Akın BODUR


Eşit mesafe

Akın BODUR


Komedi filmi izleyecektim, vazgeçtim. Film yerine bazı adayların mesajlarına baktım. Gülümsetiyorlar çoğu zaman; komedi filmleri gibi.

Ne diyorlar söylemlerinde ´eşit hizmet´, ´eşit mesafe´de olmak. İnsanlara ve temsil ettikleri mesleklere, sivil toplum kuruluşlarına, dün ve bugün ´eşit mesafede´ durmayanların, yarın eşit mesafede olacağı vaadine kim inanır ki? Ya da eşit hizmet ifadesine...
Sadece bir örnek vereyim, gazetecilikten. Kentte gazetecilikle ilgili kaç örgütlenme var? Sayısının önemi yok. Peki ´eşit mesafe´de duracağını söyleyen bu adaylar, kaçını ziyaret etti? Yanıtını onlar verir elbette; benim söylemek istediğim şey, dün ya da bugün destekle beslenen ´gazeteciler´ ve karga olan kılavuzlarınızın sizi götüreceği yerin adresi bellidir, belki de... Ve unutulmamalı, kazayla seçilseniz bile ´eşit mesafe´de durmayıp, belki de yok saymak istedikleriniz yarın da sizi yok sayabilir.
Kılavuzu karga ve o anlayışa sahip ekiple çalışanların biri, kentteki bazı gazetecilerin Kıbrıs´ta tatil yapması için demirçelik tesislerinden biri 45 bin lira verdiği bir ortamda, kentte belediyenin parasıyla ´demirçelik müzesi´ kuracağını söylüyor. Bir başkası da benzer yaklaşımı taşıyor. Ne tesadüf ki, bunların ortak noktası ´karga´ kılavuz.
Ancak unutmayın ki, kargaların kılavuzluk yaptığı yolculuğunuz sonsuza kadar değildir. Ya da yanılıyor muyum?
Diplomalı olan ama belki de mesafede ´eşitlik´ kelimesinin anlamını bilmeyenlerin ve ´solculuk´, ´sosyal demokratlık´ adına bunu yapanların, yarın mesafe ölçümünü öğrenme ihtimali var mıdır?
Ve unutulmamalı ki bu çeşit yarışlarda ikinciye koltuk verilmeyecek.
´Eşit mesafe´de olmayanlara, aynı onlar gibi eşit mesafede durmamalı da, sanki...
Siz ne dersiniz?