Akın BODUR


İskenderun Lisesi

Akın Bodur


Yöre insanının kenti ´İskele´ diye tanımladığı dönemde, bölgenin tek lisesi olarak eğitime başlayan İskenderun Lisesi, 119 yıllık yapıda ve 90 yıldır okul olarak kullanılan tarihi binasında Belen, Arsuz, Payas üçgenindeki bölgede binlerce kişiyi mezun etti. Mezun olanlar aynı okulda öğretmenlik, yöneticilik yaptı; Sanat, spor, siyaset, bilim, eğitim, iş dünyasında farklı alanlara atıldı.
İki bin nüfuslu yerleşim alanları beldeye dönüştürülüp, belediye başkanını seçerken, 7 binin üzerindeki gence aynı anda eğitim veren İskenderun Lisesi´nin tarihi taş binası, sanki birilerince okul olmaktan çıkartılıp, ticaret yapması, daha çok kazanması için 5-10 kişiye sunulmak isteniyor. Üç-beş yıl önce başlatılan ama o dönemin yönetilerince karşılık bulmayan bu çaba şimdilerde yeniden ısıtılmaya çalışılıyor.
her fırsatta gençlere ve çocuklara hizmette öncelik verildiğini belirten ama onların spor yapacağı alanları lunaparka ya da yap-işlet-devret modeliyle ´yöre sakinlerinin ihtiyacı var´ gerekçesiyle aquaparka açmaya çalışan belediye yönetimi de sanki işin içinde... Sosyal tesisleri farklı kurumlara devreden, spor alanlarını özel sektörün kullanımına açınca yapması gereken işleri azaltan belediye yönetimi, kent halkını temsil ettiğini unutup, iş dünyasının birkaç isminin aracılığına soyunuyor olsa gerek. Temmuz ayının ilk günlerinde verilen dilekçeyle sokağındaki çukurların doldurulmasını isteyen yurttaşa 7 aydır yanıt vermeyen, sorunu da çözmeyen belediye yönetimi, 5-10 kişiye rant sağlayacak lisenin ticarete açılmasına zaman ve bu konuk ettiği misafire kaynak bulmakta sıkıntı yaşamıyor.
Tadilat projesi tamamlanan, restorasyonu bakanlık tarafından yapılacak binanın ticarete açılması projesi uygulanırsa, birileri rant sağlarken, tamamen kalkmasa bile daralacak okul alanında öğrenciler beden eğitimi dersi dahil, hiçbir şekilde spor yapamaz hale gelecek.
9 sınıf ve 16 atölyenin eğitime açılması, 500´den fazla gencin yürüme mesafesindeki okula, arkadaşlarıyla yürüyerek gitmesine, giderken sokakta, cadde karşılaştığı tanıdıklarına selam vermesini devam ettirecek. Aksi durum, iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki kişiye rant sağlanırken, ekonomik krizin yaşandığı günümüzde, gençlerin en az bir saatini okul servislerinde geçirmesini, her yıl en az 500 gencin daha az sosyalleşmesini, toplum ve ailesiyle daha az iletişim kurmasını getirecek.
Büyük İskender döneminde komutanlarından Seleukos tarafından kurulan ve 'Alexandretta' adı verilen İskenderun´da, kenti adını taşıyan, Birinci Dünya Savaşının, parlamentosunun oybirliğiyle aldığı kararla Türkiye Cumhuriyeti´ne katılan Bağımsız Hatay Devleti´nin izlerini taşıyan, 119 yıllık tarihi binada, gençlerin tarihi doku altında eğitim almasını önlemenin; gençlere, kent tarihine nasıl bir faydası olacak?
Umuyorum ki, kenti yönetenler, kent adına doğru olmayan çabayı sürdürülmekten vazgeçer. Bu olmazsa, o zaman Yeşilçam sinemasının önemli eserlerinden 'Hababam Sınıfı' filminde olduğu gibi liseliler ya da mezunlarının devreye girmesi, onbinlerce insanın anısının, hatırasının silinmesine için vermemesi gerekir, sanki...
Ya siz ne dersiniz?