Mükremin KURTCEPHE


İŞKENCENİN ADI DEĞİŞMİŞ

KESER DÖNER SAP DÖNER


Osmaniyelilerin deyimiyle, “güçcük Moskova Kırmıtlı” dan Halis Açacak”ı İskenderunlular yakından tanırlar. Emekli öğretmen ve yazar Halis hocayı bugünlere taşıyan esas güç, bana göre eşi Güldane hanımdır. Hoca sürülür. İşten atılır, ceza evine düşer Güldane hoca hep yanında, yanı başındadır hayat arkadaşının.
12 Eylul darbesinden sonra Halis hocanın, Modernevler tarafında olan gecekondularına, Jawa motoruyla gittiğimizde, Güldane hocanın çayını içmiştim. O günden sonra gördümse de ben hatırlamıyorum. Halis hocanın ELLERİMİ TUT kitabını eşi için yazdığı açık. Ancak ben kitabın tamamını okuyamadım. Belli bir yerine gelince, baktım dayanamayacağım bıraktım.
İskenderun M tipi cezaevinde yatan hocamız, burada geçirdiği günlerle ilgili de bir kitap yazmış. Okuyup bitirdiğim o kitabında cezaevindeki gardiyanlar ve ilgili yetkilileri övdükçe övmüştü. O kitabının adını yazsam, yazı işleri müdürümüz Sadet hanım “abi yazıda arkadaşının reklamını yapmışsın, çizdim orayı” demesin diye yazmadım.
Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez ve arkadaşlarının basın toplantısından öğrendiğimize göre bizim hocanın anlattığı görevlilerden İskenderun M tipi cezaevinde, bir Allah´ın kulu kimse kalmamış. Hepsini sürüm-sürüm sürmüşler ki, ceza evinde işkence almış yürümüş. Bizim gazetenin 31.1.2020 tarihinde yayınlanan haber içeriğinde geniş şekilde verilmiş. http://www.iskenderunses.net/haber/kotu-muameleye-sorusturma-acilmali-11106.html 
Hatay Barosu İnsan Hakları ve Cezaevi Komisyonu, İskenderun M Tipi Kapalı Cezaevi Müdürlüğünde bulunan bazı tutuklu ve hükümlülere yönelik işkence, kötü muamele yapıldığı iddialarına ilişkin hazırladığı raporda, 'gözaltındakilere yönelik işkence ve kötü muamelenin devamının engellenmesi ve soruşturmanın sağlıklı yürütülebilmesi için soruşturmadan el çektirilmeleri; hekim muayenelerinin Türkiye´nin de taraf olduğu İstanbul Protokolüne uygun olarak yapılmasını; cezaevinde kötü muamele ve işkence iddiasında bulunan hükümlü/tutukluların savcılığa çıkarılması, delillerin celp edilmesini ve işkence suçunu işleyenlerin tespiti için re´sen soruşturma başlatılması' gerektiğini belirtmiş.
Eskiden işkenceye işkence denirdi. Avukatlarımız eğitimli insanlar, “kötü muamele” deyip yumuşatmaya çalışmışlar. Basın açıklamasından öğrendiğimize göre; “Hükümlünün ablası tarafından baroya yapılan başvuruda ‘kardeşinin İskenderun M Tipi Kapalı cezaevinde hükümlü olarak bulunduğunu, kardeşinin açık görüşüne gittiği zaman kardeşine yapılan işkence ve kötü muamele izlerini gördüğünü, kardeşinin korktuğu için şikâyetçi olamadığını, kardeşine yardım edilmesini” istemiş.
İyi ki de istemiş. Yoksa, işkenceden kimsenin haberi olmayacaktı. Cezaevi cenahından bir açıklama olmadığına göre Abla da, Avukatlar da haklımı acaba?