Nurullah ER


İSDEMİR ELLİ YAŞINDA

NURULLAH ER


Aynı anda hem uzun, hem de yassı çelik üreten tek ve en büyük entegre tesisimiz bugün elli yaşında.

Yarım asırlık bir tarih.
1965 yılında Türk- Sovyet Ekonomik işbirliği antlaşmasıyla 3 Ekim 1970 yılında köylülerin tarım alanı, narenciye bahçelerinin bulunduğu Akdeniz´in kıyıcığında, Amanosların eteğinde temeli atılmıştı.
Rus teknolojisiyle kurulan fabrika ileriki yıllarda teknolojisini yenileyerek, yeni yatırımlar yaparak ülke sanayimizin lokomotif gücü durumuna gelmiştir.
Bundan elli yıl önce kurulan, elli iki ay gibi kısa zamanda bacaları tütmeye başlayan İSDEMİR, Özelleştirme kapsamına alınarak önce Ereğli Demir Çelik´e devredilmiş, ardından da Oyak Maden Metalürji çatısı altında teknik elemanları ve işçilerin emek gücüyle birleşmesiyle üretim hacmi büyümüş, finans kaynağı artarak çağdaş yönetim ilkeleri ışığında faaliyetlerini sürdürmektedir.
Geçmişte gençlik coşkusunun fizik gücünü, akıl gücüyle birleştirerek demiri eriten, kömürü damıtan, çeliğe su verenler bugün üretimin içinde olmasalar da, emekli köşelerinde İSDEMİR´i kalplerinde yaşatmaktalar. Bayrağı devir alanların fabrikayı uluslararası bir güce ve ileri teknolojiye kavuşturmalarıyla da onur duymaktalar.
İsdemir her ne kadar bir fabrika konumunda olsa da, emekçilerinin çalışmalarıyla canlı bir organizma gibi zaman dilimi içinde faaliyetini sürdürmektedir.
Kurumlarda devamlılık esastır. İsdemir dün vardı, bugün var, yarın da var olacaktır. İşletmeyi yönetenler, çalışanlar baki değildir. Bugün elli yıl öncesinin çalışanları orada yoktur. Bugün çalışanlarda yarın olmayacaklardır. Geçmişte temele ilk kazmayı vuranlar, harcını dökenler, bacaları tüttürenler, çarkları döndürenler, geride bıraktıkları izlerle bölgenin ekonomik, sosyal ve kültürüne bıraktığı değerlerle yaşayacaklardır.
İsdemir´in kurulmasıyla ülkenin dört bir yanından gelip işe girenler, iş ilişkileri, yaşadıkları çevreyle bütünleşerek bölgenin sosyal dokusunu yaratmışlardır. Bir arada çalışmanın, bir arda yaşamanın ürünü olarak sanayi kültürünü oluşturmuşlardır.
İsdemir, her ne kadar bir fabrika olsa da, çevresiyle birlikte bir kültürdür.
Emeğin kültürüdür.
Dedelerinin, babalarının toprağı işleyerek, ekip biçerek, ağaç dikip meyve yetiştirerek, hayvancılık yapıp, at sırtında gezerek oluşturdukları tarım kültürünü, çocukları ve torunları; bacaları tüttürerek, çarkları döndürerek, topraktan demir yaparak sanayi kültürünü dönüştürmüşlerdir.
Sanayi kültüründe demokratik örgütlülük esas olduğundan, çalışanların yaşam standartlarını yükseltmek, sosyal yaşantılarını iyileştirmek için örgütlü oldukları sendikaları sayesinde insanca bir yaşam, çocuklarıyla huzur ve güven ortamında demokrasinin nimeti sayesinde yaşamaktalar.
Bugün itibarıyla üç dört bin çalışanına karşılık, yirmi binin üzerine emeklisi vardır İsdemir´in. Çoğunluğu da bölgemizde yaşamaktadır. Bir kısmı aramızdan ayrılıp, hakkın rahmetine kavuşmuştur. Bugün çoğunluğu ileri yaş grubu statüsünde olup, rahatsız olanlar, hastane kapılarında zamanlarını geçirmekteler. Koronavirüs salgın hastalığında riskli grup olarak aylarca kapı dışarı çıkamadıklarından, fiziksel aktiviteleri zayıflamış, ruhsal bunalıma girmiş durumdalar.
Demokrasilerde örgütlülük esastır. İsdemir emeklileri olarak kurmuş olduğumuz derneğin çatısı altında sonbaharımızı yaşamaktayız. Sonbahar her ne kadar hüzün yüklü olsa da, içimizde bulunan dinamizim bizleri hayata tutunmaya yetiyor.
Geçmiş yıllarda İsdemir´in kuruluş yıl dönümleri çok parlak geçerdi. O gün dört çeşit yemek çıkar, akşamları müessese yetkilileri tarafından eğlenceler düzenlenirdi. Ayrıca çalışanlara bir maaş ikramiye dağıtılırdı. Günümüzde de mutlaka günün anlam ve önemine dair etkinlikler yapılmaktadır. Bu yıl Koronavirüs nedeniyle kısıtlı olmuştur.
Biz dernek olarak böylesi bir günü anlam ve önemine uygun şekilde her yıl yemekli bir geceyle kutlamaktaydık. Ne var ki bu yıl yaşanan salgın hastalık nedeniyle tertipleyemedik. Önümüzdeki yıllarda böylesi bir günü kurum yetkilileriyle kutlamak biz İsdemir emeklilerini daha da onura eder. Onlarında geçmişten kopmadıklarını gösterir.
Bir insan bir şeyi önemseme bilincine sahip olursa sever. İsdemir emeklilerinin, İsdemir´i önemsemeleri ve sevmeleri, emeklerinin bilincinde olmalarındandır.