Halit KATKAT


İşçi ve emekçiler için sistem ihtiyacı

Halit Katkat


 

Devlet mekanizmasında kapitalist sistemin çarkları sermaye sınıfının kasalarını doldurmak için çalışırken, onların sözcülüğünü yapan politikacı ve bürokratlar bu devlet mekanizmasının halkın çıkarına olduğunun propagandasını yaparlar.

Bu sistem içinde bulunan bankalar, güvenlik güçleri ve her türlü bürokratik yapı kapitalistlerin çıkarı içindir. Ama işin garibi halkın ezici çoğunluğu da buna inanmıştır. Bu düzenin kötü işletildiğini bilenler de yöneticileri değiştirirlerse bu kötü gidişatın değişebileceğine ve kendilerinin refaha ereceğine inanmıştır.

Bizde ve bütün dünyada kapitalist sistemin sözcüleri, halkları bu sistemin değiştirilemezliğine ve sonsuzluğuna öyle inandırmışlardır ki onlar, bundan başka sistem olabileceğini düşünemez olmuşlardır. Bu sistemi halkların gözünde inandırıcı kılan başlıca nedenlerin başında oy verme sistemi gelmektedir. Genel oy verme sistemi, iradenin halkın elinde olduğu, istemediği temsilciyi değiştirebileceği ve en demokratik yolun bu olduğu düşüncesini kitlelerin hafızasına yüklerken, sistemin çarklarının kapitalistler için çalıştığını gizler.

Bu durumda kitleler kendileri için bir sistem olabileceği düşüncesi akıllarına gelmez. Halbuki mevcut bürokratik çarklar sermaye sınıfı için döndükçe bu mekanizmanın başına kimi getirirseniz getirin üretilen ürünler kapitalistlerin kasalarını doldurmaya devam edecektir.

Burada elbette çark derken üretim makinalarının ya da iletişim araçlarının eskiliğinden bahsetmiyoruz. Burada eskiyen üretim ilişkilerinden bahsediyoruz. Tam tersi üretim güçleri denilen teknolojik makinalar, ekipmanlar, işçiler ve bilim gelişip üretimi sürekli artırırken üretilen sermaye bir avuç sermayedarın elinde toplanıyor. Üretimin toplumsallaşmasına karşın üretilen ürünler toplumun refahına harcanmıyor. Bu çelişkiyi, yani gelişen üretim güçleri karşısında ayak bağı olan eski üretim ilişkisini değiştirme çelişkisini çözmek gerektiği ortaya çıkar. Ama bu eskimiş üretim ilişkilerini ayakta tutan sadece oy vermenin kendileri için demokrasi olduğu yanılgısının kitlelerin hafızasından silinmesi ve onun yerine kendileri için bir düzen olduğu düşüncesinin hard disklerine yüklenmesi gerekir.

Toplum sınıflardan oluştuğuna göre bu eskimiş sistemi hangi sınıflar değiştirecektir? Sömürücü ve hazır yiyici kapitalist burjuva ve onların müttefiki feodal sınıfların karşıtı olan üretici işçi ve emekçi sınıflar bu değişikliği yapacaktır. Ama bu değişikliği yapabilmesi için öncelikle güçlü sendikal örgütlenmeye ihtiyaç var. Güçlü sendikal örgütlenme derken sadece sendika üyeliği ile yetinen bir örgütlenme değil; işyerlerinden seçilmiş işçi temsilcileri ve bunların oluşturacağı konseyler ya da meclislerin yönetim ve denetimini yaptığı sendikaları kastediyorum. İşçi sendikalarını diğer emekçi kitlelerle ortak çıkarlar temelinde mücadelede birleştirecek konseylere ihtiyaç var. Doğal olarak bunlara işçi ve emeciler için kurulacak yeni bir sisteme götürmede yol gösterecek partiye ihtiyaç var. Elbette bütün bu düşünceler gerçekleşemez şeyler gibi görünse de düşünce kitlelerin bilincine çıktığı oranda ve sistemin kendi üzerlerindeki baskısını hissettikleri oranda bu gerçeğe yaklaşacaklardır. Marks´ın deyimiyle “teori kitleleri kavradığı oranda güç haline gelir”.