Nurullah ER


İskenderunluya Aslantaş Barajının suyunu içmek nasip olacak mı?

NURULLAH ER


Yapılması gereken bir işin uzaması, bir türlü sonuçlanmaması halinde, “Yılan hikayesine döndü” denir.

Biz İskenderunluların da Aslantaş Barajının suyunu içmemiz ona döndü.
Yirmi yıla yaklaştı.
O günden bu güne kadar bu işin sorumluluğunu alan, görev akdi bilen, bir çok bürokrat, bakan geldi gitti. Belediye Başkanları değişti, İskenderunluya hala evinin musluğundan temiz su içmek nasip olmadı.
Hem de kapımıza kadar geldiği halde.
Dönemin DSİ Müdürü Veysel Eroğlu tarafından projelendirilen, DSİ, İSDEMİR ve İskenderun Belediyesi tarafından yapımına karar verildiği tarih 2004 yılı idi.
DSİ´leri kamu hizmeti yapıyordu, İSDEMİR endüstriyel su ihtiyacını karşılayacaktı, İskenderun Belediyesi ise evinde halkına temiz su içirecekti.
Yetmiş kilometre uzaklıktaki Aslantaş Barajından bağlanacak su için 800 mm çapında çelik boru kullanılmış, borular dışarıdan izole edilerek hem güçlendirilmiş, hem de ömrü uzatılmıştı. Saniyede borulardan 2,5 metre küp su geçerek, hem İSDEMİR´in, hem de İskenderun´dan Arsuza kadar yerleşim yerlerinde yaşayan beş yüz bin insanın su ihtiyacını karşılama kapasitesine sahip olan bir suydu Aslantaş Barajının suyu.
2012 yılında Aslantaş Barajı suyunu DSİ´leri Azganlık köyünün altındaki Organize Sanayi Bölgesine kadar getirmişti. İskenderun´un su sorunun ne kadar ciddi bir boyutta olduğunu bilen dönemin İskenderun Belediye Başkanı Yusuf Civelek, bakan ve bürokrat çevreleriyle zaman zaman bir araya gelmiş, sonunda valiyle görüşerek 2. Organize Sanayi Bölgesinin içinde bulunan atmış dönümlük hazine arazisini arıtma tesisi kurulması için İl özel İdaresinden satın almıştı. Ayrıca Fransızlar döneminden kalan İskenderun su şebekesinin alt yapısını Aslantaş Barajından gelecek suya göre yenilenmiş, yüzde yetmişe yakın su kaçakları önlendiğinden ,şehre su veren kuyuların adeti azaltılarak, elektrik tasarrufu elde edilmiş, aynı zaman da yer altı kaynak sularının korunması da sağlanmıştı.
2017 yılında DSİ´leri arıtma tesisinin yapımını bitirip, İskenderun´da bazı yerlere su deposu yaparak suyu şebekeye bağlanacak duruma getirerek Hatay Büyükşehir Belediye Başkanına devretmiştir. Görüldüğü kadarıyla suyun şu andaki sahibi Hatay Büyükşehir Belediyesi. Suyun çeşmelerden akması, Başkanın talimatına, Hatsu görevlilerinin startına bağlı. Basından edindiğim bilgiye göre Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Lütfü Savaş´a bir basın toplantısında; “İskenderunlu Aslantaş Baraj suyunu ne zaman içecek?“ diye soran bir gazeteciye cevaben; “Arıtma tesisini istemeyerek devrini aldık. Bu tesisin en büyük handikapısı sanayinin içinde olması. Dokuz ayrı yerde açık alan bulunduğu için sıkıntı yaratıyor. İçme suyu tesisi burada olmaz. Tespitlerimize göre şu andaki çeşme suyu daha iyi. Arıtmayı şebekeye bağlama konusunda daha karar vermedik. Bir sanayici gelir burayı alır, başka yer tespit eder tesisi oraya kurarız.”
Bunca emekten sonra kimse evine bağlanacak suyun kirli olmasını istemez. İşin savsaklanmasında göz yummaz. Sayın başkanın bu görüşü teknik uzmanların inceleyip araştırılarak ortaya koyduğu bir rapor mu? Bilmem ama, kimse şu anda İskenderunluların evlerinden akan suyun temiz olduğunu idda edemez. Çünkü kimse, evinin musluğundan su içmiyor. İçmeyi bırak yemeğine bile koymuyor. Yapabilse çamaşırını bile yıkamayacak, banyosunu bile yapmayacak. Yaz günleri artan özellikle çocuklarda yaşanan ishal vakalarının çeşmelerimizden akan suyla ne kadar bağlantılıdır? İçilmeyen su kirli sudur, sağlığa zararlıdır. Ne kadar sağlıklı olduğu tartışma konusu olan damacana sularını tüketen halkımızın sağlığının korunması, sağlıklı su içirilmesi, kısır döngülerden ve tartışmalardan kurtarılması seçerek görev verdiği, hizmet beklediği Belediye Başkanlarına aittir. Üç dönemdir Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilen Sayın Lütfü Savaş´ın kimse kara kaşına, kara gözüne oy vermiyor. Köy yollarının yapılması, asfaltlanması, su sorunlarının çözümü ve diğer hizmetlerinin yanı sıra Suriye politikası karşısında sergilediği tavrı, tüm Hataylılarca takdir toplayarak bu dönem açık farkla yine seçimi kazanmıştır.
Su içtiği müddetçe insan yaşar. Temiz su içtiği sürece de sağlıklı olur. Dünya Sağlık Örgütünün önerisine göre; bir su, musluktan bizim kullanımımız için evimiz kadar gelmişse sağlıklı olmak zorundadır. Bilimin, teknolojinin bunca gelişip ilerlediği, insana hizmetin öne çıktığı yüz yılımızda, ülkemiz insanı, evinin musluğundan temiz su içip kullanamıyorsa bu bizleri yönetenlerin ayıbıdır. İskenderunlu, kendilerine hizmet amaçlı seçilmiş milletvekillerinin, belediye başkanlarının sudan sebepler aranmadığında, kısır çekişmelerden kaçınıldığında, siyasi polemiklerden uzaklaşıldığında Aslantaş Barajının suyunun temiz olarak evlerinin musluklarından içebileceklerine inanıyorlar.
Suyun temizliği insanın temizliğidir. Anadolu´da bir bardak su ikram edene; “Su gibi aziz ol!” denir.