Halit KATKAT


İş Kazalarında Sınıf Tavrı

Halit KATKAT


Geçen gün Sakarya´da bir havai fişek fabrikasında meydana gelen büyük patlamada 6 işçi yaşamını yitirdi; bir işçi kayıp 114 kişi de yaralı. Elbette havai fişek fabrikasındaki patlama sadece fabrika içerisindeki işçi ve çalışanları etkilemedi; aynı zamanda patlamanın etkisiyle meydana gelen gürültü, çevredeki halkta panik meydana getirdi. Patlama sonucu ortaya çıkan gazlar ve dumanlar çevre kirliliğine neden oldu. Burada olayın çıkışından sorumlu olan kişi başta gerekli önlemleri almayan fabrika patronu olması gerekir. Ama maalesef ülkemizde kazadan sonra ilk aranıp “geçmiş olsun, nasıl yardımcı olabiliriz” denen kişi patron oluyor. Nitekim patlama duyulur duyulmaz Cumhurbaşkanı fabrika sahibini arıyor ve fabrika sahibinin olay yerinde yetkilerle çalıştığını kamuoyuna bizzat kendisi açıklıyor.

Devamında daha hayatını kaybeden işçilerin cenazeleri kaldırılmadan ve kayıp üç işçiye henüz ulaşılmamışken MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan, yanında bir heyetle patlamanın hemen arkasından Adapazarı´na gidip, MÜSİAD´ın Sakarya Şube Başkanı da olan patron Yaşar Coşkun için “moral yemeği” düzenliyor. Patronlar kulübü bununla da yetinmiyor. Yemeğin fotoğrafını sosyal medyada paylaşıyor. Bakanlarda her olayda olduğu gibi olay yerinde incelemelerde bulunup alışıldık cümlelerle açıklamalar yapıyor, yaralılara acil şifalar diliyorlar. Patronlar ve devlet yetkilileri burada sınıf tavrı ile hareket ederek fabrika patronunu mağdur göstermişlerdir. Bir kere daha işçilerin bütün mağduriyetlerine rağmen diğer cansız üretim araçlarından farkı olmadığını göstermişler, acılarını ve mağduriyetlerini hiçe saymışlardır.

İşyerlerinde kazaların önlenmesi için TBMM tarafından çıkarılan işçi sağlığı ve iş güvenliği yönetmeliğinin eksiksiz uygulanması gerekir. Ancak işveren bu yönetmeliği uygulamamıştır. İşçilerin ve uzmanların açıklamalarına göre yönetmeliği uygulamadığı bir yana bu konuda talepte bulunan işçileri de işten atmıştır. Burada bir kere daha görüldüğü gibi işçilerin haklarının yasa ve yönetmeliklere geçmiş olması o hakların işçiler tarafından kullanılması için yetmemektedir. İşçiler her gün iş cinayetlerine kurban gitmelerine karşın patronlar iş güvenliği yönetmeliğini uygulamamakta ısrar etmektedir.

İşçiler, önceki kuşakların mücadelesiyle yasalara, yönetmeliklere geçmiş olan en temel haklarını bile kullanabilmek için mücadele etmek zorundadırlar. Mücadele ise örgütlü olmakla mümkündür. Bunun için de önce sendikalı olmalı, sonra sendikalarda bürokrasi zincirini kırmalı, sendika yönetiminde mutlak işçi hakimiyetini kurmalı ve kendisi gibi olan işçilerle ortak talepler için mücadele etmeli. Patronlar nasıl kendi sınıf çıkarları için işçiler karşısında birleşiyorsa işçiler de patronlara karşı birleşmelidirler. İş cinayetlerini önlemenin başka bir yolu yoktur.