Mustafa AKYÜREK


ES KORO

Mustafa AKYÜREK


Bunu anlamayacak ne var…

Alırsınız “Corona” denilen görünmez musibeti, kırparsınız ‘na´ ekini ve güzelleme düzersiniz. Bununla kalmaz; Coro, senfoni kurar, dar zamanlarda genleşirsiniz.

Es işareti çitlerini aşarak nakarata kulak verdiğinizde yasakları delmiş oluruz, olursunuz…

    Naa na na naa

    Naa na na naa

 nakaratı dilinize ilişir; “Es Coro” zamanın ruhuna uygun olarak müzik arşivine girer, sessiz-sedasız karanlık gecelerin ve perdeli günlerin gıdası olur.

Elbette olanlar, olacaklara aday sessiz sesler, yalnız zifir gecelere özgü boz serenomi olurlar…

Güpegündüz kuş seslerine boyun eğmiş evler, onların içinde yaşayan ebeveynler, gençler, çocuklar ve torunlar olacaktır. Ekleyin buna karşı dairedeki komşuları, yandaki ahaliyi, altınızdakileri- üstünüzdekileri.

Alın size kocaman bir “Es Coro.”

Kimi zaman ‘nefreti ‘ makamında sesler karışacak havaya; arada bir duvarlardan akıp yerleri çınlatacak ve mumyalanmış ses yumağı camlara göz dikecek.

Ama nakarat hiç mi hiç değişmeyecek…

   Naa na na naa

   Naa na na naa

Böylece, ölüm sessizliğine benzer  döngü bir anda- virüs gibi-  başkalaşım geçirerek  sessiz senfoni  oluverecek.

Senfoninin kaç bölümden olacağı önceden kestirilemez.

İç içe geçmiş hayatlar ve akışkan zaman bir hayli zor geçeceğe benziyor.

‘Ölüm Sarısı´ beyazına evrilmiş oda boşluğu, masa-sandalye ve diğer nesneler işe koyulmuş olup, senfoninin adını vermeye hazırlanıyor olacaklar.

Böylece “Safran Senfoni” ES işaretinin insafına sığınarak kemanın hüzün teline sırtını dayar… 

   Beklenmedik bir anda

   Ateş söndü kül savruldu

   Taze bahar akşam vakti

   Gül soldu talan bahçede

Böylece yay ve tel birlikteliği yeni doğmuş bir senfoninin 1. Bölümünü dalgalar halinde kulak memelerimize iliştirir.

Arp tellerine adanmış serim bölümü ise işin vahametini dramatik hale getirir…

   Kollar iki yana sarkar

   Solar gözlerde ışık feri

   Giysiler ki yakar bedeni

   Islak kirpik yere bakar

“Safran Senfoni” böylece sona yaklaşır.

İki  bölümden sonra bir gong darbesi duyulur, majör yükselişe geçişin habercisi olur.

Neyin koro, neyin senfoni olduğu kestirilemezken ıssızlığın ve “afran gecele”rin her tarafa yayıldığı görülür…                                                                                                      30.04.2020