Halit KATKAT


Emekçi ve emekliler nasıl alacaklar haklarını

Halit KATKAT


Bugünlerde asgari ücretliler, emekliler, çalışan kamu emekçileri ve işçiler maaşlarının artırılmasını, daha doğrusu yaşamlarının iyileştirilmesini bekliyorlar.

Enflasyon sürekli artış çizgisi izlerken ücretlilerin gelirleri değişmeden kalınca, hatta yıl sonuna doğru vergi sisteminden kaynaklı düşünce, her yıl bu beklenti devam edip gitmektedir. Devlet bu ücretli kesimlere ne kadar zam verirse versin durum değişmemektedir. Verilen zamlar, vergi artışlarıyla, zorunlu tüketim mallarına getirilen zamlarla geri alınmaktadır.

Neden böyle olmaktadır? Birincisi ve en önemlisi sistem patronların ve emperyalistlerin çıkarına göre işlemektedir. Kapitalist kår anlayışına göre formül ne kadar az ücret o kadar kårdır. Diyebilirsiniz ki burada zammı veren patron değil ki... Ama kapitalist sistemde devlet patronların patronudur. Dolayısıyla devlette alınacak kararlar patronların çıkarına göre yönetilir. Bütçeden krediler patronlara göre, vergi afları, ihale kıyakları hep onlara göre ayarlanır. Hatta emekliye ve emekçiye verilen parayı boşa giden sermaye olarak yorumlarlar. “Onlara vereceğimize yatırım yaparız” diye de kafalarında bir düşünce de vardır.  

Kapitalist sistem güç dengeleri üzerinde işler. Alacağınızı parasal, siyasi, politik ya da askeri gücünüz varsa alırsınız. Dünyadaki işleyiş böyledir.  

Peki ülkemizde bu güçlerden hiçbirine sahip olmayan emekçiler ve emeklilerin sendikaları nasıl hak almaya çalışıyorlar? Basın açıklamaları, sokak gösterileri, iktidarın izin verdiği oranda, kullandıkları eylemlerdir. Bu eylemler hep “sesimizi duyuralım” ya da “güçlü ses verelim” amacıyla yapılmaktadır. Bundan amaç elbette seçimler de kaybetme korkusuyla güç gösterisi etkili olacağı ve maaşlarını artıracağıdır. Yani bir nevi politik güç kullanma... Ama hükümetler bu gösterilerde şiddet kullanınca ondan sonraki gösterilerde katılanların sayısı azalmaktadır.

Peki en etkili yol nedir diye baktığımızda bu yol işçilerin kullandığı üretimden gelen güçlerin kullanılmasıdır. Emeklilerin üretimden kopması nedeniyle güç bakımından en zayıf halkadır. Emekliler bu bakımdan baştan itibaren yanlış yola başvurmuş ve çalışanlardan ayrı sendikalarda örgütlenmişlerdir. Bunun yerine üretim içindeki sendikalara üye olarak ve dayanışma aidatı yatırarak onların aldıkları haklardan yararlanabilirler. Böylece güçlü sendikalar yaratılır ve hak almada bir güç haline gelirler.

Unutulmasın işçi ve emekçiler doğru temelde birleşince yenilmez güç haline gelirler. Çünkü her türlü mal ve hizmet üretimi onların ellerindedir.