Sadullah ÇAĞLAR


Evrensel Mısır sineması

Sadullah ÇAĞLAR


Beyaz perde hayallerimizi besleyen bizleri dünya insanı ile buluşturan ve uzak diyarları gezdiren mükemmel bir sanattır. Üstat Atilla İlhan´ın deyimiyle sevdiğimiz kadını sevmeyi bile Amerikan sinemasından öğrendik.

Yüz yıl önce aristokrat sınıfın operada izlediği Monte Kristo Kontu, Madam Camille ve Samson Dalila gibi klasik eserleri sinema halka taşıdı. 12 Eylül ise klasik filmleri gösteren sinema tek salonlarını kapattı. Emek sineması tüm tepkilere rağmen yıkıldı.
Muammer Karaca tiyatrosu yıkımı bekliyor. Sanat dünyası insan beynini açan kültür olayıdır. Mustafa Kemal´e; Rumeli´yi neden kaybettik diyenlere, Sofya´da opera var der.
Sinema yüz yılın en büyük mucizesidir. Eski Mısır´ı incelediğimiz zaman İskenderiye Kütüphanesinde genç kadın öğreti üyesi uzayın sırrını anlatıyordu. Mısır´da geçmişten gelen tiyatro geleneği vardı.
İngilizler Mısır´ı yönettiği dönem 1930´larda büyük film stüdyoları kurdular. Çöllerle ilgili filmler insanların ilgisini çekti. Mesela 1930 yapımı Şeyh Ahmet´in oğlu filmi beyaz perde unutulmazları arasında yer aldı.
Filmde bir İngiliz aristokrat ailenin kızı çölde deve ile gezerken kum fırtınasına yakalanır. Çölde geniş toprakları olan zengin Emir´in Oxford eğitimli oğlu tarafından kurtarılır.
Eski yıkık bir harabeye sığınıp fırtınanın dinmesini beklerler. Sonra şaşkına dönmüş kızı palmiye ağaçları ile kaplı bir göle götürür. Batılı güzel kız heyecanlanmıştır. Adam adeta gökten gelmiş ve kendisini kurtarmıştır.
Şaşkınlığı geçen kız adama sorar; siz kimsiniz?
-Biz burada yaşıyoruz. Az ilerde çadırlarımız var, köyümüz yakın.
-Peki genç bayan siz kimsiniz? Bu ıssız çölde ne arıyorsunuz?
-Ben Paris Sarbonne Üniversitesinde tarih ve arkeoloji okuyorum. Ailemle beraber geldim, piramitler üzerine bir araştırma yapıyorum. Biraz ötede yakınlarım var. Ben kısa bir gezinti yapmak için onlardan ayrıldım.
Şeyhin oğlu; Burada yalnız gezmek tehlikeli bakın çöl fırtınası çıktı. Şans eseri benle karşılaştınız. Şimdi sizi çadırımızda misafir edelim zira gece çok soğuk olur çölde. Gece ateş yakar yıldızları seyrederiz, geceleri çöl güzeldir.
Şeyh Ahmet´in oğlu filmini önce Hollywood yaptı. Dönemin büyük oyuncusu Raman Novarro Şeyhin oğlu Ahmet rolünü büyük başarı ile oynadı. Fili sonraları Mısır´lılar yaptı. Mısır´ın 1940 yıllarda karizma sanatçısı Bedir Lema oynadı.
Mısırlı oyuncu Bedir Lema, Leyla ile mecnun filminde Kays rolü ile Mecnun´u başarı ile oynadı. Sinema tarihinin en gerçekçi yapımı olarak yerini alan film unutulmazlar arasına girdi.
Çölde gezen mecnun bir gün Leyla´nın kaldığı çadıra gelir. Fakat geç kalmış ve Leyla gitmiş. Mecnun üzgün; Leyla acep nerede? Yoksa unuttu mu vefayı, beyhude mi çektik bunca cefayı.
1950 yılına kadar Mısır filmleri Türkiye sinemalarında çok iyi iş yaptı. Özellikle aile konulu filmler; Mesela çocukluk yıllarımda Kırıkhan Halk Evi sinemasında seyrettiğim Paşa Kızı filmi unutamadığım filmlerdendir.
Filmde Kahire´de yaşayan zengin ailenin büyük babası bir trafik kazasında ölür. Tek varis genç ve güzel kız torundur. Ancak ölen dede çok borçlu olduğundan malları icra yolu ile satılır.
Kız kendine iş aramak için erkek kıyafetleri giyer ve büyük babasının eski bir tanıdığına gider. O da kendisini zengin bir ailenin yanına İngilizce öğretmeni olarak tavsiye eder. Ve genç kız orada özel ders vererek çalışmaya başlar. Ev halkı kendisini çok sever. Film biraz mizah ağırlıklıdır. Evin kızı kendisini erkek zanneder ve aşık olur. Kız da kimliğini açıklar. Aslında paşa kızı olduğunu ve iş bulmak için erkek kılığına girdiğini anlatır. Kısa bir müddet sonra, evin tek oğlu yüksek mühendis olarak okulu bitirip eve döner ve öğretmen kıza aşık olur.
Kız da yakışıklı mühendisi sever. Sonuçta İngilizce öğretmeni olarak girdiği köşkün hanımı olarak mutlu bir yaşama adım atar.
Mısır sineması bir tutkudur aslında. Unutulmaz sanatçıları vardır; Leyla Murat, Muhammed Abdülvahap, Enver Vecdi ve Hüseyin Sıtkı en çok tanınanlarıdır.
Şimdi biz Abdulvahap´ın klasik filmi Kalbe Mermi filmini özetleyelim; Konu Kahire´de geçer. 1940´lı yıllar Kahire´de gençler Paris ya da Londra´daki insanlar kadar modern giyinirler. Müzisyen bir genç çok hayranı vardır. Bir gün gazinoya zengin ve güzel bir kız gelir. Barmene kim bu güzel kadın diye sorduğunda; Nil bölgesinde yaşayan çok zengin bir ailenin kızı derler.
Kız gazinodan çıktığında Abduvahap kıza çoktan aşık olmuştur. O da kendini dışarı atar ve diş doktoru olan arkadaşını ziyarete gider.
Dişçi, nedir bu halin gülen yüzün solmuş, diye takılır; Sorma doktor hastayım.
Neyin var; kalbim hasta doktor. Doktor; Nasıl olur etrafında pek çok kız varken kim seni etkiledi böyle? Çarpıldım doktor fena aşık oldum bu defa.
Doktor dışarı çıkar işi vardır. Dönüşte nişanlısı kızı da beraber getirir ve tanıştırır. Abdulvahap şok olmuştur zira arkadaşının nişanlısı gazinoda görüp aşık olduğu kızdır. Abdulvahap acele gitmem gerekiyor diyerek oradan kaçarcasına çıkar. Kalbe mermi filmi Mısır sinemasının unutulmazları arasındadır.
Dünya sineması ise bizlerin kültürüne çok şey kattı.