Mükremin KURTCEPHE


HATAY MİLLETVEKİLİ OLMAKTAN ÇIKTI MI?

Toprak ağalığımız, aşiret ağalığımız, delege ağalımız olmasa da...


Toprak ağalığımız, aşiret ağalığımız, delege ağalımız olmasa da CHP içinde hafif bir ağırlığımız var kendimize göre. Selamımız alınır, gençlerimiz buyur diye yer verir cinsinden. Bir defasında ağırlığımı koydum, sıradakilerin fazlalığı nedeniyle anca il delegesi olabildim. O zaman da oy verdiğim il başkanı adayı seçimi kaybetti. Ondan sonra gidip de bir daha tartıya çıkmadım. Partililer de gidecek başka yerim olmadığından orada bulunduğumu bilirler, çalış, koştur diye de üstüme gelmezler, yormazlar.
Adnan Kılınçoğlu sanırım 2004 seçimlerinde, Belediye başkanı adayı olmuştu. Seçim bürosunun bulunduğu iş hanının güvenlik sorumlusu emekli polis, arkadaşım olduğundan yanına uğrar, birlikte içmeden ayık kafayla memleketi kurtarmaya, insan haklarını, demokrasiyi getirmeye çalışırdık. Birkaç kat yukarıdaki seçim bürosuna gelip giden tanıdıklarla karşılaşıp, selamlaşır, hâl-hatır sorardım.
Günlerden bir gün, hayırlı olsun deme ve yardımcı olabileceğim bir şey varsa sormak amacıyla yukarı çıktım. Böyle yerlere girdiğimde kim var, kim yok diye şöyle bir göz atmak âdetim üzere öyle yaptım. Giderken de gördüğüm manzarayı Adnan beye söyledim. Burada yazmam etik olmaz. Elinde kahverengi çantasıyla arkasında duran, benim ilaç pazarlamacısı sandığım gencin kim olduğunu sordum. Meclis üyesi adaylarından arkadaşım dedi. Arkadaşım dediği ve fazlaca yakınımızda olduğu için, “İçten pazarlıklı bir tipe benziyor, dikkat et buna” diyememiştim.
Adnan Kılınçoğlu kendini Belediye başkanı seçtiremedi, ama benim ilaç pazarlamacısı sandığım o arkadaşını, koyduğu sıralamada meclis üyesi seçtirmişti. Partinin dürümcü devrimcilerinin masraflarıyla, afiş ve diğer masrafları da cebinden ödemek zorunda kalmıştı. Eee, politika böyleydi Hatay da. Keser dönüyor sap dönüyor, günü geliyor hesap dönüyordu.
Kılıçoğlu´nun listesinden Belediye Meclisi üyesi seçilen, bütün CHP´lileri tanıdığını zanneden, benim tanıyamayıp, ilaç pazarlamacısına benzettiğim kişinin siyasi yıldızı alevlenmeye başlamış, kimlerin gücüyle olduğunu sonradan anlamaya başladığım, hangi listeye konulsa seçilebileceği bir sıraya konulup seçilmeye başlamıştı. Partisinin eşinin dostunun da desteği sayesinde, bütün yokuşlar iniş gibi çıkılmaya başlanılmıştı.
Kaç kere Milletvekili seçildiğinin çetelesini şaşırdığım, parti meclisi listesine de giren, şimdiye kadar partisi hakkında hiçbir eleştirisini duymadığımız bu vekilimiz geçen gün lerde bir internet gazetesine açıklamada bulunmuş ve “TÜRKİYE´NİN PARTİSİ OLMAKTAN ÇIKTIK” deyivermiş. Açıklamayı görmezden gelemedim. Her ne kadar kendimi demokrat ve solcudan saysam da bir parti üyesi olarak “ he ya haklısın da, bunu söylemenin zamanımı şimdi ?”  diye içimden geçirdim.