Nurullah ER


CUMHURİYET, SEÇİMLER VE DEPREM

Nurullah ER


Bir yıl önce toplum ekonomik sıkıntı yaşasa da Cumhuriyetin yüzüncü yılını kutlama heyacanını taşıyordu.

Bir de yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri.

İkisi de önem arz eden konulardı ülke için.

Biri geçmişin mirası, biri de geleceğin umuduydu.

Cumhuriyetin yüz yaşını görmek kıyısından, köşesinden yaralansa da  sahiplenme adına bir onurdu.

Günümüzde var olan değerlerin tümü Cumhuriyetin kazanımları olduğundan ona vefa duyan herkeste bu heyacan ve çoşku olsa da, bir kesim ise karartma gecelerini düşlüyordu Cumhuriyetin yüzüncü yılına dair. 
Seçimlerin heyacanında ondan kalır yanı yoktu.

Yirmi yıldır ülkeyi yöneten AKP Hükümetine ve Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine karşı siyasi partilerin tavanında ittifaklı bir muhalefet oluşmuştu. Kazanıldığında Mecliste çoğunluk sağlanacak, yeniden parlementer sisteme dönülecekti.

2023’e girildiğinde bu heyacan daha da artmış, toplum nerdeyse hem Cumhuriyet kutlamaları, hem de seçimler konusunda  kutuplara ayrılmışlardı.

Bu heyacanın içinde 6 Şubat Depremi vurdu ülkeyi.

Herkesi kara yasa boğdu.

Deprem Kahramanmaraş üstlü olsa da en büyük kayıbı ve acıyı bölgemiz yaşadı. Antakya yerle bir oldu, İskenderun’da büyük acılar yaşattı. Seçim ve Cumhuriyet kutlamları bir süre askıya alınır gibi olsa da yaşam devam ediyordu. Ülke gündemine yön veren siyasetçiler; enkazlar altında arama kurtarma ekipleri çalışırken, hayatta kalanlar ağıtlarını bile ağlayamazken, açlık, soğuk, barınmayla insanlar karşı karşıya kalmışken, yeryüzündeki tüm acıları omuzlamışlarken kısa zamanda seçimlere dair alanlardaydı.

Hem muhalefet, hem de iktidar için deprem nerdeyse seçimin ana konusu olmuştu. 
Bol keseden vaatler, cek, caklı söylemler...

Televizyonlarda muhalefet ve iktidar yanlısı konuşmacıların depreme ve seçime dair görüşleri, yorumları...

Siyasi liderlerin birbirlerini suçlayıcı söylemleri.
Ve kabak tadında bir seçim süreci.
Kazanan yine AKP olmuştu.
Seçim biter bitmez meydan boşalmıştı.
Özellikle depremzedeler kaderiyle başbaşa kalmışlardı.

Evleri yok ki başını soka.

Yazın sıcağında konteynerlerde, çadırlarda kavrulmuşlar, şimdi de  soğukta, yağmurda, fırtınada ömür törpülüyorlar. İktidarın bir yılda evlerinize kavuşacaksınız vaadi Kafdağı’nın ardında görülüyor. İnsanlar yorgun, acılı, çaresiz, perişan burnundan soluyor. Ekonomik krizin yarattığı enflasyon, hayat pahalılığı içinde kıvranıyor. Yağan  yağmurda, esen lodosta, Yarıkkaya rüzgarında İskenderun sel altında kalıyor.

Gündemde yerel seçimler var. Siyasetçilerin aynı teranesi. Geçmişte siyasetçiler seçmenden oy almak için kapısın çalarlar, seçmen kovalarlar, hal hatır sorarlardı. Şimdi siyasi liderler ittifak için birbirini kovalıyorlar. Genel seçimlerde sekiz buçuk milyon oyun kullanılmadığını, iki milyona yakın oyun geçersiz olduğunu görmüyorlar. Siyasi partiler bu anlayışla politikalarını sürdürürlerse bu seçimde oy kullanmayanların sayısı daha da artacaktır. Ama onlar için farketmez, isterse kimse sandığa gitmesin, kendi kendilerine oy verirlerse, o da yeter. Nasıl olsa birisi bir tane fazla alıp kazanacak. Onların derdi, ülkenin sorunu, halkın derdi değil kendi koltuklarıdır.

İnsanın doğru bilgi alma, bir habere ulaşması günümüzde basın yayın yoluyla yapılmaktadır. Bu konuda yerel gazetelerin önemi büyüktür. Deprem felaketi herkesi vurduğu gibi bölgemizde yerel basını da vurdu. Bidiğim kadarıyla on üç gazetecimiz depremde ölmüş, ofisleri yıkılmış, makinaları, bilgisayarları, belge, bilgileri zayi olduğundan bölgemizi insanın doğru bilgi alma, haber duyma ağı da kopmuştu.Yıllardır köşe yazarlığı yaptığım SES gazetesi de bu mağdurların içinde olduğu kadar en acısı, sahibi olan Ayşe Figen Arlı’yı ve eşini kaybetmemiz, ayrıca  Akın Bodur’un enkaz altından çıkarılarak uzun bir tedaviden sonra sağlığına kavuşması oldu. Ayşe hanım ve eşi ışıklar içinde uyusun, Akın’a ise geçmiş olsun.
Ses Gazetesi deprem felaketinden bu yana yazılı basın yapamamaktaydı. Uzun uğraşı, yoğun emekle yeniden yeniden yazılı basın hayatına geçiyor olmasına çok sevindim. Geçmişte olduğu gibi doğru bilgiler verme, ilkeli gazetecilik yapma konusunda çizgisini sürdürecektir. Biz köşe yazarı olarak bölgemiz sorunları konusunda sizleri haftalık yazılarımızla aydınlatmaya çalışacağız.

“Kimse geçmişe gidip yeni bir başlangıç yapamaz, ama bugün başlayıp yeni bir son yazabilir.” Carl Bord