Mükremin KURTCEPHE


Doktorlar

“Nefes al, nefes ver, bu reçetedeki ilaçları kullan


KESER DÖNER
SAP DÖNER

“Nefes al, nefes ver, bu reçetedeki ilaçları kullan.” Vatandaşlarla doktorlarımız arasındaki iletişim yıllarca böyle sürüp gitti. Ağa ile maraba arasındaki ilişki ne kadar samimi ve candansa bizim ilişkilerde o kadardı yani. Hastanede yapılan bu iki nefes arası muayene sonucunda reçeteyi bile yazmayıp, yazıhanesine yönlendirenlerinden hiç bahsetmemeli. Yeni nesil, o tipleri hiç duymamalı ve tanımamalı bana göre.
Onların tanıyacağı doktorlar, çocuklar, gençler kola içmesin, ayrana alışsınlar diye, ücretini ceplerinden karşılayarak, aldıkları yoğurdu ayran yapıp, kulplu bardaklarda ücretsiz dağıtan, bulaşıklarını da elleriyle yıkayan, tuttuğu kocaman balığı yemeyip, denize geri bırakan, Fatih Sekitmez, Fatih Köse ve Eyyüp Tümkaya gibi doktorlarımızı tanısınlar isteriz.
Hipokrat yeminini yaparken bir ayağını havaya kaldırıp yemin edenler yazımızın konusu değil elbette. O tiplerden benim tanıdığım yok. Benim tanıdıklarım mesai içinde ve dışında halkı için çalışan, koşturan, ilaçları alacak parası olmayanlar içinde elinden gelen her türlü çabayı gösteren, eli öpülesi insanlar.
Halkının kutsal değerlerini her fırsatta yok sayan, attığı hamaset nutuklarıyla oylarını artıracağına inanan iktidar, şimdide halkın doktorlarına saldırmaya başladı. Sağlık emekçilerine kıyımlar, sürgünler yapıldığında kıllarını kıpırdatmayanlar, yetkilisi, yetkisizi ve bil cümle, mankurt trolleriyle atağa kalkmış vaziyetteler.
Bu doktorlarımız;
“Biz hekimler uyarıyoruz: Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur. Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir. Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır. Savaşa hayır, barış hemen şimdi!” demişler. Çokta güzel demişler.
Bu açıklamanın neresinde terörist seviciliği var Allah aşkına? Tarikat yurtlarındaki çocuk tecavüzcülerine seslerini yükseltemeyen, akıllarını apış aralarında taşıyan iktidar trolleri, halkın doktorlarını linç etmeye çalışıyorlar. Poliklinikte, acilde dövdükleri yetmemiş olacak ki, şimdi tüm cephelerden topluca saldırıya geçmişler.
Cezaevlerine doldurdukları aydınlara, yurtseverlere, gazetecilere bile tek tip giymeye zorlayan iktidar, dışarıda olanları da tek tip, yani kendileri gibi düşünmeye zorlamaktalar. Kendileri gibi düşünmeyenleri, FETÖ´cü ağzıyla konuşan, vatan haini olmakla suçlamaktan çekinmeyen, insanlarımızı ayrıştırıp, biri birlerine düşürmeye çalışan bu troller sürüsü okuduklarını da anlamakta zorlanıyorlar gibi.
Tv kanallarından “Azez´de, Cerablus´ta, Marel´de bugün kaymakamımız var, emniyet müdürümüz var, jandarma komutanımız var” diyenler, Afrin´e şehir hastanesi açtı da doktorlarımız, “Yok biz gidip, kolu bacağı kopmuşlara doktorluk yapmayız mı” dediler? Halkımızı birleştirmeye değil, ayrıştırmaya çalışanlar ağızlara bir ayar verin, ellinizi de doktorlarımızın ve sağlık emekçilerinin üzerinden çekin. Bizi de doktorlarımızı da korkutamazsınız.