Recep YILDIRIM


CAN TEYMUR

1990 başında İç Anadolu kasabalarından birinde bir dershanede Türkçe edebiyat dersi veriyorum. Sınıfa yeni bir öğrenci getirdi müdür.


Ufak tefek, beyaz tenli, hanım hanımcık bir genç kız. “Hoş geldiniz” dedim, listeye yazmak için adını sordum “Mariya” dedi. Bütün sınıfın yaşadığı şaşkınlığı hâlâ hatırlarım. Türkçe bilip bilmediğini sordular, elbette biliyorum dedi kız, daha da şaşırdılar; Türk´üm dedi, İstanbulluyum dedi şaşkınlıkları geçmek bilmedi

Sınıfa dönüp uzun uzun açıklama yaptım. Hristiyan, Yahudi yurttaşlarımız olduğunu kederde, kıvançta ve tasada bir olduğumuzu anlattım. Nerden biliyorsunuz” diye sordular. Ben de onlara Antakya ve İskenderun´u anlattım.2015 yılında da “Tammura, İskenderun Zeybek Sokak Hikâyeleri” adlı kitabımla bütün Türkiye´ye.

2010 yılıydı. Antakya´da bir eğitim toplantısına katıldım. Biraz geç girmiştim toplantıya, bir yere ilişip konuşmacıyı dinlemeye başladım. Konuşmacı gayet “sol” dan bakıyordu meselelere. Konuşmasını bitirdi ve kürsüden inip yanımdaki koltuğa oturdu. Tanıştık. Din bilgisi öğretmeni olduğunu söyledi. Yüzümdeki garipsemeyi hemen fark etti. “Antakya´da değiştim” dedi. Nasıl olduğunu sorunca ben değişmesine neden olan anısını anlattı: ”Antakya´da bir liseye atandığımda çok genç bir din ve ahlak bilgisi öğretmeniydim. Heyecanlıydım. Sınıfa girdim gayet ateşli bir şekilde İslam´ı, peygamberimizi, dinimizin yüceliklerini anlattım. Ders sonuna doğru öğrencilerden biri nezaketle yoklama yapmadığımı söyledi. Teşekkür edip yoklama listesini okumaya başladım: Nikola, Hanna,Garbis,Toni,Anabel, Mariya…Listede hiç Müslüman ismi yoktu. Nasıl utandım. Özür diledim hepsinden. Öğrencilerse “çok güzel şeyler öğrendik” diyerek gönül aldılar, teşekkür ettiler. İşte o dersten sonra farklı bir pencere açıldı hayatımda.”

Hristiyan arkadaşlarımızın, komşularımızın Noel´ini telefon ederek sosyal medya kullanarak kutladık ama bu yeterli miydi? Ayna Kültür Derneği 27 Aralık Çarşamba söyleşisi için İskenderun Rum Ortodoks Cemaati Lideri Sayın Can Teymur´u davet etti. Harika bir seçimdi.

Sayın Teymur, kendisine has zarif ve yumuşak üslubuyla Noel hakkında bilgiler verdi. Tarihçesinden, kimin nasıl kutladığına varana kadar hoş tasvirlerle güzel bir sunum yaptı. İskenderun, Antakya´nın yaşadığı sevgi halesinin bütün ülkede yaşanması dileklerini içtenlikle dile getirdi.

Katılımcılar kendisinden çok şey öğrendi.

Can Teymur aynı zamanda bir sanayici. Ülkenin ilk filtre fabrikasında çok genç yaşta çalışmaya başlamış ve bu sektörün gelişmesinde zaman içinde pay sahibi olmuş. Anılarını dinlerken filtre kavramının İskenderun´un sosyal dokusuna ne kadar işlediğini fark ettiriyor katılımcılara. Çayın, şekerin, hamsinin, tütünün, pamuğun edebiyatı var ülkede. Filtrenin neden olmasın? Umarım böyle bir çalışmayı Can Teymur yapar çünkü bize öyle hissettirdi ki filtreciliğin maddi manevi sırrına en vakıf kişi bizzat kendisi.

Siyaset canınızı sıkar, trafik, insan ilişkileri… Sonra bir hemşerinizle karşılaşırsınız, size tahammül azmi verir, sıcaklığıyla bu kentte yalnız olmadığınızı hissettirir, Hala dost hala kardeş olduğunuzu… Babalarımız, dedelerimiz gibi. Sayın Can Teymur teşekkür ederiz. Mutlu Noeller!