Mükremin KURTCEPHE


HASTALARA EZİYETİ KİM YAPTIRIYOR?

Bizim gibi gelişmekte olan toplumların kaderi sanki. Devlet katında makam sahibi olan bazılarının havasından, afra tafrasından geçilmez. Bulundukları yerde, kendilerinden başkasının aynı işi yapamayacağını, orada da sürekli kalabilecekleri vehmine kapılır


KESER DÖNER
SAP DÖNER

Bizim gibi gelişmekte olan toplumların kaderi sanki. Devlet katında makam sahibi olan bazılarının havasından, afra tafrasından geçilmez. Bulundukları yerde, kendilerinden başkasının aynı işi yapamayacağını, orada da sürekli kalabilecekleri vehmine kapılırlar.

Halkı küçümseyip, tepeden bakarlar. Halkın arasına karışıp sorunlarını dinlemez, basında çıkan haberleri bile okumayıp, makamına ulaşıp da anlatanları da dinliyormuş gibi yaparlar, o kadar. Ne zaman haklarında basında bir şeyler çıkar, ‘başıma bir iş mi açılacak´ diye korkar, telaşa kapılırlar.
İskenderun´daki keşmekeş durumdaki kent içi trafik düzenlemesinde yetki kimde acaba? HBB kuruluşu olan UKOME´de mi? İskenderun Belediyesi´nde mi? İlçe trafik komisyonunda mı? Yoksa hiç kimsede bir yetki yok da, kamunun ulaşım sorunu şoför esnafının yapacağı düzenlemeye, vicdanına mı emanet?
Hali hazırda uygulanmakta olan, en çok da İskenderun hastaları için yapılan düzenlemeye birlikte bir göz atalım. Bu düzenleme, halkımız arasında yeni devlet hastanesi tabir edilen, B bloktaki ulaşım sorunudur. Bazılarının var ama herkesin altında özel arabası yok, fakir fukara-garip gurebâ için, dağ başına yapılan bir hastaneye ulaşım nasıl engellenir, seçmenlere, yaşlılara, hastalara ve o, garip gurebâ kısmına nasıl işkence yapılıyor, yetkili ve sorumlu mevkide bulunanların öğrenmesinde fayda var…
Güzergâh değişikliğinden önce, hastalar bindikleri dolmuştan, hastane polikliniğinin yakınlarında inip, içeriye geçiyordu. Hangi aklı evvel akıllının aklına gelmişse, dolmuşlar hastaları bahçe kapısından içeriye geçirmesin dışarıda indirsin fermanını vermiş. Kime danışmış orası karanlık, muğlâk. 150-200 mt mesafeyi nasıl yürüyüp, 55-60 basamak merdivenin neyle çıkılacağını ya düşünmemiş, ya da İskenderun ve çevreden gelen hastalara, işkence olsun diye taammüden yapmış.
O hastaneye her giden, bu düzenlemeyi yapıp, İskenderun halkına işkenceyi reva görenlerin kulaklarını çınlatıyor, çınlatmaya da devam edecekler demektir. Bu uygulamayı yapan, “hastane Başhekimi´nin, Dr.ların görüşünü aldı mı acaba?” diye de sormadan geçemeyeceğim. Hastalardan birisi şikâyet dilekçesini yazıp, ekine de bu yazıyı ekleyip, “İskenderun sancağında, halimiz ahvalimiz böyleyken böyle, buna bir çare” deyip; BİMER´e, CİMER´e dilekçe gönderirse, kimlere neler sorulur acaba?
İskenderun ve çevresindeki hastaların mağduriyetlerinin giderilmesi için gerekli düzenlemenin en kısa sürede yapılması sağlanmalı. Savcılarımızın işleri başından aşmış durumda. Bir de güzergâh nasıl değiştirildi, kim karar verdi, ne sebeple diye araştırmasını yaparlarsa, kimleri sorguya çağırırlar… orası belirsiz.
Eğer, sümüklü hocanın müritleri, İskenderun halkına işkence olsun diye bu düzenlemeyi yapmadılarsa, ya, sorumluluk duygusu taşımayan yöneticilerin, ya da şoför esnafının vicdanına emanet edilmişiz demektir. Her iki durumda da vay bizim halimize. Yazıklar olsun bizleri yönetsin diye seçilenlere, atananlara deme hakkımız doğmaktadır.
“Hastaları dışarıda bırakın yürüsünler, 50-60 basamak merdiveni de tırmansınlar” diye emir veren her kimse, o emrini değiştirip, Çankaya ve Körfez dolmuşlarına, hastaları poliklinik kapısına en yakın yerde bırakın diyecek. Bu işin başka yolu yok.
Bu yazıyı okuduktan sonra telefon edip, ettirip “gel bir kahvemi iç” diyeceklere şimdiden söyleyeyim, kusura bakmayın gelemem. Siz isterseniz buyurun gazeteye, kahvemiz de bulunur çayımız da.