Nurullah ER


İSDEMİR KÜLTÜRÜNE SAHİP ÇIKMAK

Nurullah ER


Geçen hafta Cuma günü Osmaniye´de ikametgah etmekte olan Demir- Çelik emeklilerinin tertiplediği toplantıya, davetli olarak katıldım.
Toplantının amacı yıllardır birlikte çalışmış, aynı trende, otobüste iş yerine gitmiş, aynı yemekhanede birlikte yemek yiyip, aynı havayı soluyup, alın teri dökenlerin birbirleriyle tekrar kaynaşması, dayanışması bir araya gelerek geçmişe yönelik anılarını tazelemeleri ve yaşamsal sorunlarını konuşup tartışmaları...
Öyle de oldu. Katılanların sayısı az da değildi. Bir çoğu üyelerimiz olmasına rağmen yeni üye olmak için gelenler de vardı. Yıllardır birlikte çalışıp aynı kaderi paylaşanların aynı şehirde yaşamalarına rağmen, birbirleriyle görüşüp kaynaşamamaları, iyi ve kötü günlerini birlikte paylaşamama büyük bir eksiklikti.
Tanıdık simaların birbirlerini gördüklerinde, selamlaşıp kucaklaştıklarında gözlerinin içlerinin ışıldaması sanki bir hasret giderme gibiydi. Derneğin böylesi bir eksikliği gidermek ve kalıcılığının sağlanması için Osmaniye´de yaşayan Demir- Çelik emeklilerine de bir temsilcilik ve lokal açılmasının gerekliliğini dile getiriyorlardı.
Yıllardır İsdemir gibi ağır bir sanayide çalışırken iş ilişkileri, vardiya arkadaşlığı, sosyal çevre bağları, sendikal mücadeleler, yaptıkları eylemleri, yaşadıkları  grevleriyle; iş yerlerinin özelleştirilmesi sonucu yaşanan sorunlarların tümüyle bir kültür oluşturmuşlardı İsdemir emeklileri. Benliklerinde yer eden o yaşam şeklinin oluşturduğu kültür, atılıp yok edilecek bir değer değildir. Ancak sosyalleşerek oluşturdukları dernek çatısı altında desteklenerek, korunanrak geleceğe miras bırakılacak bir değerdir.
Sorunlar üzerine karşılıklı konuşurken; yaşlılıklarını, yorgunluklarını hiçe sayıyorlardı. Kendilerini esas yoran, ruhsal çöküntü yaratan şeyin; iş yeri yöneticilerinin, aidatlarıyla yaşamlarını sürdüren sendikacıların ve siyasetçilerin kendilerine verdikleri sözü yerine getirmediklerinden olduğunu dile getiriyorlardı.
Fabrikanın devri sonrası yöneticilerin ve sendikacıların çalışanlara verdiği vaatler yerine getirilmediğinden, adlarına yazılı hisselerine bile zorla elde ettiklerini, buna bağlı olarak bir çok hak kayıplarına uğradıklarını, haklarını aramak için adalete baş vurduklarında ise nerdeyse potansiyel suçlu ilan edildiklerinden şikayetçilerdi.
Siyasetçilerden de beklentileri vardı. Bir kısmı farklı siyasi partilerde görev almış olsalar da çoğunluğu seçim günü gidip oynunu tercihine göre kullanıyorlardı. Her ne kadar ideolojik düşünüp tercih yapsalar da kendilerine verilen vaatleri de göz ardı etmiyorlardı. Ama seçim sonrası verilen sözlerin siyasetçiler tarafından yerine getirilmediğini görüyorlardı. Bunun da tek sorumlusunun kendilerinin birlik ve beraberlik içerisinde olamadıklarına bağlıyorlardı.
Kültür, bir toplumun yarattığı en büyük değerdir. Kültürel değerlere sahip çıkmama, o topluma sahip çıkmamadır. Çalışanların üretim olarak yarattığı artı değerle, üretim esnasında ortaya çıkan yaşam şekli onların bir kültürüdür.
Bölgemizin en büyük sanayi kuruluşu olan İsdemir kırk yılına yakın bir geçmişiyle; üreten ve tüketenleriyle bölgede bir İsdemir kültürü yaratmışlardır. Artık; İskenderun Körfez Bölgesi, Çukurova, Amik Ovası ve tüm Akdeniz Bölgesi, İsdemir çalışanlarından ve emeklilerinden ayrı düşünülemez. Biz İsdemir Çalışan ve Emekliler Yardımlaşma Derneği olarak bu kültürün yaşamasına ve korunmasına çalışacağız. Bu konuda kendilerini sorumlu hissedenlerinde bu oluşuma maddi ve manevi katkıları olmalı diye düşünüyoruz.