Konuk Yazar


CUMHURİYETİMİZİN TAŞIYICI KOLONLARI OLAN KÖY ENSTİTÜLERİ, NEDEN KAPATILDI?

İbrahim GEDİK


Cumhuriyetimizi kuranların;  Türkiye´yi, çağdaş dünyaya başı dik, alnı açık, saygın bir devlet olarak uyumlandırırlarken, attıkları en büyük adımların başında KÖY ENSTİTÜLERİ  gelir...

Dünyada eşi benzeri olmayan, özgün ve özel eğitim kurumlarıydı.
Bu okulları özgün kılan neydi?
Asırlardır kendi kaderlerine terk edilmiş, emekleri sömürülmüş, ezilmiş, horlanmış, kırk bin köyünün otuz beş bininde okulu ve öğretmeni olmayan köyü içerden canlandırmaktı...
Bir ülkenin en büyük zenginlik kaynağı, eğitilmiş ve üreteme katılan insan gücüdür...
Bu okullar, bu gücü ülke kalkınmasına kazandırmada büyük atılımlar yaptı...
Ömürleri kısa sürdü...

Tarih, çıkarları bozulanlarla ve de ileri geri kavgalarıyla yaşananları yazar.
Tarihin bu sürecinde de, Köy Enstitülerinin karşısına çıkarları bozulanlar çıktı. Karşı devrimciler çıktı.
Aydınlanma, çağdaşlaşma, köyü içerden canlandırma hamlesi olan Cumhuriyet´in taşıyıcı kolonları Köy Enstitülerini; binbir yalanlarla, iftiralarla, saldırılarla başta toprak agaları olmak üzere çıkarları bozulan güçler ittifakı bir olup kapattırdılar/kapattılar. (27 Ocak 1954)
Köy Enstitüleri, halk istedi diye açılmadılar... Halka istedi diye de kapatılmadılar...
Köy Enstitülerinin kapatılmalarının asıl nedeni sınıfsal temelde yatmaktadır... Meselenin özü budur...
Köy Enstitülerinin kapatılmaları, Uğur Mumcu´nun da dediği gibi, 'Cumhuriyet tarihimizde, bir dramın adı olmuştur.'
*
81 yıldır gerek ülkemizde, gerekse dünyada özgün yerini koruyan Köy Enstitüleri gerçeği neydi?
Bu konuda milyonlarca sayfa makaleler, kitaplar yazıldı, hala da yazılıyor, konuşuluyor...

Cumhuriyeti´n en büyük  Aydınlanmacı Projesiydiler...
Cumhuriyet´i ve devrimi; uyuyan gücümüz köylüye götüren  özgün eğitim kurumlarıydılar...
Ülkemizi; dinci kuşatmalara ve de  emperyalizmin emelleri uğruna uygulamaya konulan projelere karşı; koruyan kollayan, direnen yurtseverler yetiştiriyorlardı...
Kısacası, Anadolu Bozkırlarında açan 21 tane  'Tonguç Çiçekleriydi' Köy Enstitüleri...

Buralarda köy çoçukları okutuldular, eğitildiler. Pedagojik her türlü beceri ve donanımla, dünya klasiklerini de okuyarak; aydınlanmacı, çağcıl düşüncelerle birer ülke sevdalıları olarak köylerine döndüler...
Yürüdüler karanlığın üstüne üstüne...Hem her türlü bedel ödemeyi göze alarak...
Ağanın, hurafeci hocanın  var olan mutlak otoritelerini ciddi anlamda sarstılar!..
Kendi kaderlerinin farkına varıp yazdılar, çizdiler.
Köyü içerden canlandırmaya çalıştılar, Cumhuriyetin ' taşıyıcı kolonları oldular...
1950´yi baz alarak söylersek; ülkemizin bağımsızlığı ve ulusal  kimliğini yok edecek emperyalist projelere  ve onların işbirlikçilerine karşı 'direnen kuşaklar' oldular, 'direnen kuşaklar' yetiştirdiler..

Kapatılmalarından günümüze kadar, eğitimde, ülkemiz adına  'kayıplı yıllar' başlamış oldu...
Günümüzde de tamamen piyasacı ve dinci eksene oturtularak; Halk çocukları, emperyalizme peşkeş çekilir hale getirildi...
*
Kısacık ömürlerine rağmen; etkileri ve katkılarıyla dünyadaki,  ülkemizdeki özgün konumlarıyla, hep gündemde olmuşlardır. Açılışlarından günümüze kadar geçen 81 yıldir özlenmektedirler...
Anadolu´ nun 21 yerinde açan bu 'aydınlanma meşalesini söndüremediler...
Buram buram kokan Anadolu aromasını, rayihasını yok edemediler... Onlar,yaşamımız süresince ruhumuzun tadı, tuzu, acısı tatlısı oldular... Bizi biz yapan onur abidelerimiz olarak hep bu toprağın sesi olarak  Anadolu´da yankılanıp durucaklardır!...
*
MAYAMIZ, ANADOLU MAYASIYDI...
SEVDAMIZ, TONGUÇ SEVDASIYDI...
KAVGAMIZ, KARANLIKLARI YOK ETME KAVGASIYDI...