Halit KATKAT


İşçiler için çok önemli iki görüşme

Halit KATKAT


Bu günlerde işçilerin büyük çoğunluğunu ilgilendiren iki önemli görüşme 'Saraya hangi CHP´li çıktı' tartışmalarının gölgesinde devam ediyor. 'Sarayla hangi CHP milletvekili görüştü' tartışmalarının işçiler adına yapılan bu önemli görüşmeleri gölgelemesi işçi ve emekçiler açısından elbette değerlendirilmeli. Ancak burada işçi ve emekçilerin sorması gereken soru: Dedektiflerin bir olayı çözmek için sorduğu soru olmalıdır. Bu olay ya da sürdürülen tartışmalar kimin ya da kimlerin işine yarıyor? Bu soruyu buraya bırakarak bu iki önemli toplantıyı tartışmaya açalım. Bunlardan birincisi işçiler ile işveren ve hükumet arasında 2 Aralıkta ilk toplantısı yapılacak olan ve en büyük toplu sözleşme sayılan asgari ücret görüşmeleridir. 2020 yılı için belirlenecek asgari ücretteki artıştan doğrudan etkilenenlerin sayısı 4 milyonu aşıyor. 2020 yılında uygulanacak asgari ücreti belirlemek üzere aralık ayının ilk haftasında çalışmaya başlayacak Asgari Ücret Tespit Komisyonu kimlerden oluşuyor: Komisyonda işçi, işveren ve devlet adına 5´er üye görev yapıyor. İşçileri en fazla üyeye sahip konfederasyon olarak TÜRK-İŞ, işverenleri de Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil ediyor. Komisyonda kararlar oy çokluğu ile alınıyor. Şimdi belirtilen temsilci sayılarına bakarak bu görüşmelerden işçilerin talebi doğrultusunda ve onların yararına sonuç çıkmasını beklemek fazla iyimserlik olur. Türk-İş beş üyesiyle hayır dese bile işveren ve devlet temsilcilerinin oylarıyla işverenlerin dediğinin olacağı çok açıktır. 

Asgari ücret tespit komisyonu her yıl tahmini enflasyona göre artış yapıyor. Ancak enflasyondaki hesap çarşıya uymuyor. Gıdadan giyime, doğalgazdan elektrik ve ulaşıma kadar temel tüketim kalemlerine gelen zamlar, açıklanan enflasyon oranlarının çok üzerinde gerçekleşti. Bu nedenle milyonlarca emekçinin gözü kulagı bu yıl asgari ücrete yapılacak zamma çevrilmiş durumda. Burada tahminen asgari ücret ne olabilir? Sorusuna yanıt ararsak; Hükumetin Yeni Ekonomi Programı ve Merkez Bankası´nın 2019 yıl sonu enflasyonu yüzde 12 olarak tahmin ediliyor. Bu enflasyonun dikkate alınması durumunda net asgari ücretin AGİ(Asgari geçim indirimi) hariç 2 bin 262 TL´ye yükselmesi bekleniyor. Yeni Ekonomi Programında yer alan 2020 yılı enflasyon hedefi olan yüzde 8,5 oranında artış yapılırsa, net asgari ücret de AGİ hariç 2 bin 191 TL´ye çıkabilir.
Diğer önemli görüşme ise Türk Metal ile MESS arasında 130 bin işçiyi kapsayan toplu iş görüşmeleridir. Kasım ayı sonu aralık başında İstanbul´da yapılacak olan beşinci oturumda İşverenin ücret artışına ilişkin teklifini vermesini bekleniyor. Sözleşme kapsamındaki 130 bin işçiden yaklaşık 120 bininin üye olduğu Türk Metal Sendikası işçileri temsilen masaya oturacak. Yine bu görüşmelerde ücret artışı için enflasyondaki tahmini artışlar baz alınacak. İşçilerin yaşadığı gerçek enflasyon dikkate alınmayacak.
13 Kasım 2019 tarihinde ortak açıklama yapan Türk-iş, DİSK ve Hak-İş, emekçiler lehine vergi düzenlemesi yapılmasını ve maaşların asgari ücrete kadar olan kısmının vergiden muaf tutulmasını istedi. Ancak vergi muafiyetine devlet temsilcileri, bütçenin önemli gelir kalemi olması açısından, karşı çıkarken büyük holdinglerin vergi borçları yüzde 90 oranında indirilmekte ya da sıfırlanmaktadır. Ayrıca devlet bankalarından düşük faizli kredilerle desteklenmektedir. Üç konfederasyonun asgari ücret pazarlığında bu konuda ortak tutum alıp almayacağını bekleyip göreceğiz.
Burada işçiler şunu görmelidir; İşverenler için işçi emeği, piyasada alınıp satılan diğer mal ya da ürünler gibi alınıp satılan bir üründür. İşverenlerin kazançları İşçilik maliyetlerinin düşük tutulmasına dayanır. Bu bakımdan işverenler karlarını artırmak için işçi ücretlerini mümkün olan en düşük düzeyde tutmaya çalışırlar. İşçiler ise kendi ücretlerini yükseltmek yani kendi ürünleri olan kafa ve kol emeklerini işverene ucuza kapatmak istemiyorlarsa tüm işçiler birleşmeli ve sendikalarına basınç yapmalı kendi taleplerini kabul ettirmeliler. Sendikaların kendilerini savunmadıkları durumda kendi temsilcileriyle sözleşmeye oturmalılar. Bu konuda metal sanayi işçilerinin önceki dönemlerden yeterli deneyimi vardır.