İskenderun´da dönemin Belediye Başkanı Yusuf Civelek tarafından 2009´da oluşturulan, sonraki dönemlerde yeniden göreve davet edilmeyen İskenderun Kent Konseyinin genel kurulu nihayet 28 Şubat´ta toplanıyor.
Belediye Başkanı sayın Fatih Tosyalı´nın da belirttiği gibi bunun yerel demokrasinin geliştirmesi amacı taşıması açısından önemli bir adım olarak kabul etmek gerek. Bu açıdan emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Bunun kentimizde demokrasinin gelişimine hizmet etmesi açısından altının doldurulması çok önemlidir. Bu konuda bir çok kez bu sayfadan demokrasi ve halkın kararlara katılması açısından önemini yazmıştım.
Kavram olarak kent konseyi, ülkemiz gündemine çok yakın bir zamanda 2006 da giren bir kavram. Bu bakımdan halkımızın ve hatta kitle örgütlerinin bu kavramı yeteri kadar anlayamadığını düşünüyorum. Bunu 2009 da ki kent konseyine katılmış ve çeşitli defalar kitle örgütü, parti ve oda yöneticileriyle, belediye başkan adaylarıyla görüşmüş biri olarak söylüyorum. Bu bakımdan demokrasinin işleyişinde önemli bir meclis olması gereken bu yapının gelenek olarak yerleşmesi ve devam etmesi için sabırlı ve bilinçli bir çabaya ihtiyaç var.
Bir defa demokratik işleyiş açısından konseyin toplanmasının Belediye Başkanlarının keyfine bağlı olmaması gerekir. Sayın Civelek topluyor, Sayın Dingil toplamıyor. Sayın Fatih Tosyalı yeniden topluyor. Belediye Başkanlarının seçildikten sonra üç ay içerisinde kent konseyini toplaması yasal bir zorunluluk. Bunun keyfi durum olmadığı ortada. Diğer taraftan kent konseyini oluşturan bileşenler de, ki bunlar içinde meslek odaları, partiler, sendikalar var, konseyin toplanması için bir çabada bulunmuyor. En azından bileşenlerden imza toplayıp sorumlu makamı uyarabilirlerdi. Demek ki onlar da bu demokratik kuruma yeteri kadar önemsemiyor ve çaba harcamıyorlar.
Civelek zamanında oluşturulan kent konseyi demokratik işleyiş açısında kötü bir örnek oldu. Daha bileşenlere, kent konseyi nedir, nasıl toplanır, divan nasıl seçilir, görevleri nedir, anlatılmadan hemen ilk oturumda birinin başkan olması için dayatma yapıldı. Buna itiraz edenlere söz hakkı verilmedi. Bu bakımdan kopmalar oldu. Diğer bir yanlış ise bu konseyin kentin sorunlarının görüşülüp çözüm üretildiği bir meclis olarak değil; belediyenin bir yan kuruluşu gibi işletildi. Bu yeni toplanacak konseyde bu hatalardan ders çıkarılacağını umuyorum.
Kitle örgütleri açısından ise şunlar söylenebilir: Bir defa bu konsey eğer iyi değerlendirilirse sadece bu gün halkın kendi mesleki ve kitle örgütleri ile katılımı açısından demokrasiye hizmet etmez; aynı zamanda geleceğin kentini yöneten meclisler olacağı iddiasını da içinde barındırır. Bu bakımdan bu gün kimi temsil ettiği şüpheli olan, yani her meslek ve sosyal sınıfı temsil iddiasındaki, genel oyla temsil edilen meclisten daha demokratik bir meclis olacaktır. Genel mecliste temsil olanağı bulamayan işçiler, memurlar kent konseyinde kendi sendikaları aracılığıyla kent yönetimine katılacaklardır. Meslek odaları, kentin imar sorunlarını, sosyal sorunlarını, mesleki sorunlarını bu meclise taşıyacaklardır. Mahallelerin sorunlarını, muhtarlar meclise taşıyacaktır. Kent Yöneticilerinin kendi canı istediğinde muhtar toplamasına gerek kalmayacaktır. Konsey içerisinde oluşturulacak kadın ve gençlik meclisleri ile bu kesimlerin sorunları meclise taşınıp, bütün bu halk temsilcileriyle çözüm aranacaktır. Yine herkesi ilgilendiren çevre sorunları bu mecliste görüşülecektir. Her şeyden önce başka platformlarda bir araya gelemeyen parti ve siyasi görüşler bu konseyde bir araya gelecektir.
Kentimizde halkımızın kararlara katılımı açısından yararlı olacağı inancıyla yeni kent konseyine başarılar diliyorum.
Kent Konseyi konusunda daha geniş bilgi sahibi olmak isteyenler başta https://hkatkat.blogspot.com/2018/02/isletilmeyen-bir-demokrasi-kurumu.html blok sayfamdaki yazı olmak üzere SES Gazetesinde çıkan diğer yazılarıma bakabilirler.
