Halit KATKAT


İsrail´in Filistin Topraklarını İşgaline Sınıfsal Çözüm

Halit KATKAT


İsrail´in Filistin topraklarına yerleşmesinden sonra, Birleşmiş Milletler´in İsrail´i kınayan onlarca kararına rağmen, geçen yetmiş yılda İsrail´in işgalci tavrında bir değişiklik olmadı. İsrail´in Golan Tepelerini işgal ettiğinde ve ondan sonra Müslüman ülkeler dini açıdan, Arap ülkeleri ulusal açıdan İsrail´e siyasi söylemlerle ateş püskürttüklerinde bile durum değişmedi. Ve İsrail adım adım Filistin´de işgal ettiği toprakları büyüttü. Bunun başlıca nedeni İsrail´in emperyalist devletlerin, en başta da ABD´nin çıkarlarını Ortadoğu´da koruyan güvenilir askeri ve ekonomik bir üs olmasındandır.

Bizde ise bu günkü durum şudur: AKP iktidarı, bir taraftan Filistinlilerin İsrail uçakları tarafından bombalanmasını kınayıp uluslararası çapta Rusya, AB, vb. ülkelerle görüşüp çözüm ararken İsrail´le ekonomik ilişkileri eskisinden daha ileri boyuta taşınmaktadır. Türkiye ile İsrail arasındaki son 10 yıldaki ticaret verilerine baktığımızda dış ticaret hacminin 4,5 milyar doların altına hiç düşmediğini görüyoruz. Şimdilerde ise bu rakam küresel ekonomik krize ve pandemiye rağmen 6,5 milyar dolar civarında.

İsrail, Türkiye´ye kimyasal ürünler, plastik, yakıt satarken; Türkiye İsrail´e demir-çelik, makine, çimento ve gıda satıyor. 2020´nin ilk dokuz ayında kuru meyve satışları yüzde 64, deniz ürünleri yüzde 36´dan fazla, tahıllar ve baklagillerde yüzde 17, meyve ve sebze ihracatında ise yüzde 25´in üzerinde bir artış yaşanmış.

İsrail´in işgal ettiği yerlerde inşaatlar yapılırken kimse ‘bu inşaatlar Türkiye´nin sattığı demir ve çimento ile yapılıyor´ demedi. Türkiyeli şirketler İsrail´de özellikle enerji ve inşaat projelerine 1.2 milyar dolar büyüklüğünde yatırımlar yaparken kimse ‘bunlar Filistinlileri bombalıyor biz niye bunlara yatırım yapıyoruz´ demedi. Kapitalist sistemin çarkları para ile dönmektedir ve duygusal, insancıl bakışın bu ilişkilerde yeri yoktur. Yine bu açıdan dini ve ulusal çözüm aramanın da Filistin halkına zerrece yararı bu güne kadar olmadığı gibi bundan sonra da olmayacaktır.

Bunun çözümü Filistin topraklarında yaşayan Arap ve İsrail işçilerinin ortak mücadelesinde ve uluslararası işçi sınıfı dayanışmasındadır. Ne demek istediğime bir örnek olması açısından 15 Mayıs 2021 tarihli Yol Haber.net´in özel haberini olduğu gibi buraya alıyorum.

“Rojda Aslan

İtalya´da İsrail´e silah taşıyacak kargo gemisinin limana yanaştığını öğrenen işçiler, yaşam hakları için mücadele eden Filistinlilere destek olmak için gemiye yükleme yapmayı reddetti.

Asiatic Island isimli kargo gemisi bu cuma İtalya´nın Livorno limanına ulaştı. Cenovalı Otonom Liman İşletmeleri Kolektifi´nin ve WeaponWatch kuruluşunun hazırladığı raporla birlikte, L´Unione Sindacale di Base sendikasında örgütlü olan liman işçileri geminin İsrail´in Aştod limanına gidecek olan silah ve patlayıcılarla yükleneceğini öğrendi. Sendika, kısa bir süre sonra Asiatic Island gemisi dahil İsrail´e gidecek hiçbir geminin geçişine izin vermeyeceklerini açıkladı.

İtalya´daki liman işçileri, İsrail´e silah taşınmasını engellemek için limanlara gelecek olan diğer gemiler hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Sendika, dün itibarıyla düzinelerce zırhlı askeri aracın Molo Italia adlı başka bir gemiye yükleneceğini de öğrendi.

L´Unione Sindacale di Base sendikası üyesi işçiler Livorno´da eylem yapacaklarını açıkladı. İşçiler, Gazze´deki bombardımanın ve Filistinlilerin evlerini terk etmeye zorlanmasının son bulmasını talep ediyor.”

İtalya liman işçilerinin bu örnek direnişini tüm ülkelerin işçileri, özellikle bizim İsrail´e iş yapan firmaların işçilerinin de örnek alması İsrail´in saldırılarını durdurabilir. Her türlü baskıyı ve savaşı durduracak tek güç işçi sınıfının gücüdür.