Mükremin KURTCEPHE


DEDİ KODU ÜRETTİRMEYELİM

Mükremin KURTCEPHE


Bizde “Allah sıralı ölüm versin” diye bir söz var. Söylentiye göre Budist keşişine giden zengin adam, ailesi için saadet getirecek bir yazı yazmasını ister. Akşam uğradığında yazısı hazırmış; 'dede ölsün, baba ölsün, oğul ölsün' diye.
'Bu ne biçim yazı? Böyle saadet mi olur?' diye çıkışır sinirlenerek.

Keşişin cevabı da hazırdır: 'O cümlelerden herhangi birinin yerini değiştirirsen o kadar büyük bir kahır olur ki, işte o kahrın olmamasıdır saadet' demiş.
Bundan benim çıkarımım ise ‘önce yaşlılar ölsün, sıra böyle devam etsin´dir.
Geçen akşam bir gürültüyle uyandım. Pencereye mavi kırmızı güçlü bir ışık vuruyordu. Yine birileri ambulans çağırmış. Hasta taşıma sedyesini içeri götürürkenki sese uyanmışım.

Apartmanda benden daha yaşlı iki kişi vardı. Ben çağırmadığıma göre onlardan biri çağırmıştır diye düşündüm. Az bekleyip kulak kesildim, yukarı çıkmadılar. Demek ki aşağıdaki komşuya geldiler kanaatine varıp, yan dönüp uykuya kaldığım yerden devam ettim.

Sabah gazeteleri okurken telefonum çaldı. Baktım üst komşu. “Abi akşam apartmana ambulans, geldi duydun mu?” dedi. “Yok, duymadım ama ışığını gördüm” dedim. “Alt komşuda virüs varmış, onun için gelmiş, alıp götürdüler” dedi. “Virüs olduğunu kim söyledi” diye sorduğumda; “Gelenler koruyucu kıyafet giymişlerdi” dedi.

Tepemin atmasına rağmen belli etmemeye çalıştım. “O ambulansı sen de çağırsan gelecek olan görevliler, her ihtimale karşı önlem olsun diye aynı kıyafetlerle gelecekti. Bu demek değil ki, almaya geldikleri kişide virüs var. Takmayın böyle şeyleri kafanıza, sağda solda da söylemeyin doğru değil” deyip görüşmeyi bitirdim.

Aradan bir yarım saat geçti geçmedi yine telefon. Baktım eşim arıyor. “Apartmanda virüs varmış duydun mu?” deyince dayanamadım. “Kim uyduruyor bu saçmalığı, kimden duydun” diye sordum. “Alt komşu F… hanım telefon etti” deyince ikinci sorum “O kimden duymuş ki?” oldu. “Ona da karşı komşusu D… söylemiş, hem G…de telefon etti. Sizin apartmanda C… amcada virüs varmış haberin var mı diye bana sordu” demesin mi?

Yüksek “sesle lâ havle” çektim. “Bizim oturduğumuz yerdeki virüslüden bizim haberimiz olmuyor, üç blok aşağıdaki G…nin haberi nereden oluyor? Kimden duymuş?” deyince, “H…teyze söylemiş” demesin mi?

Baktım söylenti çığırından çıkmak üzere. F.. hanımın eşi Z… beyi aradım. Bu tür haberleri yaygınlaştırmanın doğru olmadığını ve suç olduğunu, eşiyle konuşmasını söyledim.

Öğleden sonra balkonda otururken yine bir ambulans geldi. Komşular merakla bakarken, içinden akşam götürdükleri kişiyi indirdiler. Sedyede oturur vaziyette dimdik içeri götürdüler. Z… beyi arayıp durumu aktarıp, ”virüslü olsa gelebilir miydi?” dediğimde, “Ben de gördüm, getirenlere sordum sapa sağlammış” dedi.