Leman GÖÇMEN


Eski Komşuluklar

Leman Göçmen


Komşuluklar, geçmişimizden kalma alışkanlıklarımızın en güzel örnekleriyle dolu bir yaşam tarzıdır.
Mesela ‘ev alma komşu al´ denir. Hatta, ‘komşu hakkını helal etmezse haccı kabul olmaz´ denir. Daha saymakla bitiremeyeceğim ata sözlerimiz vardır.
Hele halihazırdaki yaşam koşullarında insanlar daha zor günler yaşıyor belki. Belki içinde çok da yaralı olanlar vardır; bizim ülke insanımız gibi… yarısından çoğu asgari ücretli, emeklilerimiz, topraktan hayatını kazanan köylülerimiz ve 50 derece sıcakta çalışanlar. Bütün hepsinin derdinin üstüne bu yıl yaşadığımız pandemi virüsü bütün dünyayı, dolayısıyla hepimizi zor durumda bıraktı.
Bu yüzden komşuluklarımızın önemi daha çok artmalıydı. Ne yazık ki insanlar birbirinden daha çok kopuk bir hayat yaşamaya başladı. Bir korku dünyası içinde yaşıyoruz adeta...

Önümüzde uzun bir yaz var. Hastalık için canla başla çalışan sağlık personellerimiz, eczacı ve doktorlarımıza kolaylıklar diliyorum. Dualarımın hepsi sizin için olsun. Ve teşekkürlerim de onlaradır. Geçtiğimiz hafta eski SSK´daki aşı ekibi tarafından ilk aşım yapıldı. Hepsi birbirinden güzel hemşireler, hizmetliler...Yeğenim Sibel hemşireye de sevgilerimi gönderiyorum.
Herkes aşısını yaptırsın. Ben 88 yaşındayım. Başım bile ağrımadı. Ancak komşularım çok korkmuşlar. Ancak hak verdim. Tedbirlerimizi alırsak kimse zarar görmez; ancak benim ve pek çoğumuzun yakınları başka memlekette yaşıyorsa işini gücünü buraya taşıyamaz.
Bizler etrafımızın yaşlısını ve yoksulunu kollamak zorundayız. Kalu beladan beri bizim dinimiz bazı kurallar koymuş. Onlara bile hakkıyla yaparsak pek çok sorun çözülür.
Hiç kimseyi kastetmiyoruz; sadece insanımızın birbirlerini zengin, fakir diye ayırmalarını , şayet zengin görüyorlarsa ne şartlarda bu rahatı bulabildiklerini biraz düşünmelerini tavsiye ederim. Hiç kimsenin ağzına gökten lokma düşmez. Yoksullara Allah yardım etsin hele de çok çocuklu evlerimiz de geçim derdi de katlandı. Okullar biraz çetrefilleşti. Sık sık değişen devlet kuralları anne ve babaları zor durumda bırakıyor.
Daha dün gibi.. Çocuklarımızı okula gönderince kafalarımız rahat eder, çalışan çalışmayan anneler kendi işine bakardı. Evler adeta dersane gibi oldu. Evlerine mi baksın, çocuklarını mı çalıştırsın! Çocuklarımız da adeta hürriyetlerini kaybetti. Okullarında arkadaşları ile teneffüslerde oynayarak zil sesiyle sınıflarına koşarak okullu olmayı bence çok özlüyorlardır.
Beklentilerimiz hep bu yönde. Günlerimiz aydın olsun. Rızkımız bol olsun.
Bu bayramı da uzaktan birbirimize bakarak değil kokularını özlediğimiz yakınlarımıza sarılarak geçirelim.
Hoşçakalın