Nurullah ER


İnsan-LIK

Nurullah ER


İnsan, akıl ve düşünce yetisiyle var olan canlı bir varlıktır.

İnsanlıksa; insanın doğasını oluşturan, özelliğini kuran ve insanı insan yapan niteliklerin tümüdür.

İnsanlığın başına gelen felaketlerin tümü, insanlık duygu ve düşüncesi taşımayan, insanı yalnızca canlı bir yaratık olarak görenlerin yüzünden gelmiştir.

Dünyayı altı aya yakın, ülkemizi de bir aydır yakıp kavuran bir Koronavirus salgın ve bulaşıcı hastalığıyla insanlık can çekişmede.

Tıpkı, Ortaçağın veba salgını gibi.

İnsan ve insanlığı büyük bir korku sarmış, evde, iş yerinde, çarşı pazarda tüm konuşmalar koronavirus vakasına dairdir.

Uzmanlar, sağlık bilimcileri, bilim adamaları, siyasetçiler vaka üstüne yorumlar yapıyorlar, toplantılar düzenleyip kararlar alıyorlar. Ama bulaşıcı hastalık günden güne şiddetini artırıyor, ölümler fazlalaşıyor.

Yaşananları gördükçe “İnsan, insanın kurdudur” sözü aklımıza geliveriyor. Bunu söyleyen her ne kadar Avrupalı bir bilim adamı olsa da, Anadolu´da da sıkça kullanılır.

Çıkar kavgalarıyla yaratılan savaşlar, doğanın dengesini ve insan sağlığını bir çıkar uğruna bozanlar, tıpkı asırlık bir çınara yerleşen kurt misalidir. Yiye yiye mutlaka bir gün o çınar devrilecektir.

İnsanlığın kökünü kazıyan bencillik, kıskançlık ve paragözlük, iyiliği yok eden kötülük, ahlakı çürüten adaletsizliği bu insanoğluna yaşatanlar, insanlığı kemiren bir kurt gibi yiyip bitirenleri mutlaka bir gün tarih sayfaları, Firavunun zalimliği, Hitler´in zulmü gibi yazacaktır.

Bu gün yaşanan felaketler karşısında insanlığın vicdanı veba taşıyan lağım fareleri gibi bedenimizi kemiriyor, bir cinayet bıçağı gibi yüreğimize saplanıyor.
İnsanların içini kemiren, kötü insanların ruhunu söküp atmak, efsunlu bir yol bulmak elbette kolay değildir.

Bilinmelidir ki, insan insanın canı olursa insanlık olur.

Kendi evimiz gibi bildiğimiz dünyamızı başımıza yıkan, yaşanası bir dünyayı yaşanmaz kılan bu insan kurtlarının yaptıklarından ders çıkarıp, insanlık dünyasını kurmanın zamanı gelip geçiyor bile. Böylesi öldürücü vakalar karşısında insanların çaresizliği çağımıza yakışmıyor.

Bilim adamları, buluşlarını insanlığın mutluluğu ve refahı için bulmuşlardır. Böylesi değerler, dünyayı yöneten politikacıların elinde felakete dönüştürülmemelidir.