Sadullah ÇAĞLAR


FRANSA ARTIK HÜRRİYETLER ÜLKESİ DEĞİL

Dünya 2008 yılından bu yana sanki yeni bir çatışma süreci yaşamakta.Yakın tarihte Sovyet dengesinin tasfiyesinden sonra tek kutuplu sistemin gündeme gelmesiyle yeni dünya düzeni meydana geldi.


Berlin duvarının yıkımında yüz markı ceplerine koyup ellerinde bira şişeleriyle gösteri yapan kimliğini yitirmiş kişiler, şimdi mazlum ülke halklarına bomba yağdıran sömürgeci güçlerin ne anlama geldiğini anladılarmı, anlasalarda çok geç .
Ama insan oğlunun yaratıcı gücü tükenmez.İnsanlık bu tür sorunlarla çok karşılaştı ama, zaman içinde aydınlanma başka ufuklarda yeniden doğdu.Evet bir zamanların umut ülkesi,özgürlüğün beşiği,insanlık tarihinin en büyük değeri,laik devrimin doğumu olan , insan haklarını simgesi, Fransa.
Fransa deyince akla ne gelir söylermisiniz, Bastil zindanlarına yürüyen halk, başta kadınlar olmak üzere, hürriyet marşları söyleyerek, Spartaküs başkaldrısından bin yıl sonra, biz burdayız diyorlardı.
Dünün aydınlanma Fransa´sı, şimdi yerlerde sürünüyor.Geçmiş yıllarda Fransa´nın yüz akı Jean Paul Sartre Cezayir halkına Fransa´nın yaptığı katliama karşı çıkarak ;´Hepimiz birer katiliz´diye haykırıyordu.
Emperyalizmin yeni çıkışıyla,bağımsız Libya´ya saldırının öncülüğünü Fransa yaptı.Kimin adına, yeni dünya düzeni kurucusu Atlantik Paktı,Nato adına.Fransa´nı n kimliği kaybolmuş, ABD´nin bir uydusu ve eyaleti haline gelmiştir.
Dünün edebiyat dünyasının Viktor Hugo´ları, Balzac´ları,Zola´ları yaratan Fransa, ne yazıkki maziye karıştı.İhanetçi aslında 1789 yeniliğini arkadan hançerleyen Napolyon değilmi?
Bonapart Rusya seferinde, Moskova´yı işgal günlerinde, bir Rus yurtseveri Napolyon´a suikast düzenler, fakat başarısız olur.Bonapart beni öldürmek isteyen genci getirin der, ve sorar;´Neden beni öldürmek İstedin´?Karşısında dimdik duran isyancı ´Sen devrime ihanet ettin, elimde imkan olsa aynısını yeniden yapardım´der.
Sadece Napolyon mu ihanetçi, hayır, beyin adamı Danton.O kralcılara teslim oldu.İşbirliği yaptı.Onun adını, burjuvazi, Paris´in meydanlarına verdi.
İkinci dünya savaşının başlangıcında, Fransız burjuvazisi,Paris´i savunmadan ,Hitler´e teslim etti.Fransa´nın onurunu aydınlar kutardı,direndiler ve 27 aydın Gestapo tarafından kurşuna dizilerek bunun bedelini ödedi.
Yakın tarihte Fransa´nın eski yöneticisi De Gaulle Nato´nun askeri kanadından çıkarak bağımsız bir politika izlemeye başladı.1960 sonrası Cezayir bağımsızlık istediği zaman, Fransız subaylar De Gaulle´ü tehdit eder.De Gaulle ise; ´Sizleri muhatap almıyorum,gücünüz varsa Paris´e gelin, ben burdayım´ der.
Hayatım pahasına da olsa Cezayir´in bağımsızlığını tanıyorum diyen De Gaulle Hukuk devletini kişiliğini ortaya koyarak savundu.
Fransa son Suriye olaylarında , ABD´ye adı konmamış savaşa siyasi destek verdi.Ne adına destek oldu,Fransız eski sömürgeci yapısını hatırlayıp,ABD gibi kara para zengini olmak istediği için.
Eski Doğu Almanya kimlikli, Nazizmi yaşamış, Almanya Başbakanı Merkel bile; Bu Tiyatro oyununda biz yokuz´dedi.Sadece omu, faşizmin kurucusu Mussolini İtalyası bile bu tiyatroya katılmadı.
Bu arada Birgün gazetesinde 4 Nisan 2018 tarihli bir haberde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad´ın Fransa´nın verdiği nişanı iade ettiği yazıyordu.Esad 2001 yılında aldığı Legion De Honor (Şeref Madalyası)´nı Fransa´ya iade etti.Esad ABD´ye köle bir ülkenin madalyasını taşımayacağını söyledi. Ve ortadoğu olaylarında, Batı´nın sömürgeci yapısına karşı umutla bakılan Rusya lideri Putin,insanlığı nazi zulmünden kurtaran,eski Sovyet düzenini yıkan, çarlık kalıntısı gericiliğin devamıdır.