Mükremin KURTCEPHE


HAŞERATLARIN HUKUKU

İktidarın olumlu icraatlarını bile eleştirenlere sesimi çıkarmam; acaba doğru söylüyor olabilir mi, diye itiraz etmeden, koyunun kaval dinlediği gibi dinlerim ama ‘hukuk´ta yapmış olduğu devrimlerine (!) laf söyletmem.


KESER DÖNER

SAP DÖNER

İktidarın olumlu icraatlarını bile eleştirenlere sesimi çıkarmam; acaba doğru söylüyor olabilir mi, diye itiraz etmeden, koyunun kaval dinlediği gibi dinlerim ama ‘hukuk´ta yapmış olduğu devrimlerine (!) laf söyletmem.

Bu iktidar, şimdiye kadar iktidar olup da muktedir olamayan geçmiş iktidarların yapamadığı hukukta devrimi yaptı. Neydi eskiden öyle? İktidar bir memurunun, müdürünün bile yerini değiştiremezdi. Türk milleti adına, diye başlayıp karar veren mahkemelerden birisi de Danıştay´dı. Haksızlığa uğradığını düşünen herkes mahkemelere koşturup dava açardı.
Adaletin tek elden, kimin nasıl dağıtması gerektiğini, oy veren-vermeyen, dost-düşman, yedi düvel, AB ve ABD bile görüp öğrenmişlerdir artık. Yakın zamanda, cezaevleri idaresi de Mehmet Cengiz´e devredilirse kimse şaşırmasın.
Mahpusa atılmayıp dışarıda kalıp da köşe yazan gazetecilerin yazdıklarına inanıp gaza gelen vatandaşlardan değilim. Hasbelkader dışarıda gezen, yazacak gazete bulamasa da internet sitelerinde gazetecilik yapan, dünün ‘yetmez ama evet´çilerinin gazına gelip, yönlendirdiği gibi, oy verenlerden hiç değilim. Şimdi, seçmenlere vermeye çalıştığı gazları da görmezden geliyorum.
Yazdıklarına baktığımızda, biz cahillere anlatmaya ve kafamıza sokmaya çalıştığına göre, bu memlekette hukuk da yokmuş, demokrasi de demeye getiriyor. “Ne içiyorsun da kafan güzelleşiyor, bize de gönder, bizim de kafamız güzelleşsin, minibüs takozu kalınlığında kitap yazamasak da, fikrimiz coşsun, sizinki gibi olmasa da, elif cüzi kalınlığında bir kitapta biz yazalım, namımız söylensin” diye mail göndersek cevap bile yazmaz kibrinden.
Bu türden yazarlar, iktidar hakkında ne yazarsa yazsınlar, AKP hanesine ‘bizdendir´ diye kopya kalemle kaydedilmişler. Ne silgiyle silinebilirler ne de delete tuşuyla. İktidar benim sandığım kadar nankör olmasa gerek ki, ‘yetmez ama evet´çilerin eski hizmetleri gözleri önüne gelince, yetkili birileri, “Dokunmayın bizdendir” diyorlar herhalde.
“Hukuku guguk yapanlar hesap verecekler” diye köşe yazacak olsam, yazı işleri müdürümüz Sadet hanım sabahın köründe arayıp, “Ne o abi? Başımızı belaya mı sokacaksın? O nasıl yazı öyle?” deyip yazıyı gazetede basmadığı gibi, internet sitesine de koydurtmaz. Yazı yokluğunda sehven basılmasın diye, geri dönüştürülmeyecek şekil de çamaşır suyuyla olmasa da, başka bir şekilde siler atar.
‘Yetmez ama evet´çiler, ne kadar demokratsa, ülkemizde de o kadar demokrasi, bir o kadar da hukuk var. Nazlı Ilıcak ve saz arkadaşları içeriye konulunca “Ayıptır, zulümdür” manasında laf sokuşturup savundular. Savcılardan birisi dikkate aldı mı? Almadı. Niye beni ifadeye bile çağırmıyorlar diye kendi kendilerine sordular mı acaba? Sanmam.
Söylenti bu ya; Hatay Büyükşehir ve İskenderun şehrinin belediye başkanları güya İskenderun´da sivrisinek, anofel, karasinek ve bilumum haşeratla uğraşmıyorlarmış. Dört-beş yılda bir hatırlanan ve seçmenler diye tabir edilen halkı korumuyorlarmış. Sivrisinek ve bilumum haşeratla mücadele yapmamak için de ‘hukuk´un arkasına dolanıyorlarmış, saklanıyorlarmış.
Seçimler de ne İskenderun Belediye Başkanına ne de HBB´ye oy vermedim, ama haşeratlar için yaptıklarını bir çevre gönüllüsü olarak takdir edenlerdenim. Başkanlarımız herhalde çevreci olmaları hesabıyla, seçmenden sayılmasalar da sinekleri öldürüp, sivrisinek katili(!) olarak anılmak istenmiyorlar. Vatandaşların hukuku nasıl olsa, önce Allah´a, sonra hükümetimize emanet, bari haşeratların ‘hukuk´unu biz kollayalım da ‘indallah ta mesul olmayalım´ deyip, mevcut sistem içerisinde haşeratların haklarını savunmaya çalışıyor olabilirler.