Halit KATKAT


“Enflasyonla Mücadele” ve Emekçilere Olası Etkileri

Halit Katkat


Hazine ve Maliyeden sorumlu Bakan Albayrak, bazı bakanlarla birlikte ‘enflasyonla mücadele programı´nı açıkladı. Ama bu açıklamada, alınacak tedbirlerin derde derman olmaktan çok halk kitlelerinin zamlara karşı öfkesini yatıştırmaya yönelik olduğu ortaya çıkıyor.

Bakan Albayrak, enflasyonun Eylül itibarıyla yüzde 24.5´e ulaştığını belirterek, şirketlerle yapılan anlaşma sonucu “yüzde 10 indirim kampanyası başlattıklarını'; “Küresel olarak çok büyük bir değişim süreci olmadığı sürece” elektrik ve doğalgaza da “yıl sonuna kadar” zam yapılmayacağını belirterek “vatandaşlardan bu mücadeleye sahip çıkmalarını” istiyor. Daha önce de “bu sonucu beklemediklerini” söylemişti.
Elektrik ve doğalgaza son üç ayda yüzde 50 oranında yapılmış; bu zamlar yapılırken kimse ile anlaşma arayışına girilmemiş; ama şimdi yüzde on indirim yapılması için “şirketlerle yapılan anlaşma sonucu yüzde on indirim yapılacak“ diyor bakan… Birincisi bunun firmalar tarafından uygulanacağı kesin değil. İkincisi bu yüzde on indirim uygulaması yıl sonuna kadar; yani iki ay… Sonuçta vatandaşlardan da bu kampanyaya sahip çıkılması isteniyor. Vatandaş nasıl sahip çıkacaktır; belli değil. Eğer vatandaşa “yüzde on indirdik, bu hakkınıza sahip çıkın” denmek isteniyorsa, o zaman vatandaşın daha önce yapılan yüzde 50´ye varan zamlara karşı çıkması gerekir.
Burada birinci amaç, piyasadaki yüzde elli ve üzeri zamlara öfkelenen vatandaşın tepkisini sönümlendirerek geri kalan yüzde 40 zammı sineye çekmesi istenmektedir. Kaldı ki firmaların yapacağı ya da yapmak istediği yüzde on indirim keyfi olduğu gibi iki aylık geçici zamanı kapsamaktadır. Ayrıca indirim yapılması kararlaştırılan ürünler, vatandaş için hayati öneme sahip mallar değil. Acaba devlet, kendi elindeki vergi, elektrik, su, akaryakıt gibi ürünlerde neden indirim yapmaz da firmalardan ricada bulunur?
Halkın zorunlu ihtiyacı olan ürünlere ne kadar zam yapılmış bir bakalım: Ekmek daha önceki gramaj eksiltmesiyle birlikte fiyatı 1.25 lira oldu; yani yüzde 50 zam. 15 lira olan 30´lu yumurta 20 lira, yani yüzde 33 zam. 19 Lt damacana su 7,5 liradan 11 liraya çıktı; yüzde 46 zam. Dolar fırladığı günden bu yana Coca Cola, Ülker, Eti, İçim, Sütaş, Sek, Erikli gibi Türkiye´nin en büyük gıda ve içecek firmaları ürünlerine en az yüzde 20 ile 75 arasında değişen oranlarda, bazıları 2 defa zam yaptı.
Hükümet tarafından İlan edilen kampanyanın vatandaşların ihtiyaçlarına yanıt vermekten çok öfkesini dindirmek için yapıldığının bu işin birinci nedeni olduğunu yukarıda belirtmiştik. Diğer ve en önemli nedenlere gelince; yeni yılda asgari ücret pazarlığı var. Burada işçilere denecektir ki işverenler fedakarlık yapıp yüzde on indirim yaptı; şimdi sıra sizde… Aynı şekilde memurlar ve emeklilerin maaş artışları da baskı altına alınacaktır. Daha sonra kıdem tazminatı ve işsizlik fonunun kriz nedeniyle gündeme gelmesi beklenmelidir.
Sendikaların her gün bir adım geriye çekilerek, yeni dengenin o noktadan kurulduğu bir tablo yıllardır sürüp gitmektedir. Eğer sendikalar zamları geri aldırmak, işten çıkarmaları durdurmak, asgari ücreti insani yaşam düzeyine çıkarma hedeflerini programlarına alan, işsizlik fonunun ve kıdem tazminatının amacına uygun kullanılmasını hedefleyen birleşik bir mücadele hedeflemezlerse kısa süre sonra bu haklar işçilerden alınacağı gibi sendikalara da gerek kalmayacaktır. Burada işçiler de sendikalarını bu konulara sahip çıkması konusunda baskılamalıdırlar. Bu iki nedenden dolayı önemlidir: Birincisi sendikalar böyle bir durumda arkalarında işçi kitlesinin gücünü hissedeceklerdir. İkincisi de işçilerin baskısı onları geri adım atmaktan alıkoyacaktır.