Sadullah ÇAĞLAR


Felsefe Kültürün Neresinde?

Sadullah ÇAĞLAR


İnsan soyu var olduğu dönemden günümüze kadar arayış içinde oldu. Sonunda ateşi bulup ileri aşamaya geçen insan soyu öğrenme merakı yada tutku sonucu yeni hedeflere yöneldi.

Bize göre en önemli gelişme Mezopotamya, eski Mısır´da yazının buluşu duvarlara resimle süslenmesi, sonuçta uygar dünyaya açılımın habercisiydi.

En önemlisi yüzlerce yıl yaşanan Hitit-Mısır savaşına son verip Kadeş barış antlaşmasıydı. Mısırlı İkinci Ramses tüm eski Mısır´a kütüphaneler açarak insanlığın en utanç veren insanı insana yok etmek geriliğini ilk defa yazılı kağıda dökümüydü.

Yazılı anlaşma Kahire müzesinde tablet olarak teşhir edilmekte. Aslında Hititler Mısır arasında yapılan yazılı barışa gelmesi insan haklarının ilk temel felsefesinin başlangıcıydı. Asıl önemli olan ilk savaş karşıtı tohumları, Doğuda, Anadolu topraklarında ön açıcı oldu.

Pers uygarlığı Persepolis Kütüphanesi, ona yakın Ninova Kitaplığı doğuda fışkıran aydınlanma çağına giriştir.

Büyük İskender uygar dünyaya geçişi yazılı duruma getiren doğu gelişimini kabul etmeyip yaktırdı. Üstelik altın harflerle derilerin üzerine yazılı tabletleri imha ettirdi.
Geleceğe yönelik açacağı İskenderiye Kütüphanesine taşıyabilirdi. Çağa yönelik eserlere sahip çıkmadı. Olay şu; hiç bir işgalci çağdaş olamaz. Fetihçi anlayışın çoktan toprağa gömülmesi gerekirdi.

İnsanlık hala bu geriliğin sıkıntısını yaşamakta. Peki doğu uygarlığı batıyı aşması gerekirken neden geriledi?

Bu durumun tartışmaya açmak gerekir.

Eski Mısır, Mezopotamya, Anadolu halkları günümüzde batı dünyasının gerisinde kaldı. Neden?

Mezopotamya coğrafyası kendini yenilemedi. Batı, doğunun yeniliğini öne koyarak bilimi keşfetti. Ne demişti René Descartes, ´Düşünüyorum, öyleyse varım´. Elbette yeryüzünde var olan bütün araçlar insanın eseridir.

Galileo dünya dönüyor diye yargılandı, Sokrat, gençliği baştan çıkarıyor diye ölüme mahkum edildi.

Sokrat iddia makamına, ‘yapay tanrılarınıza inanmak zorunda değilim. Ben insana inanırım. Bilim, bize ışığı gösterdi. Biz karanlık cehaletin geriliğinde yaşamak zorunda değiliz. Elbette aydınlığa koşacağız´ der.

Yazar Tekin Özardan´ın Bütün Dünya dergisi 1 Şubat 2015´te yazısından bir alındı; “Bugün ülkemde lise öğretim programında felsefe, mantık derslerine yer vermiyorlar. Benim öğrencilik yıllarımda felsefe vardı. Örneğin o süreçte Latincede çeşme dersi o güzelim yıllarda öğrendim. Felsefenin ilk çağlarda tüm bilimcileri kapsadığını, felsefenin anası olduğunu doğaya insana ve dünyaya ilişkin bilgilerin ve kavramların tümünün güvenilir ve anlamlı olup olmadıklarını, yaşama katkılarını sorgulamaya araştırmaya ve tartışmaya yaradığını mantıklı olabilmenin ve akıl üretebilmenin önemini anlıyoruz.”
Bugün okullarda bunlar okutulmuyor olsa da felsefe ve mantık öğrenmek için engel söz konusu değil.

Aslında felsefe bir azınlığın bir alanı değil.

Biz yine Sokrat´a dönelim. Ne diyor bilim adamı? Ortayı bilmelidir ve her iki tarafın tüm aşırılıktan kaçınılmalıdır ve orta yol bulunmalıdır.

Sokrat´ın asırlar önce söylediği gibi; politik yaşamda uzlaşma olmazsa politik yaşam çıkmaza girer. Katılık, tüm politik rejimlere zarar vermiştir.

Biz yine Doktor Tekin Özardan´ın ‘geçmiş zaman olur ki´ yazısını okuyalım; “İlkokul öğrencisiyken halkevleri ve köy enstitüleri kapatıldığında babamın neden ağladığını yıllar sonra anladım, ama çok geç anladım. İlkokulunun yanıbaşındaki halk odasının kütüphanesinin kaldırımının üzerinde yığılıp yağmur altında günlerce bekletilen kitap yığınlarının görüntüsü, belleğimde hiç silinmedi. O sıkıntılı yıllar sanki kalbimize işlemişti.”

Evet, sayın yazarın görüşlerini sanki biz de yaşadık. Çocuk yıllarımızda okuma alışkanlığımız Halkevi´nde başlamıştı.

Genç Cumhuriyetin Dil Tarih Coğrafya Fakültesinin girişinde, ´Hayatta en hakiki mürşit ilimdir´ yeni rejimin, felsefeyi öne koymasıydı. Latince yeni harfe geçiş, çağdaş insanın katı duvarlarını aşmasıydı.

Afrika´nın geri coğrafyasından gelip Londra Oxford´da eğitim gören siyahi, bazen beyaz insanı aşmaktaydı. Bunun sırrı nedir? Felsefedir.

Genel olarak bilime ulaşmak eğitimden geçer. O zaman ne yapmalı? Fakir insanların kendini ifade etmesi için eğitimin parasız olması ön koşuldur. Eğitimde eşitsizliğin ortadan kalkması gerekir.

Başında söyledik. Doğu coğrafyasında gerilik hala yaşanmakta. Neden? Sorgulama yoktur. İlk yazıyı bulan kitaplarla donanmış bölge insanı şimdi ne durumda?

Eski Mısır, Bağdat, Basra, Pers İran uygarlığı, Ömer Hayyam´ları insanlara armağan eden Persepolis gibi kütüphaneleri kuran memleket şimdi ne ile uğraşıyor.

Filistin halkı geçmişte Büyük İskender´in teknik ordusunu yenmişti.

Eski Mısır, Yunan´dan daha ileriydi. Homeros İlyada kitabını İkinci Ramses döneminde pramitlerde yazdı. Bağdat, Basra barış içinde yaşayan bir bölgeydi. Şimdi geçmişin masal ülkesi geçmişine ağıt yakmakta. Batı toplumları 1789´in insan hakları felsefesini ortaya koyarak gerilikle hesaplaştı. İnsanlık yüzyıllarca mücadele sonucunda bilimi keşfetti. Uygar dünya sonuçta mutlaka karanlığı aşacaktır.