinin tasfiye edilmemiş olmasıdır.
Bu gün çağımızın çelişkileri ki bu aynı zamanda emperyalizm çağının çelişkileridir, şunlardır:
1- Emperyalistlerin kendi arasındaki çelişkiler.Bu emperyalistlerin enerji, pazar alanlarının paylaşımı ve egemenlik savaş ve kavgaları olarak yansımaktadır.
2- Emperyalistlerle ezilen halklar arasındaki çelişkiler; gelişmemiş ülke halklarının ekonomik baskı altına alınması, bağımsız ülkelerin askeri işgali vb. şekilde ortaya çıkmaktadır.
3- Emperyalizmin kapitalizmden devraldığı temel çelişki olan işçi sınıfı ile kapitalistler arasındaki çelişki.
4- Daha tasfiye edilmemiş olan feodal üretim ilişkileri ile kapitalist üretim ilişkileri arasındaki çelişki.
Bu çelişkilerin çözümü her çelişkinin iki kutbunda yer alan sınıfların güçlerine ve mücadele azmine bağlıdır. Bu çelişkiler var olduğu sürece çağın özelliği değişmeyecektir; ve biz bunları tartışmaya devam edeceğiz. Bunu şunun için yazıyorum: İşçi 'sınıfının tarihi rolü bitti', 'yapay zeka ile dünyanın değişeceği', 'tarihin sonu' vb iddiaları savunanlara anımsatmak amacıyla...
Nasıl ki feodalizmin sonunu getiren sınıf kapitalist sınıf olan burjuvazi ise kapitalizmin sonunu getirecek olan sınıf ta en devrimci sınıf olan işçi sınıfıdır. Emperyalizmin geriletilmesi ancak işçi sınıfı ile ezilen halkların ortak mücadelesi ile olacaktır. Çağımızda hiç bir burjuva sınıf emperyalizme karşı tutarlı mücadele veremez. Burjuvazi çıkarları gereği ancak bir emperyalist kamptan diğerine salınabilir. Burjuvazi ilericiliğini geçen yüzyılın başından beri yitirmiştir.