Sadullah ÇAĞLAR


Gözlerden Kalplere Sesler

Bahar insanın yaşamına canlılık getiren, beklenen mevsimdir.


 

Bahar insanın yaşamına canlılık getiren, beklenen mevsimdir. Doğanın tüm güzellikleri nisan ayında topraktan fışkırır. Portakal çiçeklerinin kokusu bitkilerin çeşitli renkleri, papatyalar, kırmızı gelincikler ve onların üzerinde uçuşan kelebekler insan yaşamına güzellik katar.
Ve en önemlisi baharlar sevme sevilme sürecidir. İnsanlar bu dönemde daha da duygusallaşır. Seven kişiyi hüzünler kuşatır.
Her zaman söylenir, her şarkının bir hikayesi vardır diye.
Bestekar Rakım Eflatun´un ´Kalplerden dudaklara yükselen sesi dinle´ ya da Dramalı Hasan´ın ölümsüz eseri olan ´Baharın gülleri açtı yine mahsundur şu gönlüm´. Bu bestenin yaratıcısı bir zamanlar İstanbul gazinolarının en aranan klarnet sanatçısıydı. Sonra bir gün bu adam yoksulluğa düştü.
Belen´de bir zamanlar gazinolar vardı. 1948-1952 arası büyük bestekar Belen´deki gazinolarda akşamları klarnet çalardı. Ücret, onun ancak açlığını önleyecek kadardı.
1951 yılında Klasik Türk Müziği´nde yeni bir ses, sarsıcı hüzün dolu bir sanatçı Belen´e gelir Dramalı Hasan´ın eserini plağa okuyacak; besteciyle bir anlaşma yapar. Ona telif ücretini verir.
Yıl 1951 Ağustos ayı. Yeni sanat dünyasına adım atan Klasik Türk Müziği´nin genç adamı Zeki Müren; “Sayın hocam sizi hep aradım. Çocukluk yıllarımda besteleriniz beni çok etkilerdi. Sizin ölümsüz bestenizi plağa okumak istiyorum. Sizin eserlerinizi yaşatmak bizim için bir insanlık görevidir.”
Genç sanatçıyı dinleyen Dramalı Hasan, olaydan çok etkilenir; “Acaba sizden bu güfteleri dinleyebilir miyim?” der. Utangaç adam gözleri nemlenerek şarkıyı okumaya başlar, “Yar kalbimin sahibi nerede aradım sordum onu her yerde.”
Sonra Itri´den… Tuti mucize güyem ne desem laf değil deli gönlüm.
Büyük bestekar gözler yaşlı olarak dinlediği yeni sanatçıdan çok etkilenir. Ona, “Beni son yıllarda hiçbir ses bu kadar duygulandırmadı. Sen oğlum devamlı olarak klasik eser oku. Bu kadar içli bir okuma tarzı çok yakında fırtınalar koparır. Sen geleceğin büyük sesisin” der.
Sefalet içinde yaşayan bestekar kısa zaman sonra Belen´den ayrılır.
Şiirler şarkılar insan hayatının bir parçasıdır.
Büyük Fransız yazarı Sefiller kitabının unutulmaz yaratıcısı Victor Hugo´yla tiyatro sanatçısı Madam Jülyet Due, 35 yıl mektuplaştılar. Madamın geçtiğimiz günlerde Paris´in bir galerisinde mektupları yüksek bir fiyatla satıldı.
Ölümsüz aşkın çığlıklarını kısaca inceleyelim.
“Victor nerelerdesin seni bekliyorum. Biliyorsun ki seni her şeyden çok seviyorum. Sen benim güneşimsin benim hayatımsın, sen benim aşkım, ruhumsun sen her şeysin sana tapıyorum. Sen hakikaten bir ilahsın. Gel de seni seveyim, gel de seninle ruhum yeniden ayağa kalksın.
Gel de nurunla gözlerimi yakayım. Gel de bir buse içinde sana bütün ruhumu vereyim. Seni bekliyorum seni umut ediyorum ve sana tapıyorum. Benim Victorum.
Jülyetin.”
Büyük yaratıcı sanatçıların yaşamında kadın, kaynaktır. Tarih boyunca eski Yunandan Mısır´a kadar insan gelişiminde büyük aşklar belirleyici olmuştur. Dünyanın en güzel kadını İran Kraliçesi Süreyya eşi olan Şahını sevmişti, ama sevdiği adam da insan sevgisi yoktu. O bir iktidar tutsağıydı.
Güzel Süreyya İran´ı terk ettiği zaman gözleri yaşlı boynu büküktü. Büyük umutlarla geldiği saraydan terk edilmiş bir kadın olarak Tahran´dan ayrıldı.
Büyük şair Lamart, ‘sevilen sevilen her şeyde kadın var´ dediği zaman gerçeği haykırıyordu.
Sheakspeare Hamlet´te Oftalya´ya seslenir; “Gözlerime bak, göz yaşlarımda yalnız senin olan hislerin ıslaklığını göreceksin.”
Ama insan sevilmek istiyorsa, önce sevmesini bilecek. Bedel ödeme pahasına da olsa. Evet ´Baharın gülleri açtı yine mahsundur bu gönlüm´.
Ne demişti Tolstoy, “Hakiki aşkın temeli daima kişinin çıkarlarını terk etmesine bağlıdır.”