Nurullah ER


EMEKLİ FAKİR

NURULLAH ER


Emekli fakir.

İşsiz yoksul.

Köylü, esnaf perişan.

Asgari ücretli kimsesiz.

Sosyal statüye sahip bu kesimler, nerdeyse nüfusun üçte ikisi.

Nüfusun büyük kesimi bu şartlarda yaşıyorsa o ülkede; huzuru bulmak, mutluluğu yakalamak, refahı yaratmak zordur.

Maaşlara yapılan zamlar eridi. Fiyatlar uçuyor, çarşı pazar cep yakıyor, elektriğe, doğalgaza her ay zam geliyor, döviz yükselişi, petrolde fiyat ayarlaması yaşamın her alanını yansıyor. Yaşamı pahalandırıp, çekilmez, katlanılmaz zora sokuyor.

Kış hazırlıkları çoktan unutuldu, herkes günü kurtarma telaşında.

Serbest piyasa ekonomisinin nimetlerinden yararlananlar, koronayı bile fırsata çevirdiler. Marketlerde fiyatlar günlük değişiyor. Böylesi bir yaşam biçimi nerdeyse hayat tarzımıza dönüştü. Böyle yaşanacak, böyle yaşanıyormuş gibi görülmeye gösterilmeye, algı yaratılmaya çalışılıyor. TÜİK´in enflasyon rakamlarıyla, çarşı pazar, sokak enflasyonu dağlar kadar farklı. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘enflasyon yalnız bizim değil, dünyanın sorundur´ diyor. Böyle de olabilir, her ülkenin kendine göre elbette enflasyonu vardır. Ama, farklılıkları da herkes görüyor, dünya avcumuzun içinde. Bir Avrupa emeklisiyle, bizim emeklilerimizi karşılaştırdığımızda her şey ayan beyan ortada. Aramızda uçurumlar var. Uluslararası Çalışma Örgütü İLO´nun yayınladığı rapora göre, Türkiye emeklisi en fakir ülkeler grubunda.

“Ne de olsa kışın sonu bahardır” diye bir halk türkümüz var. Söylendiği zaman efkar basar omuzlara, teselli sunar dudaklara, hafiften gülümsersin… Hayat yeniden tutunma için o bahar mecazi anlamda emekliler için bir özlemdir. Ne var ki, bahar gelse de, yaz yaşanıp, sonbahara girilse de emeklinin içi hepten karakış kaplı. Atamıyor üstündeki; yoksulluk, açlık, fakirlik belasını, yalnızlık ve kimsesizlik duygusunu, hastalık sızısını… Korana korkusunu.

Sonbahar günlerindeyiz. Kış kapımızda. Hangi emekli kendini kışa yiyecek, giyecek, barınacak, yakacak sorunlarını gidererek hazırlandı. Ama sağolsun iktidarımız, büyümede şampiyonluk ilan ederek, ihracatta patlama destanları yazıyor. Ama bunun hiç biri ne emeklinin kapısını çalıyor, ne de cebine giriyor.