Sadullah ÇAĞLAR


Elveda Hindistan

İnsanoğlu var olduğu günden beri ezen ezilen sınıflar var olmuştur.


İnsanoğlu var olduğu günden beri ezen ezilen sınıflar var olmuştur.
Batı dünyasının 19. yy´da başlattığı makinalaşma çağı...
Hammadde ihtiyacı nedeniyle doğal zenginliği olan Asya, süreç içinde enerji petrol yatakları olan Ortadoğu, İnsan kalabalığı nüfus büyüklüğü Hindistan, 500 milyon nüfusuyla Çin´le büyük coğrafyanın en büyük kıtasıdır.
İngiliz İmparatorluğu tarafından işgal edilmiş dünyanın yarısından fazla halkını yöneten imparatorluk, kalıcı olmak için yerli halkların resmi yazışmaları yasaklamış, ingilizce dil dairelerde geçirilir.
Sömürgeci İngiltere, halk arasında mezhep tohumları ekerek Hindu-İslam çatışması yaratarak ülke genelinde iç savaş gündeme gelmiştir.
Sonuçta Hindistan yönetilemeyecek bir duruma gelmiştir.
Hint asıllı bir avukat, bir meçhul yolcu hukuk eğitimini Londra Oxford´ta yapmıştı. İzinli geldiği Güney Afrika´da işine donüyordu. Ancak, trende seyahat eden bu Hintli yolcu yanlış yere oturmuştu.
Bilet kontrolü yapan İngiliz memur, Hindulu kişinin biletine baktığında, “Sen burada oturamazsın. Bu kompartıman İngilizler için” demişti. Şaşkına dönen yolcu, biletini gösterir. Sonuç: İtiraz eden Hintlinin valizlerini alıp aşağıya atan İngiliz, kendisini tokatlayarak aşağıya indirir. Genç avukat şaşkına döner. Sömürgeci ya da işgalci bir köle olarak beyazlar tarafından neden yönetildiğini bilmeyecek kadar kimliksizlik onun kişiliğini yok etmişti.
Fakat İngilizin ona vurduğu yumruklar aklını başına getirmişti. Sömürgeci sistemin ne olduğunu anlamaya başlayan bu Hintli, üzerinde güneş batmayan Britanya İmparatorluğuna baş kaldırı isyanını başlatacak Hintli lider Mahatma Ghandi idi. Bütün dünya halkı onu tanıyacaktı.
1945 savaşı sonucu yıkık, sanayisi yok olmuş İngiltere, ekonomik olarak çökmüştü.
İngiliz İşçi Partisi, iktidarın Başbakanı Lord Clement Attlee yönetimi, yönetemeyecek konuma gelen Hindistan´ı bırakma kararı alır. Başbakan Avam Kamarası´nda yaptığı konuşmasında; 'Baylar, Hindistan yanıyor. Korkarım bu yangın Londra´yı yakacak. Artık sömürgeleri yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor.”üı
Ana muhalefet başkanı Churchill, 'Başbakanım ne demek istiyorsun? Yoksa Hindistan´ı Hintli fakir Ghandi´ye mi bırakacağız ya da terk mi edeceğiz? Biz ana muhalefet olarak böyle bir çılgınlığı asla kabul edemeyiz. İmparatorluğun onurunu ayaklar altına almaya hakkımız yoktur.'
Başbakan Lord Attlee, 1946 yılında Hindistan´a yeni bir vali tayin eder. Başbakan bu yeni valinin tayini ile ‘Hindistan´ın son valisi olacaktır´ diye açıklama yapar.
Yeni vali, kralın kuzenidir. Lord ünvanı taşıyan genel vali, Başbakanı ziyaretinde yaptığı özel görüşmede tam yetki isteyerek, “Londra´yı sık sık aramayacağım ve sayın başkan muhatap olarak başta Hintli Ghandi ile temas kurup ona bağlı arkadaşlarıyla çözüm üretip barışa gideceğiz” der. Genel vali, asker kökenlidir. Eşi, son derece politik ve inanılmayacak kadar yerli halktan yana.
Bir gün sarayda verilen resmi yemekte Hint asıllı yerel yöneticilerin ve ondan aşağı halktan kişilerin yemeğe çağırılmasını önerir ve sarayın mutfağını kontrol eden Kontes, aşçı başına; “Hint yemeklerini merak ediyorum. Daha çok onlara yer verin” der.
Aşçılar, vali eşinin bu mütevazi hareketinden dolayı şaşkına dönerler.
Bir gece yarısı saat 2´ye doğru vali tek başına kütüphanesinde uykusuz oturmaktadır. Madam yatağından kalkarak eşine, “Neden bu saate kadar uyumadın ne düşünüyorsun” dye sorar.
Vali, eşi Edwina Mountbatten´a: 'Biliyorsun İslam halkıyla Hindular çatıştı yüzlerce insan öldü. Ne yapacağız?'
Madam Edwina Mountbatten, eşi Louis Mountbatten´a 'Segili Louis, yapacağım ilk iş Pakistan eyaletinin liderini islamcı yönetici Ali Cinnah´ı çağıracaksın. Hindistan´la Pakistan´ı ayıran projeyi önüne koyup onu ikna edeceksin çözüm budur.'
Vali Mountbatten de; 'Bu öneri bölünmeye gider ve her iki taraf karışır.'
Eşi Mountbatten, 'Bana göre bu iki toplumun artık bir arada yaşama imkanı yoktur. Kargaşanın önüne ancak Pakistan´ın ayrı bir devlet olmasıyla geçebiliriz. Bunun dışında barışın yolu zordur' der.
Sonuç Pakistan lideriyle görüşen Vali, Ali Cinnah´ı ikna eder. Pakistan önderi, Valiye: 'Sayın lordum inanın ki kurulacak yeni Pakistan devleti, laik bir cumhuriyet olacaktır.'
Cinnah´la Vali Louis Mountbatten´ın görüşmelerinden sonra Hintli lider Ghandi´nin çalışma arkadaşı Nehru´yu başkanlık sarayına çağıran vali, onunla yaptığı konuşmayı Hintli Nehru´ya açar; “Barışa yönelik adım atmamız için iki toplumun ayrı olarak devlet olması gerekiyor. Vali çözüm için projesini anlattığında Nehru itiraz eder: “Bölünmeyi halkımıza kabul ettiremeyiz ve sayın Vali, ırkçılığı, mezhep çatışmalarını siz yarattınız.”
Valinin eşi konuşmalara müdahale ederek, “Geçmişi tartışmayalım, önümüzde ne yaparız onu tartışalım. Kapıda büyük bir tehlike var. Bu tehlike Hindistan halkını iç savaşa götürür ve şimdiye kadar birçok çatışma oldu ve yüzlerce insan öldü. Artık bu iki toplumun bir arada yaşama imkanı yoktur. Uzun vadede barış yapacaksak ayrılmayı kabul etmek zorundayız. Bu tezlerimizi önderiniz Ghandi´ye anlatın.
Bu arada Hindistan´da çatışmalar devam etmektedir. Bombay ile başkent Yeni Delhi´de şehirler yanmakta…
Birkaç gün sonra Ghandi ile başkanlık sarayında vali ve eşinin katıldığı bir toplantıda müzakere başlar. Ghandi, valiye hitaben 'Sayın valim Louis Mountbatten, öncelikle size çok teşekkür ederiz. Önceden hiçbir vali bizi muhatap almadı. Sen Hindistan´a ayak attığın günden beri ilk işiniz bizi muhatap alıp temas kurduruz. Size gereken yardımı ve barışı beraber yapacağız. Arkadaşım dostum Nehru konuşmalarınızı bana anlattı ve bu önerilerinizi hiç tartışmadan kabul ediyorum. Bizden ayrılmak isteyen Pakistan eyaletini elimizde tutamayız. İki devlet olmayı kabul ediyoruz. Sayın Edwina Mountbatten, soylu kontes, sizin önünüzde eğiliyorum ve elinizi öpmek istiyorum. Halkımız sizi unutmayacaktır. Hindistan´daki barış, eşiniz kadar sizin eseriniz olacaktır ve şimdi Hindistan´a güneş doğacaktır.
Sizler halkımızın kalbinde yaşayacaksınız.”
Hindistan 1947 yılında özgür bir ülke oldu. Ama bazen barış, savaştan daha zordur. Mahatma Ghandi barışçıl olmanın bedelini başına kurşun sıkılarak canıyla ödedi.
Peki şimdi Hindistan´da 2017 yılında kim iktidar?
Ghandi´ye suikast düzenleyen parti. Politik mücadelede önemli olan liderin siyasal iradeyi öne koymasıdır.