Sadullah ÇAĞLAR


CHP Kendini Ortaya Koydu

Siyasi mücadele sürecinde ana muhalefet partileri, ülkede hukuk devleti tartışma konusu olmuşsa diğer muhalif partilerin, sendikalar, ilerici kitle kurumlarıyla işbirliği yapması zorunludur.


Siyasi mücadele sürecinde ana muhalefet partileri, ülkede hukuk devleti tartışma konusu olmuşsa diğer muhalif partilerin, sendikalar, ilerici kitle kurumlarıyla işbirliği yapması zorunludur. 

Türkiye´de 12 Eylül dönemi henüz aşılmadı. 15 Temmuz darbesiyle rejim OHAL uygulamasıyla yeni bir sıkıyönetim yaşanmakta.
Son yıllarda özellikle CHP, Başkanlığa yönelik referandum sürecinde demokrasi güçleriyle işbirliği yaparak halkta geleceğe yönelik umut yarattı.
Bu umudun devam etmesi için CHP´nin politika üretmesi gerekir.
AKP´nin son günlerde basına karşı baskıcı tutumu toplumda gerginlik yaratmaktadır.
Yığınlar, ana muhalefet CHP´den ciddi şekilde siyasi tavır beklemektedir.
Bu nedenle Genel Başkan Kılıçdaroğlu´nun başlattığı Adalet Yürüyüşü siyasi olarak önemli bir çıkıştır.
Bu yürüyüş, halkta heyecan yarattı.
CHP, referandumda, güç birliği ile yeni bir çalışma içine girmişti. Özellikle CHP içinde, partinin yeni cumhurbaşkanı belirleme yanlışından dönülmesinin çok önemsenmesi gerekir. Bu büyük yanlışın üzerine gidilmesi, ortak işbirliğine güç katmıştır.
Türkiye´de muhalif hareketin en kısa zamanda Ortadoğu bataklığına yönelik kesin çıkış yapması gerek. Savaşa karşı ‘Hayır´ın sürekli gündemde tutulması gerek.
Körfez Savaşı´nda Irak´a asker gönderme teskeresine karşı, savaşa karşı kitleler ayağa kalkıp yüz bin kişinin parlamentoya yürüyüşü Meclis´i etkilemişti.
1. Dünya Savaşı´nda Arap çöllerine gömülen Anadolu´nun yoksul insanının acısı hala, ama hala unutulmadı.
Cumhuriyetin temel ilkesi ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh´, sürekli haykırılmalı.
Bütün dünya halklarıyla barış içinde bir arada yaşama tezi için yürüyelim. Ekonomiyi felç eden özelleştirme yapıyı red ederek Tekel´in, Seka fabrikasının üretime yeniden açılması için yürüyelim.
Ulusal kaynakları, başta enerji, limanları, ulusal kaynakları millileştirmeyi öne koyarak üretimi harekete geçirmek, başta CHP´nin olmak üzere ortak platformun program olarak açıklaması gerek.
En önemlisi CHP´ye öncülük ederek bilim adamlarıyla beraber 1961 Anayasası´nı daha ileri savunarak düşünceyi suç olmaktan kurtaralım.
CHP, 1957 yılında İlk Hedefler Beyannamesi adı altında seçim programı yaparak halkın önüne koydu. 30 milletvekilinden, oy oranını yüzde 40 artırarak, 178 milletvekilini parlamentoya taşıdı.
Partinin kesin son alternatif politikalar savunması, sola açık olduğu zaman ülkede cumhuriyet ayağa kalkar.
Yakın tarihte yaşanan, 1974 yılında Milli Selamet hükümeti ile ortak program Meclis´te tartışılırken, CHP grup sözcüsü, Süleyman Demirel´in eleştirisine karşı;
'Sayın Demirel... Tüm demokratik memleketlerde muhalefet daha çok hürriyet ve özgürlük için mücadele verir. Siz ise çok ilginç, özgürlüğe karşı mücadele veriyorsunuz. Yani hürriyetlere karşı. Siz Sayın Demirel, muhalefet bile olamazsınız. Biz sizin yerinize muhalefeti de yapacağız.'
Günümüz dünyasında bilgisayar-internet devriminde dünya halkları, çağın önünde gitmekte.
Örneğin bir zamanların güneş batmayan İngiliz İmparatorluğu bile Muhafazakar Parti´nin karşısına İşçi Partisi sosyal devleti geliştirici ilkeler koyarak halkı ikna etti ve iktidar alternatifi oldu.
Özelleştirme, dünya genelinde halka yoksulluk getirmiştir. Üretimi yok ederek, halkın satınalma gücünü sıfıra indirmiştir. Türkiye´nin yakın tarihinde cumhuriyet, yenilikçi devrimlerle yeni çağı yakalamıştı. Yeni insanın önünü açtı. Latince harf devrimi, yüz yılın en ilerici olayıdır ve en önemlisi yeni cumhuriyet, medeni dünyanın bilim felsefesini hedefledi.
O dönemlerde İspanya´da Franko diktasına karşı bir milyon Cumhuriyet yanlısı insan başını verdi.
Ulusal bağımsızlık savaşında Parlamento, Ankara´da kuşatma altında görevini yaptı. Ülkenin kaderini milleti temsil kararı Meclis´indir, yani siyasi iradenin parlamentoya taşınmasıdır.
Ülkenin yüz yıllık mücadelesinde parlamento hep var olmuştur.
Bir zamanlar, mazlum halklara umut ışığını yakan görkemli kurtuluş hareketinin öncüsü Türkiye şimdi ne durumda?
Edebiyat tarihinin unutulmaz yazarı Yakup Kadri Karaosmanoğlu, siyasi anılarında bir olayı anlatır.
Britanya imparatorluk günlerinde İngiltere Prensi VIII. Edward, sömürgesi Hindistan´ı ziyaret eder. Limandan başkent Bombay´a atlı arabalarla giderken şehirde bütün dükkanlar kapalı, halk ortada yoktur. Prens, kral babasına mektup yazarak bunun nedenini sorar. Kral, oğluna verdiği cevapta, ‘Hindistan´da isyan başlatan Mahatma Gandi, Mustafa Kemal´in Asya´da başlattığı sömürgeciliğe karşı mücadeleden örnek almıştır´ der.
Mahatma Gandi´nin İngiliz İmparatorluğu´na karşı başlattığı uzun yürüyüş, imparatorluğun sonunu getirmişti.
Türkiye halkının damarlarında özgürlük ateşi hiç sönmedi.
Genel olarak görevimiz Cumhuriyet devrimlerine sahip çıkmaktır.